Erdoğan: Sonunda dediğimiz noktaya geldiler
Türkiye'nin 10 yıldır "Dünya 5'ten büyüktür" diyerek BM Güvenlik Konseyi'nde istediği reform artık herkesin gündeminde. Son olarak önceki gün ABD Başkanı Biden, konseyin üye sayısının artırılması gerektiğini söyledi. New York'taki Türkevi'nde gazetecileri
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 77. Genel Kurulu için bulunduğu New York'ta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplayarak Rusya-Ukrayna arasındaki esir takasından Kafkasya'daki gelişmelere kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu. BM binasının karşısında geçen yıl açılan Türkevi'nin görüşmelere ev sahipliği yaptığını hatırlatan Erdoğan, "Buradaki Türkevi gerçekten çalışmalarımızın güzel bir neticesi oldu. Hamdolsun Amerika'da Birleşmiş Milletler'in tam karşısında böyle bir Türkevi'ne sahip olmak Allah'ın bize bir lütfu" dedi.
GELENLER ASIM'I SORDU
BM Genel Kurulu'ndaki "Konuşmalarına daha fazla destek bulmaya ve başka liderlerin de benzer görüşleri dile getirmeye başladığı" şeklinde açıklaması hatırlatılan Erdoğan, şunları söyledi: BM Genel Kurulu'ndaki konuşmamızı çeşitli fotoğraflarla destekleme imkanımız oldu. Gösterdiğim fotoğraflardan biri de Yunan Sahil Güvenlik güçlerinin, botlarını batırması sonucu hayatını kaybeden 9 aylık Asım Bebek ve 4 yaşındaki Abdülvahap'ın cansız bedenlerinin fotoğrafıydı. Gelenler özellikle hep bunu sordu. Bu yavruların cansız bedenlerinin fotoğrafını göstermek suretiyle dünyaya buradan bir insanlık dersi verelim istedik ve bu insanlık dersini de verdiğimize inanıyorum.
DÖNÜŞÜMLÜ ÜYELİK LAZIM
Tabii bugün Biden'in özellikle BM Güvenlik Konseyi'yle ilgili yaptığı açıklama haklılığımızı ortaya çıkardı mı? Sonunda dediğimiz noktaya geldiler mi? Şimdi 'Hem daimi üyeleri artıralım hem geçici üyeleri artıralım' diyorlar. Ama tabii ben aynı noktada değilim. Ben diyorum ki 'daimi ve geçici' olmamalı, tek tip olmalı. Ve tamamen dönüşümlü üyelik sistemini getirmek lazım. Bu dönüşümlü üyelik sistemiyle burada şu anda 193 üye mi var; bu 193 üyeyi dönüşümlü hale getirmek lazım; 20 ise 20 ama bu dönüşümlü olmalı. İki yılda bir bunlar dönüşüme tabi olmalı ve bu dönüşüme tabi olmak suretiyle 10-10 şeklinde bu dönüşüm devam eder ve herkes burada adeta birer daimi üye olarak bir sene veya iki sene kalır.
EL KALDIR-İNDİR DEVRİ KAPANMALI
Çünkü el kaldır, el indir; bu devri artık kapatması lazım BM'nin. Tam aksine buranın, Güvenlik Konseyi'nin üyeleri burada hakikaten ciddi manada etki sahibi olmalı. Bakın şu anda Japonya 'Ben niye yokum' diyor. Almanya 'Ben niye yokum' diyor. Aynı şekilde biz de Türkiye olarak 'Ben niye yokum' diyoruz. Öyleyse bunu hemen aşmamız lazım ve burada 20 daimi üyenin 10'arlı şekilde değişimi olabilir ve 10'arlı şekilde olan değişimle birlikte de artık bu 193 ülkenin tamamının buradan nasibini alması lazım. Böylece hepsi de 'benim de burada yetkim var ve ben bu yetkimi kullanıyorum, kullandım' der. Bunun önünü açmak lazım. Ben buraya da geleceklerine inanıyorum. Biden'ın bugünkü açıklaması aslında bunun bir yol haritası olmuştur ve bu yol haritası öyle kolay kolay olmadı. Şimdi 'Dünya 5'ten büyüktür' derken veya 'Daha adil bir dünya mümkün' derken, işte buralardan buraya geldik. Ve ben bunu da başaracağımıza inanıyorum.
Esir takası savaşı bitirir
Rusya-Ukrayna arasındaki savaş ve esir takasına ilişkin açıklama yapan Erdoğan şunları söyledi: Bu savaşın her iki ülke halkına, bölgeye, dünyaya ödettiği bedeller ortada. Hiç kimse bu bedeli daha da artırma anlayışında olmamalı. Ancak biz attığımız adımlarla bir noktada mutluyuz. Örneğin rehinelerin değişimi konusunda adımlar atıldı. Sayın Putin ve Sayın Zelenski ile yürüttüğüm diplomasi trafiği neticesinde Rusya ve Ukrayna arasında 200 savaş esirinin mübadelesi gerçekleşti. Türkiye'nin arabuluculuğunda gerçekleşen bu esir mübadelesi savaşın sonlandırılması yolunda önemli bir adım.
ÇABALARIMIZ DEVAM EDİYOR
Rusya ve Ukrayna arasında barışın tesisine yönelik çabalarımız devam ediyor. Esir mübadelesine imkan verdikleri için Sayın Putin ve Sayın Zelenski'ye teşekkür ediyorum. Bu süreçte gayret gösteren bütün arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum. Bu gelişme de bizi ciddi manada mutlu etti. Bu konuda gerek Sayın Putin gerek Zelenski, her iki taraf da bizim attığımız bu adımı bir yerde kolaylaştırdılar. Şu anda bu süreci ilgili arkadaşlarımız takip ediyor ve karşılıklı olarak da bu rehinelerin takası başlamış vaziyette.
LİDERLERİ TEKRAR ARAYACAĞIM
Biz Türkiye olarak en başından beri barışın tesisi için gayret gösterdik. Küresel arabulucu rolümüz ve diplomasideki lider konumumuz bizi daha çok inisiyatif almaya zorluyor. Türkiye diyaloğun ve diplomasinin gücüne inandığının neticesini de şimdi bu rehine mübadelesiyle almış durumda. Bu bizi ayrıca çok çok mutlu kılıyor. Barış ve istikrarı sağlamak için çabalarımızı bundan sonraki süreçte de devam ettireceğiz. Örneğin döner dönmez hemen tekrar liderleri arayarak telefon diplomasimizi kendileriyle sürdüreceğiz.
BM ÇÖZÜM BULAMADI
Özellikle BM'nin de aynı şekilde inisiyatif alarak sorunun çözümü için daha fazla çaba göstermesi gerekiyor. Ne yazık ki BM, savaşı sona erdiremediği, akan kanı durduramadığı gibi, savaşın sonucu olarak ortaya çıkan enerji ve gıda krizlerine bir çözüm de bulamamıştır. Bu konuyla ilgili BM Genel Sekreteri'nin tahıl koridorunun oluşmasındaki çabası BM'ye olan güveni biraz olsun tazeledi ancak savaşın sona erdirilmesi yönünde daha çok çaba gösterilmesi gerektiği de kuşkusuz. Bu sadece benim değil tüm dünya liderlerinin ortak gayretiyle olması gereken bir süreç. Hepsinin bu kanalı zorlaması lazım.
İstanbul'da Mir Kart toplantısı
Rusya'ya yönelik yaptırımlar ve Rus kredi kartı sistemi Mir Kart'la ilgili bir soru üzerine Erdoğan şunları anlattı: Bu kartlarla ilgili konuda en önemli nokta Mir Kart denilen olaydır. Bu Rusya ile bizim aramızda bir adımdı. Bu konu hakkında atacağımız adımların değerlendirmelerini ilgili arkadaşlarımızla yapıyoruz. Ona göre adımlarımızı inşallah yine atacağız. Alternatifimiz var tabii, o ayrı. Ama bütün dert, işte bu yaptırımların farklı versiyonları. Bunlar tabii gerçekten dostluğa falan yakışmıyor, ekonomik ilişkilerimizin düzenlenmesine yakışmıyor. Biz şimdi ister istemez ne yapacağız? Alternatifleri ne olabilir; bu alternatifler üzerinde ilgili bakan arkadaşlarım görüşmelerini yapıyorlar. Bu görüşmelerden sonra da İstanbul'da cuma günü (bugün) inşallah bütün ilgili arkadaşlarımı toplayacağım. Onlarla bir toplantı yapıp, burada da nihai kararımızı vereceğiz.
Rusya'dan uçuşlar KKTC'yi ileri taşır
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) yönelik ambargonun kaldırılmasıyla ilgili Erdoğan şu açıklamayı yaptı: Tabii bizim Kuzey Kıbrıs'a yönelik siyasetimiz belli. Bu tartışma götürmez. Biz Kuzey Kıbrıs'ı rastgele bir ülke olarak görmüyoruz. Onu biz adeta kendimiz olarak kabullendik, öyle görüyoruz, öyle de göreceğiz. Tabii Rusya Devlet Başkanı Putin'le görüşmelerimizde de Kuzey Kıbrıs meselesine değindim. Onunla da bu konuyu devamlı görüştüm. Ülkemizde misafir ettiğimiz ya da ziyaret ettiğimiz tüm liderlere Kıbrıs'taki haklı mücadelemizi, meselenin adil ve kalıcı çözüme kavuşturulmasını yine aynı şekilde hep tekrarladık, hep ifade ettik. Rusya'dan KKTC'ye direkt uçuşlar başlarsa bundan tabii ki memnuniyet duyarız. Buranın çok çok önemli olan bir boyutu da şu; malum Rusya'nın turist potansiyeli çok yüksek. KKTC'nin de en önemli gelir kaynaklarından bir tanesi turizm. Turizmde KKTC'ye böyle bir akışın olması inanıyorum ki KKTC için ekonomik olarak da ciddi manada bir sıçramaya vesile olacaktır. Zaten turizme yönelik alt yapısı gayet iyi olan bir ülke konumunda. Bu konuda alınacak neticeler KKTC'yi inşallah çok çok ileri taşıyacaktır. Temenni ediyorum ki önümüzdeki dönemde KKTC'nin tanınmasıyla çok daha farklı bir gelecek orayı bekliyor olacaktır.
Bizim kapımız Rumlara açık
Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın İstanbul'daki Rum sayısının azalmasıyla ilgili açıklamasına dair Erdoğan şöyle konuştu: Benim muhatabım değil. O konuşacaksa bizim Mevlüt Bey'le görüşsün, onla konuşsun. Biz Türkiye'de Rum nüfusunun azalmasından yana olan bir iktidar olmadık. Tam aksine, örneğin ben Bozcaada'da, Gökçeada'da gezdiğim zaman orada yaşayan çok az sayıda Rum vatandaşlarımıza hep sormuşumdur; 'Nerede senin çocukların?' 'Amerika'da' dedi. 'Getirin, burada yaşasınlar' dedim. 'Çocuğumu Amerika'dan getiremiyorum' dedi. Bu neyi gösteriyor? Demek ki onun Türkiye'de yaşama diye bir arzusu, derdi yok. Olsa, bizim kapımız açık. Ama tabii bu Yunan Dışişleri Bakanı'nın bunlardan falan haberi yok. Bunlar uzayda dolaşıyor. Bizim her zaman için kapımız açık, vatandaşlık da veririz. Biz kendi dönemimiz içerisinde hiçbir Rum'u ülkemizden sürmedik. Ama onların şu anda Batı Trakya'da bizim vatandaşlarımıza, soydaşlarımıza yaptıkları zulmün haddi hesabı yok. Son dönemlerde bizim oradaki din adamlarımızın atamalarını bile kendileri yapmak istiyorlar. Sen ne anlarsın bizim din adamının durumundan, yapısından? Biz böyle bir gayretin içerisinde olduk mu? Biz kalkıp da buradaki papazların atamasını vesairesini yaptık mı? Hayır.
Kafkasya'da hamlelerimiz olacak
Amerikan Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Ermenistan ziyaretiyle ilgili olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: Pelosi'nin bu ziyaretiyle kalkıp da Kafkasya'daki bu gelişmelere darbe vuracak ne mecali var ne cirmivar. Ben inanıyorum ki o birçok yeri de rahatsız etmiştir. Hiç fazla abartmaya falan da gerek yok. Şimdi biz de bazı hazırlıkları yapıyoruz. Buradan döndükten sonra gereken adımları da atarız. Şimdi Prag'da Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi var. Şu anda Prag'daki zirveye katılıp katılmama gibi bir değerlendirme içindeyiz.
PAŞİNYAN'LA PRAG'DA GÖRÜŞEBİLİRİZ
Prag'daki zirveye katılmamız halinde, (Ermenistan Başbakanı Nikol) Paşinyan'ın oraya gelme durumu var. 'Orada görüşebilir miyiz?' diye de bir düşüncesi olmuş galiba. Belki orada kendisiyle bu konuları ayrıca bir görüşme durumumuz olabilir. Fakat tabii bu konularla ilgili Kafkasya'da bizim de bazı hamlelerimiz olacak. Onun da şimdilik sadece planlama süreci içerisindeyiz. Sayın İlham Aliyev kardeşimizle de bunları konuşup, ona göre adımlarımızı atacağız.
Ev borcunu kapatana %25 indirim
Cumhuriyet tarihinin en geniş, en kapsamlı sosyal konut kampanyasında gelinen noktayı anlatan Erdoğan, daha önce TOKİ'den ev alan ve borcu devam edenler için de müjde verdi. Sosyal konut projesine şu anda 5 milyona yakın başvuru olduğunu belirten Erdoğan şöyle devam etti: Özellikle gençlerimiz projeyi ciddi manada sahiplendi. Böylesine dev bir yatırım çarpan etkisiyle çok daha büyük bir ekonomik hareketliliğe zemin hazırlıyor. Özellikle bir süredir dengesiz görünüm sergileyen kira ve konut fiyatlarının da makul seviyelere düşmesini bekliyoruz; bu olacak, bundan hiç şüphem yok. İnşallah biz öncelikle 250 bin, ardından bir 250 bin daha olmak üzere toplamda 500 bin konutluk bu projeyi de milletimizin hizmetine sunarak farkımızı bir kez daha ortaya koyacağız.
19 EKİM'E KADAR SÜRECEK
Bu vesileyle, TOKİ'den ev alan vatandaşlarımıza da bir müjde vermek istiyorum. TOKİ'den ev veya iş yeri alıp da geri ödemesi devam eden vatandaşlarımız için yüzde 25 peşin ödeme indirimi kampanyası başlatıyoruz. Borcun tamamını kapatamayacak olanlar ise bakiyesinin yüzde 25'inden az olmamak şartıyla, yapabildikleri kadar ödemeye yüzde 25 indirim alabilecek. Bu kampanyadan, geri ödeme taksitleri 2021 yılı Haziran ayı sonuna kadar başlamış olan konut ve iş yeri alıcıları faydalanabilecek. Kampanya bugün (dün) başlayacak ve 19 Ekim tarihine kadar sürecek. Orada da inşallah kolaylaştırıcı olacağız.
Hüseyin Likoğlu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.