Erdoğan: Yağlık ayçiçeği tohumunun yüzde 75'i hibeli olarak dağıtılacaktır
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın burada yaptığı konuşmasının satır başları şöyle
Değerli çiftçi kardeşlerim, kıymetli misafirler sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Yeni havalimanımıza inişle başlayan Cumhuriyet Meydanı'ndaki toplu açılış törenimiz ile devam eden Tokat programımızın bu son durağında siz çiftçi kardeşlerimle bir aradayım. Şehir ziyaretlerimizde gençlerimizle başlattığımız bu buluşmaları daha sonra hanım kardeşlerimizle devam ettirdik ve şimdi de çeşitli kesimlerden demek suretiyle çiftçi kardeşlerimizle bir araya gelerek devam ettiriyoruz. Her ne kadar kar yağışı ve soğuklar etkisini sürdürüyor olsa da baharın ilk ayının son günlerinde özellikle Tokat ziyaretimizi gerçekten çok çok farklı gördüm. Çok büyük bir coşku gördüm. Bunun yanında işin finalini de siz çiftçi kardeşlerimizle sohbet etmek suretiyle geçiriyoruz.
"20 yılda günümüz rakamlarıyla yaklaşık 470 milyar lira destek ödemesi yaptık"
Biliyorsunuz ülkemizde birileri her ağızlarını açtığında Tükiye'de tarımın öldüğünü, bittiğini çiftçilerin perişan olduğunu söylüyor. Ülkemizde tarıma ve hayvancılığa en büyük destekler bizim dönemimizde verildi. Her alanda çok önemli üretim artışları bu dönemde sağlandı. İşte bakıyoruz benim diyor şu kadar koyunum var, obürü benim şu kadar mandam var, şu kadar büyükbaş hayvanım var. Biz bu süreci Başbakanlığım döneminde başlattık. Damızlık hayvanlar vermek suretiyle süreci başlattık ve takip ettik. Gerek hanım çiftçi kardeşlerim gerek erkekler bu işin kadir kıymetini çok iyi bildiler.
Çiftçilerimize geçtiğimiz 20 yılda günümüz rakamlarıyla yaklaşık 470 milyar lira destek ödemesi yaptık. Bu yıl için 25,8 milyar lira olarak planlanan tarımsal destekleme bütçesini de ilavelerle 29 milyar liraya yükselttik. Böylece bu yıl buğday, arpa, çavdar, yulav ve tritikale üreticilerine mazot, gübre, sertifikalı tohum ve ek girdi desteği ile dekar başına 116 lira ödemiş olacağız.
"Sebze ve meyve üretiminde Avrupa'da birinci sıradayız"
Tarımsal hasılamızın 337 milyar liraya ulaşması verdiğimiz bu desteklerin karşılığını aldığımızı gösteriyor. Geçtiğimiz yıl tarımsal ihracatımız bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 20'lik bir artış ile 25 milyar dolara, dış ticaret fazlamız ise yüzde 31 artışla 7,2 milyar dolara çıktı. Bu nerede olduğumuzu göstermesi bakımından çok çok önemli. Sizlerin gayretli çalışmaları sayesinde sebze ve meyve üretiminde Avrupa'da birinci sıradayız. Son 20 yılda oluşturduğumuz güçlü alt yapı sayesinde gıda tedarikinde sorun yaşamayan kendine yeterlilik oranı yüzde 140 olan bir ülke konumuna geldik.
"Çiftçilerimize yıllık 60 milyar lira ilave gelir artışı sağladık" Topraklarımızın verimini artırmak için hükümetlerimiz döneminde yaklaşık 300 milyar liralık su yatırımı yapmak suretiyle 9 bin 189 tesisi hizmete aldık. Bütün bunlar kiminle yapıyoruz bunu çiftçilerimizle yapıyoruz, çiftçilerimiz için yapıyoruz. Cumhuriyet tarihimizde yapılan baraj sayısını ikiye katladık toplam 47 milyon metreküp su depolanan 654 yeni barajı ülkemize kazandırdık. Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey yok.
Yine bu yatırımlar neticesinde 20 milyon dekar alan araziyi sulamaya açarak sulanan tarım alanımızı 68,5 milyon dekara yükselttik. Böylece çiftçilerimize yıllık 60 milyar lira ilave gelir artışı sağladık.
"Herhangi bir sorun olmadığı halde panik havası oluşturulmuştur"
Ormancılık alanında da var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Son 20 yılda yaklaşık 6 milyar fidanı toprakla buluşturduk. Orman varlığını en çok artıran ülkeler sıralamasıda ise ülkemiz Avrupa'da birinci sırada, dünyada ise 6. sıradayız. İspat bu bunu laf olsun diye söylemiyoruz belgeler ortada. Tabi bunlar bazılarının işine gelmiyor yalan yanlış bilgilerle kuraklık, yangın, savaş, sel, insani krizler gibi konuları bahane ederek milleti paniğe sevk etmek için uğraşıyorlar. Herhalde bunların kimler olduğunu biliyorsunuz.
Türkiye'nin dünyanın en önemli gıda ihracatçısı olduğunu bunun için gereken ham maddelerin önemli bölümünü de dışarıdan aldığımızı bildikleri halde rakam oyunları ile kamuoyunu yanıltmaya çalışıyorlar. Malesef işte son zamanlarda ayçiçek yağı konusunda kayda değer herhangi bir sorun olmadığı halde böyle bir panik havası oluşturulmuştur.
"Gıda sektörümüz alternatif tedarik kaynakları ile ilgili arayışlarını sürdürmektedir"
Aynı oyunun diğer alanlarda da oynanmak istenmesi muhtemeldir. Halbuki karşımızdaki durum şudur; ülkemizin geçtiğimiz yıl ihracata yönelik üretim yapan gıda sektörler için dışarıdan ithal ettiği 8,1 milyon ton buğdayın 5,6 milyon tonu Rusya ve Ukrayna menşeilidir. Arpa, mısır, küspe, kepek ithalatında da benzer bir tablo vardır. Dolayısıyla Ukrayna-Rusya savaşının yol açabileceği tedarik problemleri elbette bizi etkilemiştir etkileyecektir. Fakat bu etki soframızdaki ekmek değil ihracat üzerinde olacaktır. Gıda sektörümüz Kazakistan, Amerika, Kadana olmak üzere diğer alternatif tedarik kaynakları ile ilgili arayışlarını sürdürmektedir. Ülkemizin savaşan her iki tarafla da sürdürdüğü dengeli ilişkilerin bu bölgeden gelen ürün tedarikini tamamen kesmeyeceğini de ümit ediyoruz.
"Yağlık ayçiçeği tohumunun yüzde 75'i hibeli olarak dağıtılacaktır"
Bunun yanında Tarım ve Orman Bakanlığımız ile Tarım Kredi Kooperatifimiz ayçiçeği ve mısır ekimi ile ilgili gereken tedbirleri alıyor. Sadece Tokat özelinde üreticilerimizle 20 bin ton yağlık ayçiçeği ve 30 bin ton dane mısır için sözleşmeli üretim yapılması planlandı. 35 bin dekar alana ekimi yapılmak üzere 18 bin yağlık ayçiçeği tohumunun yüzde 75'i hibeli olarak dağıtılacaktır. Böylece Tokat'taki yağlık ayçiçeği ve mısır üreticilerimize toplamda 12 milyon liralık üretim desteği sağlanacaktır.
Çiftçilerimizden ülkemizde ekilmedik tek karış yer bırakmayacak şekilde üretime yönelmelerini istiyoruz. Hem kendi gıda sektörümüzün ihtiyacının karşılaması hem de Avrupa piyasasında ortaya çıkması muhtemel boşluğun doldurulması açısından üretimimizi artırmamız hayati öneme sahiptir.
İşte Rusya-Ukrayna savaşı esnasında burada gerek sayın Putin, sayin Zelenskiy onlarla yaptığımız görüşmelerde de yani bizim 50'ye yakın gemimiz bölgedeydi ve bu gemilerimizin önünü açtılar ve gerek ayçiçeği yağı gerek diğer hububat gibi ürünleri getiren gemileri ülkemize gönderdiler ve hemen hemen tamamına yakını da ülkemize ulaştı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.