Bunun tek sorumlusu sanki katsayılarmış gibi yıllarca onunla uğraşıldı ve kaldırıldıktan sonra da eğitime özgürlük geldi mesajları verildi.

Peki,  bu özgürlük gerçekleşti mi?

Mümkün değil.

Dün bir öğrenci geldi. Kız meslek lisesine gitmiş, ikinci sınıfa geçmiş. Ama aradığı meslek o değilmiş, ısrarla sağlık meslek lisesine geçmek istiyor. Ama kabul edilmiyor.

Koleje giren Anadolu lisesine, Anadolu lisesine giren de fen lisesine gidemiyor.

Üniversitede gittiği bölümü beğenmeyen alan değiştiremiyor. Yani tam bir dayatmacılık söz konusu.

Oysa Batılı ülkelerde anaokulundan üniversiteye, kurumlar arasında yatay ve dikey geçişler her zaman mümkün. Eğer ille de özgürlük diyorsak öğrencileri dar kalıplar içerisine sıkıştırmamalıyız. Önleri her zaman açık olmalı. Bunu  gerçekleştirebilirsek işte o zaman onca çetrefilli sınavlara ve  dershanelere hiç gerek kalmazdı.

İstanbul Üniversitesi güzel bir girişim başlattı. Eminim ki devamı gelecektir. Uzaktan eğitimle de olsa, üniversiteyi bitiren ikinci bir üniversiteyi sınavsız olarak okuyabilecek.

Açık öğretimde de benzeri bir uygulama var. Her hangi bir fakültede okuyan bir öğrenci, açık öğretimde de bir bölüme sınavsız, istediği anda kayıt yaptırabiliyor.

Üniversitelerde her yıl yüz binlerce boş kontenjan var. Koşulları yerine getirenler neden oralarda sınavsız okuyamasınlar ki!..

Eğitim artık bir ömür boyu ve yetişkinlerin eğitimi de artık ciddiye alınmalıdır..

Dikey geçişe gelince, o kadar çok sorun çıkartılıyor ki, öğrencileri canından bezdiriyor. Öğrenciler derslerden değil, bürokrasiden yılıyor...

 

Abbas GÜÇLÜ-Milliyet