Erdoğan'dan MEB’e Uyarılar
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde Milli Eğitim Bakanımız ve 81 ilden gelen öğretmenlere verdiği resepsiyonda söylediği
Öğretmenler günü kutlamaları vesilesiyle 81 ilden gelen öğretmenlerimiz devlet büyüklerini ziyaret ettiler. Milli Eğitim Bakanı, Başbakan, TBMM Başkanı ve Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilen öğretmenlere yapılan konuşmalar eğitim sistemimize ve Milli Eğitim Bakanlığına yönelik çok önemli mesajlar içeriyordu. Devlet büyüklerinin söylemlerinde yer alan hususların icraata dökülmesi durumunda eğitim sistemimizde önemli bir paradigma değişimi yaşanması muhtemel.
Bu önemli mesajlar nelerdi?
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde Milli Eğitim Bakanımız ve 81 ilden gelen öğretmenlere verdiği resepsiyonda söylediği :
"Sınıflar inşa ettik, içlerini en güzel şekilde donattık, öğretmen eksiğini gidermeye çalışıyoruz, bakın ´tam giderdik´ diyemiyorum, daha açığımız var. Fakat burada çocuklarımıza neleri öğretmemiz, onları nasıl eğitmemiz gerektiği konusuna yeteri kadar yetişemedik. Benzer bir durum kültür alanı için de söz konusudur. Gerek hükümetimizin gerekse Milli Eğitim Bakanlığımızın da aynı tespitler içinde olduğuna inanıyorum" sözleri çok önemliydi.
Bu söylem yıllardır dile getirdiğimiz ama sesimizi bir türlü duyuramadığımız bir husus. Bu söylemin Cumhurbaşkanımız tarafından dile getirilmesi, bundan sonra bu hususun dikkate alınması bakımından adeta bir uyarı niteliği taşıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız özetle; fiziki koşulları iyileştirmekle eğitimde başarılı olunmuyor, artık “eğitime” önem verin diyor.
Konuşmasında; Milli Eğitim Bakanlığının da çocukların eğitimi konusunda yeterince başarılı olunmadığı konusunda kendisiyle aynı tespitler içinde olduğuna inandığını ifade etmesi, Bakanlık için önemli bir mesaj. Bu cümle, özenle seçilmiş kelimelerden oluşuyor. Sayın Cumhurbaşkanı Bakanlığa bu konuda başarısız oldunuz demiyor, ben başarısızlığı görüyorum sizin de gördüğünüze inanıyorum diyerek onları bu konuda bir şeyler yapmaları için uyarıyor ve devamında bu konuda yapılması gerekenler konusunda bakanlığı cesaretlendirecek ifadeler kullanıyor.
Ülkemizde uzun süredir eğitim ve öğretimin sadece öğretim olarak gerçekleştirildiğine dikkat çekip artık sadece “öğretmeyin” aynı zamanda “eğitin” diyor. Değerler eğitimine daha çok önem verin, diyor. "makbul öğretmen ve öğrenci" anlayışını artık bir kenara bırakın, diyor. Günümüzde ders anlatma, not verme, sınava hazırlama hususlarıyla sınırlanmış öğretmen-öğrenci ilişkisini değiştirin diyor. Geleceğin inşasında öğretmenlerin sorumluluğunu vurgulayıp öğretmenlerin büyük meseleleri olmalı, diyor ve öğretmenliği bir aşk meselesi olarak niteliyor.
Bunlar, 27 yıllık meslek hayatımda devletin zirvesinden duyduğum en önemli ifadeler. Teşekkürler Sayın Cumhurbaşkanım.
Sayın Bakanımız da yapmış olduğu konuşmalarda, Cumhurbaşkanımıza paralel ifadeleri kullanıyor. Okullarda önceliğin bilgi edindirmeden eğitime kaydığını söylüyor. “Biz artık ders verenden, bir şeyleri öğretenden çok ´eğiten öğretmenler´ olmak durumundayız.” diyor. Değerler eğitiminin önemine vurgu yapıyor. Türkiye’de artık eğitimle ilgili süreçlerin yeniden gözden geçirilmesinin zorunlu olduğunu ve bakanlık olarak da bunu yaptıklarını belirtiyor.
Bütün bu söylemler, sınavlara ve öğretim programlarına odaklanmış Milli Eğitim Sistemimizin artık günümüzün ihtiyacına göre şekilleneceği, eğitime ağırlık vermeye başlanılacağı, eğitimli ve kültürlü bireyler yetiştirmenin hedefleneceği, öğretmen rollerinin ve niteliklerinin değişeceği ipuçlarını taşıyor. Bu amaçlar doğrultusunda yapılacak her türlü çalışmaya destek olmaya hazırız.
Doğan CEYLAN
Yönetim Bilimi Uzmanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.