MEB Bürokratlarının zaman zaman yaptıkları açıklamalarda, MEB yöneticilerine de (şube müdürleri, il-ilçe milliEğitim müdürleri ve İl Milli Eğitim Müdür yardımcıları) rotasyon uygulamasının yapılacağı beklentisi hasıl olmuştur. Eğitim- bir sen sendikasının da bu yöndeki talepleri de basına yansımaktadır. Okul müdürlerine rotasyon uygulanmışsa, bunun da faydalı olduğuna inanılıyorsa (bence faydalı olmuştur) MEB yöneticilerine de rotasyon olmalıdır. Ancak mevcut MEB görevde yükselme ve unvan değişikliği yönetmeliği değişmeden, MEB yöneticilerine rotasyon uygulanamaz. Çünkü, mevcut yönetmelikte yer değiştirme ile ilgili tek bir hüküm yoktur. Atamalar ise muğlak ifadelerle referansa dayalı yapılmaktadır.

Halihazırdaki MEB görevde yükselme ve unvan değişikliği yönetmeliğindeki görev grupları arası geçişler maddesine dayalı atamalar yapılmaktadır. Burada bazı görevlerde belirli süre görev yapanların hangi görevlere atanabilecekleri belirtilmiş ama hangi yöntemle bu işlemin yapılacağı belirtilmemiştir.

Örneğin,) (A) tipi eğitim kurumlarında asaleten müdür olarak en az üç yıl veya (B) tipi eğitim kurumlarında asaleten müdür olarak en az beş yıl ya da (A) tipi ve (B) tipi eğitim kurumu müdürlüğünde toplam en az dört yıl asaleten görev yapanlar,  ilçe millî eğitim müdürlüğü, il millî eğitim müdür yardımcılığı görevlerine atanabilcekleri belirtilmiş ama aynı şartları taşıyanların müracaatları ve seçimine dair hiçbir hüküm konmamıştır. İşte bu durum da referansa dayalı atamaları getirmiştir.

9.5 yıllık uygulamalar göstermiştir ki bu durumdan eğitim camiası rahatsızdır. Asaleten A tipi eğitim kurumunda 3 yıl müdürlük yapan herkes potansiyel ilçe milli eğitim müdürü adayıdır. Ama uygulamalar da göstermiştir ki, İlçe milli eğitim müdürü olarak atanmak için 3 yıl okul müdürlüğü yeter şart olmamıştır. Milletvekili yakını olmak, il-ilçe başkanının akrabası, köylüsü olmak, belediye başkanının yakın çevresinde olmak yada Eğitim-bir sende yönetici olmak gibi herkesin taşıması mümkün olmayan informal şartlar atamada belirleyici unsur olmuştur. Bu durum potansiyel adaylar arasında çekişmelere, kırgınlıklara sebep olurken atandıkları makamlarında güvenirliğini zedelemiştir. Aynı sendika üyesi olmalarına rağmen üyeler arasında dargınlıklara yol açmış, hatta sendikadan istifalara kadar iş ileri boyutlara taşınmıştır.

12 haziran seçimleri ile her iki kişiden birinin oyunu almış AK PARTİ, yeni dönemde de aynı yolu takip edecek mi? Bakanlık il-ilçe müdürlüklerine, İl müdür yardımcılıklarına, şube müdürlüklerine milletvekillerinin referansı olmadan atama yapmamaktadır. Hatta bir İlçe milli eğitim müdürü münhal bulunan bir ilçe milli ğitim müdürlüğü kadrosuna yer değiştirme talebinde bulunsa atanacağı ilin vekillerinin uygun görüşü aranmaktadır.  

Sadece milletvekili damadı olduğu için hiçbir şartı tutmayanlar, ilçe milli eğitim müdürlüğüne vekalet ettirilmiş, mahkemelik olunca da alınarak bakan danışmanı yapılarak, il milli eğitim müdürlüğünde müdür yardımcısı olarak görevlendirilmiştir.

Bu durumlar eğitim camiasında küskünlüklere, güvensizliğe neden olmuştur. Aynı siyasi düşüncede olanlar arasında bile kırgınlık konusu olmuş, samimi duygular makam mevki karşısında samimiyetini kaybetmiştir.

İl- ilçe Milli eğitim müdürlüklerine, il müdür yardımcılıklarına, şube müdürlüklerine hiçbir yönetim hiyerarşisinden geçmeden yapılan atamalar MEB yöneticilerinin itibarını düşürmüştür.

Diğer bakanlıklardaki atamalara baktığımızda bir hiyerarşi göze çarpmaktadır;

Mesela, kaymakam atamaları,hiç bir kaymakamın ilk görev yeri Bakırköy, Çankaya, Kadıköy ilçesi değildir. Kaymakamlar 6. Sınıf ilçelerden göreve başlarlar, zamanla birinci sınıf ilçelere atanırlar. Birinci sınıf ilçeler büyüklükleri ile bir çok ile bedeldirler.Birinci sınıf ilçeye atanan kaymakam artık ciddi tecrübe sahibi olmuştur, meselelerle mücadelesi daha profosyoneldir.

Emniyet müdürlerinin atanması. İçişleri bakanlığı 2-3 yıllık bir polisi il emniyet müdürü olarak atamaz.

Maliye bakanlığı, mal müdürü, defterdar ataması için ciddi sınavlar açar, çalışma süreleri koyar, görevde yükselme eğitimlerine tabi tutar.

TSK, üsteğmeni referans ile albaylığa atamaz.

Eğitim düzeyleri aynı olan Milli Eğitim Bakanlığı çalışanları arasında yönetim hiyerarşisi konurken bu kurumlar örnek alınabilir. 

MEB, yöneticilerin atama ve yer değiştirmeleri için diğer bakanlıklardaki uygulamalar baz alınarak yeni bir görevde yükselme –atama ve yer değiştirme yönetmeliği hazırlanmalıdır. Bu yönetmelikte özellikle bulunması gerekli hususlar  şunlar olmalıdır:

1-Daire başkanlığı İl- ilçe Milli Eğitim müdürlüğü, İl Milli Eğitim müdür yardımcılığı, şube müdürlüğü görevde yükselmeye tabi kadrolar olarak belirlenmelidir.

2-Görevde yükselmeler sınavla olmalı, aynı şartları taşıyanlar arasından yapılacak atamalarda eşitliği bozacak bir kıstasa mutlaka yer verilmelidir.

3- Bakanlık, boş kadrolar ortaya çıktıkça açık kadrolar için görevde yükselme sınavları açmalıdır.

4- Yöneticiliklere yapılacak ilk atamalar 5.6. bölge illerden başlamalı, zamanla 1. Bölge illere gelinebilecek bir yer değiştirme uygulaması konmalıdır. Kaymakamlarda olduğu gibi.

5- Atamalarda bölge esasına dikkat edilirse rotasyon kendiliğinden gelir. Aksi her durum adaletsizlik doğurur. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne  Şişli de başlayan bir müdürü rotasyonla kaç ilçeye verme şansı olabilir ki?

6-Yer değiştirme kriterleri şeffaf, adil olmalı, adamı olmayan aynı ilçeye mahkum edilmemelidir.

7- Yönetim hiyerarşisine dikkat edilmeli, şube müdürlüğü yapmadan ilçe müdürü, ilçe müdürlüğü yapmadan il müdürlüğü, il müdürlüğü yapmadan daire başkanlığına atama yapılmamalıdır.

 8- İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı kadroları kaldırılmalıdır. Hem şube müdürlüğü,hem müdür yardımcılığı anlamsız durmaktadır.

9- Yönetmelik, MEB yöneticileri görevde yükselme –atama ve yer değiştirme yönetmeliği şeklinde düzenlenmeli, unvan değişikliği yönetmeliği ayrıca düzenlenmelidir.

Murad KALEMLİ

Eğitim Yöneticisi