GEÇİCİ GÖREVLENDİRMELERLE MAKSAT HÂSIL OLDU MU?(2)

GEÇİCİ GÖREVLENDİRMELERLE MAKSAT HÂSIL OLDU MU?(2)

GEÇİCİ GÖREVLENDİRMELERLE MAKSAT HÂSIL OLDU MU?(2)

Yanlış Örnekler

-7 kişilik norm kadrosu bulunan bir ilde 7 asilin yanına 10 adet de asil olmayan yönetici görevlendirilmesi halinde ne olur? Bu 10 kişi bir taraftaki asil görevlerini aksatırken diğer taraftan fazlalık ve huzursuzluk kaynağı olur.

-Bir ilin dolu olan “müdür” kadrosuna 3 adet asil “müdür yardımcısı” olmasına rağmen başka bir ilin daha alt unvandaki “şube müdürü” görevlendirmesi yapanlar var:

Geçici görevlendirmenin temelinde kanunsuzluk olduğundan; icraatlarda da mevzuata uygunluk aranmamaktadır. Hatta bir müdür yardımcısının, geçici müdür vekilinin yapılmasını istediği bir işin o haliyle yapılmasının yasal olmadığını söylemesi üzerine “ileri demokrasiden bahsedildiği şu günlerde siz tutmuş yasal değil diye bu işi yapmayarak işleri engelliyorsunuz” diyebilmiştir. Bunun yasal yollardan yapılması da mümkün denilmesi üzerine kendisinin böyle yapmak istediğini belirtmesi ise düşünülmesi gereken derin bir husustur. İdareciler, yapacakları işlerde yasallıkla-yapmamak arasında tercihe zorlanmamalıdır. Yani yapsalar suç işleyecekler, yapmasalar işler aksayacak durumuyla karşı karşıya bırakılmamalıdır.

Böyle bir örnek olayda yanlış içinde yanlışlar var. MEB buradaki milli eğitim müdür yardımcılarını dışlamıştır. Onları kendilerinden olarak görmemiş; ötekileştirmiştir. Öyle bir dışlamadır ki bu; uğruna hem ilgili Kanun maddesi çiğnenecek ve hem de geçici görev yolluğu ödeyerek Devleti zarara uğratacak kadar...

Geçici görevlendirmenin temelinde hak, hukuk ve adalet olmadığından; yapmacık sözlerin tesiri de olmamıştır. Personel arasında ahenk bozulmuş; her kafadan bir ses çıkar olmuştur. Geçici görevlendirilen kişi 6 ay dolmadan kurumu yönetilemez hale getirmiş ve şans eseri olarak huzursuzluklar kavgaya dönüşmeden görevlendirmesi sona erdirilmiştir. Peki ya devam etseydi!? Allah muhafaza…

 

-Geçici görevlendirmesinin temelinde kurum disiplini olmayan birine geçici disiplin amirliği verilmiş olduğundan; disiplin işlerinde mevzuata uygun gerekçe dikkate almadan aynı suçu işleyenin birine ceza verirken diğerine vermeyebiliyor. Adalet terazisinin kefelerinden bir taraf ağır basıyor. Böyle yapılınca da disiplin bozulmuş ve adalet duygusu kalmamış nifak tohumları atılmış oluyor.

 

-Müdür vekili olarak görevlendirilmiş bulunan başka ilin şube müdürü görevin, kurumun ve çevrenin yabancısı olduğundan yapmak zorunda olduğu işini de tanımıyor, kimseyi de tanımıyor.

Geçici görevlendirmeciliğin temelinde kayırmacılık ve torpil olduğundan; icraatlarda da kendisine hemen geçici görevlendirmelerden yandaş bir (A) takımı oluşturur. Kurumun omurgası olarak ayakta tutması gereken asıl kadro dışlanır ve pasifize edilir. Kendisi görevde olmadığı zamanlarda da birine vekalet bırakırken 657 sayılı Kanundaki 3.maddedeki sınıflandırma, liyakat ve kariyer, 87.maddedeki ikinci görev yasağı ile 90.maddedeki birleşemeyecek görevler konularındaki düzenlemelere de uymaz.

 

-Geçici görevlendirmeler sürekli bir halde aralıksız olarak 8-9 yılı bulmaktadır. Böylece asillerden daha uzun süre görev yapar hale gelinir. Bunlar madem bu kadar uzun çalıştırılacaksa ona göre mevzuat düzenlenmeli.

Asıl görevleri boş kalan kişilere, üstüne üstlük olmayan kadrolar işgal ettirilir. Yani bir yandan başka kadroları işgal edip, sonra da boş bırakarak; diğer taraftan olmayan kadrolarda görevlendirilip iş yapıyormuş gibi görünmenin, “ben geçici olarak burada görevlendirilerek memleketi kurtarıyorum” türünden işgalci davranışlarının iyi niyetle açıklanabileceği kanaatinde değilim.

 

-Bazı il milli eğitim müdürlüklerinde asiller pasifize edilerek itibarsızlaştırılmaya çalışılmış geçici görevlendirmelerle işler Devlet terbiyesinden/ahkâmından uzak bir şekilde yürütülmeye gayret gösterilmiştir. Ayrımcılık artmıştır. Bir tarafta şımartılanlar, diğer tarafta küskünler meydana getirilmiş. Şımartılanlar, bu tavırlarıyla mevzuat falan tanımadıklarından işler Devlet terbiyesinden uzak, bürokratik oligarşiye dönüşmüştür.

 

 

İş Bilmeyenler Sadece Geçici Görevlendirmeler mi?

Yasa ve yönteme uymak devlet işleyişinin selameti ve hukuka uygunluğu açısından zorunludur. Her kamu görevlisi kendi görevi ile ilgili mevzuatı bilmek ve uygulamakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi devlet işleyişine egemen olması gereken disiplini ve güveni yok eder. Zamanla devlet hayatında hukuki, iktisadi ve sosyal çöküntü meydana gelir. Bu ise “görevi kötüye kullanma” suçunun ağır bir sonucudur.

 

Yeni ve değişik bir işe başlayan herkesin o işin acemisi olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Sınıfı dışında bir işe başlamışsa daha acemidir. İşi öğrenmeden icraata kalkıştığında yandı gülüm keten helva. Bu durumdakiler mutlaka bir hizmetiçi eğitimden geçirilmelidir. Fakat Türkiye’de hizmetiçi eğitimlerin de içlerinin boş olduğu işin gerçeğiyle bağdaşmadığı bilinen bir gerçektir. 

Mesela vaktiyle bir ilde, bir kişiyi sadece dünya görüşünden dolayı tercih ederek alıp asaleten şube müdürü yapmışlardı. Aslında bu atamanın, müdürlük yaptığı okulu batırmasın diye oradan uzaklaştırılmak maksadıyla yapıldığı da rivayetler arasındaydı. Kendisine atama bölümünü teslim etmişlerdi. Arşivde evrak koyacak yer sorunları baş göstermiş ve ayıklanması gereken evrakını ayıklaması istenmişti. Yıllardır aynı işi yapmasına rağmen işleyişi kavrayamamış olan bu kişi hangi evrakı ayıklayacağını bilemediğinden ayıklama işinden kaçmıştı. Şefi ve arşivden sorumlu kişiler ayıklamayı birlikte yaparken O, ortadan kaybolmuştu. Yanlış bir şey yapılmışsa “ben yapmadım”ın alt yapısını hazırlamıştı.

Başka bir örnek. Her zaman yalaka tabir edilen kişiler görevlendirilmiyor. Adam gibi adam. İyi niyetli. Kul hakkı yemekten imtina ediyor. Fakat geçici olarak görevlendirildiği işi bilmiyor. İş yapmak istediğinde ya yanlış yapıyor veya yapamıyor. Ve bu çok iyi arkadaşımızı da böylece kamuoyu nazarında harcamış oluyoruz.

Başka bir örnek. Vatandaş geçici görevlendirme ile kurumu kurtarmaya, fark yapmaya ve fark yaptığının herkes tarafından bilinmesi için gelmiş. Fakat hukuki işleyişi kavrayamadığından bazı iş ve işlemleri fuzuli görerek kaldırmış. Devleti kâğıttan ve tonerden kazandırdığını zannederken hukuki boşluklara sebep olmuştur.

Bir örnek daha. Atama bölümünde geçici görevlendirilen biri hemen “artık tasarruf bende” havalarına girmiş, kendisine böyle havalara girmesinin yanlış olacağı, işleri mevzuatı çerçevesinde yürütmesi gerektiği söylenmesine rağmen aldırmamıştı. Mevzuata dikkat etmeden iş yapınca; ne kadar tanıdığı varsa kendisini arayarak yasal olmayan işlemler yapmasını ister olmuş; odasında oturamaz ve cep telefonlarını da kapatır hale gelmişti. Yaptığı usulsüz işlemlerden dolayı yapılan şikayetlerden bıkan fakat bu zatı da kollamak durumunda olan Valilik olaya el koyarak hiçbir görevlendirme dahi buna yaptırmaz olmuştu. Görevlendirme inhaları bile valilik özel kaleminden çıkıyordu.

 

 

Unutulmaması Gerekenler

657 sayılı Kanunun 124/2 maddesinde; “Kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların, tüzüklerin ve yönetmeliklerin Devlet memuru olarak emrettiği ödevleri yurt içinde veya dışında yerine getirmeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre 125 inci maddede sıralanan disiplin cezalarından birisi verilir.” Denildiği;

Geçici görevlendirmeleri yaparken 657 sayılı Kanunun ek 8.maddesinin çiğnenmemesi gerektiği;

Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yapılmasının 5237 sayılı TCK’nun 122/a) maddesine girdiği;

Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek ya da görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olmak ya da kişilere haksız bir kazanç sağlamanın 5237 sayılı TCK’nun 257. maddesine girdiği;

 Bir Kamu görevini usulsüz olarak üstlenenkimsenin bu eyleminin 5237 sayılı TCK’nun 262. maddesine girdiği;

Benden 20 yıl önce de bu böyleydi bahanelerinin kimseyi kurtarmayacağı;

Unutulmamalıdır.

 

 

Ali COŞKUNER

Eğitim Yöneticisi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.