Erdoğan: Kasetlerin bekçisi ben miyim?

Erdoğan: Kasetlerin bekçisi ben miyim?

Seçim çalışmalarını İstanbul'da sürdüren Başbakan Erdoğan'ın hedefinde Kılıçdaroğlu vardı. Erdoğan “Bunlar CHP'ye oy vermeyene, bu millete şu ifadeyle 'beyinsiz' diyor. Bunu kendisi meydanda açıkça söylüyor. Senin yanına aldığın bu sanatçı müsveddeleriyle

BAŞBAKAN Tayyip yeni Ümraniye Meydanı’nda çoğunluğu kadın olan seçmenlere seslendi.  Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun Bursa mitinginde “AKP’ye oy vermeyeceğim, çünkü bir beynim var” pankartını okuduğunu belirterek şunları söyledi: “Bu CHP zihniyetinin tipik bir örneği. Bunların genlerine işlemiş bu. Bunlar CHP’ye oy vermeyene, bu millete şu ifadeyle ‘beyinsiz’ diyor. Bunu kendisi meydanda açıkça söylüyor. Sen ne biçim genel başkansın be, ne biçim bir siyasetçisin. Biz Ak Parti’ye oy versin vermesin herkese saygın davranırken bu takındığın tavır ne? Sen, yanına aldığın bu sanatçı müsveddeleriyle mi ayakta kalacağını zannediyorsun? Biri çıkıyor, köşe yazarı bu millete CHP’li olmadığı için göbeğini kaşıyan adam, CHP’ye oy vermeyene bidon kafalı diyor. Bir diğeri bu milletin yüzde 60’ı aptaldır diyor. Niye, çünkü ateistlere, onlarla beraber hareket etmeyenlere yakıştırdıkları bu.
Ümraniye’de 39 can gitti
Belediye başkanlığım döneminde bizi yaralayan neydi, Ümraniye çöplüğüydü. Ümraniye çöplüğünde 39 vatandaşımız hayatını kaybetti. Kim burada o zaman belediye başkanıydı, CHP. Çünkü bunlar vahşi çöp depolama anlayışıyla burada çöp depoluyorlardı. Çıkıyor bu Kılıçdaroğlu ‘biz çevreciyiz’ diyor. Ne çevrecisi be, çevrecilik sizin semtinize uğramadı. Çevreciliği gel Ümraniye’ye sor. Burada 39 can gitti, CHP zihniyeti bunun bedelini iktidarı kaybederek ödedi. Kılıçdaroğlu’nun amatör ligden süper lige çıkması için dört seçim geçirmesi gerekiyor. Buna da senin ömrün vefa etmez siyasi ömrü bakımından. Bay Kemal’in mücadelesi CHP içindeki yerimi nasıl korurum mücadelesi.
İlla imam mı olacak
Ben imam hatip mezunuyum. Büyükşehir Belediye Başkanım da imam hatip mezunu. İmam hatibi bitirdik, bize o zaman üniversite yolunu açmadılar. Gittik bir de lisede imtihana girdik. Okuduğumuz derslerden tekrar imtihana tabi tuttular. Orayı da bitirdik, üniversiteye öyle girdik. Bize böyle zulmettiler. Daha sonra bunların önü açıldı. Daha sonra bir 28 Şubat, meslek liselerinin önü kat sayıyla kesildi. Şimdi yoluna girdi. Bu büyük bir adaletsizlik zulüm değil de nedir? Meslek liseli kalkıp düz liseliyle bu yarışta bunu başarıyorsa önünü niye açmıyorsun? İlla imam hatipten çıkan imam, vaiz mi olacak? Olmayabilir. Niye önünü kesiyorsun, aç, bırak gitsin, prangalardan kurtulsun bu gençlik, bırak.
Diline sahip olamıyor
Benim bakanıma iftira ettin. Adı olmayan şeyi niye konuşuyorsun? Açıkla. Açıklamazsan namertsin dedim. Benim böyle bir bakanım varsa bir dakika tutmam dedim. Böyle aslı astarı olmayan şeyler konuşulur mu? Hacı Bektaş Veli önünde el açmakla kendini affetiremezsin. Zaten Hacı Bektaş Veli’nin de af yetkisi yok. Ama onun nasihati var, eline, beline, diline sahip ol. Birileri beline, birileri eline sahip olmuyor, işte bu da diline sahip olmuyor.”
Göle maya çalıyor
Kılıçdaroğlu’nun vaatlerini Kartal’daki mitingte de eleştiren Erdoğan, “Bol bol veriyor. Bekara karı boşamak kolaydır. İktidar olamayacağını zaten biliyor. Bildiği için de bol bol atıyor” dedi. Bu durumu Nasreddin Hoca’nın göle maya çalmasına benzeten Erdoğan, “Şimdi Bay Kemal de öyle veriyor, ya tutarsa” diye konuştu.

Müdahale etmesek daha çirkin sahneler çıkardı

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, MHP’lilere yönelik kasetlerle ilgili olarak, “Bu konunun koruma polisi ben miyim? Önce bunu bir Genel Başkan olarak kendi içinde çözmesi lazım” dedi. Erdoğan kendilerinin müdahalesi olmasa daha çirkin sahnelerin çıkabileceğini söyledi.  Erdoğan, önceki gece Samanyolu TV’de, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kaset iddiaları konusunda “Erdoğan, üzerine gitmeli” yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine şunları söyledi: “Bu konunun koruma polisi ben miyim? Önce bunu bir Genel Başkan olarak kendi içinde çözmesi lazım. Bu ahlaki bir durum. Son olayda ‘İstifalarını verseler dahi, kabul etmeyeceğim, bütün sorumluluğu üzerime alıyorum’ demedi mi? Ne oldu? Niye kabul ettin? Niye araziye süremedin? Bize omurgalı siyaset lazım omurgalı, yalpalayan değil.  Eğer biz hükümet olarak bu işlerin üzerine gitmemiş olsaydık, bunlar çok daha açık olarak ortada gezerdi. Ben, Sayın Baykal ile ilgili olayı, Anayasa müzakerelerinin son gecesinde, yorgun argın en kritik anda, bu haber kulise geldiği anda Ulaştırma Bakanımı çağırdım ve TİB’e talimatı verin ve ‘Anında ne yapılıyorsa yapılsın’ dedim ve anında müdahale edildi. Akif Hamzaçebi ile ilgili de vardı, bazı başka bakanlarla ilgili de vardı. Hepsine anında müdahale edildi. Ulaştırma Bakanlığı bu konuda TİB ile bu konuda müşterek çalışıyor ve bunları durdurdu. Yoksa bunlar hala devam ediyor olabilirdi, çok daha çirkin sahneler ortaya çıkabilirdi. Biz ancak bunu yapabiliriz, bundan sonrası
yargıya aittir.”             

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/17915105.asp?gid=381

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.