Erdoğan: Fırat'ın doğusunda her şeyi yapabilecek durumdayız
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fırat'ın doğusunda ABD ile başlatılan 'güvenli bölge' sürecinin devam ettiğini ancak asla rehavete kapılmayacaklarını söyledi. Kara birliklerinin bütün sınır boyunca hazır olduğunu belirten Erdoğan, "Bütün personel, zırhlı taşıyıcıl
Çalışma ziyareti kapsamında bulunduğumuz Rusya'da MAKS-2019 Uluslararası Havacılık ve Uzay Fuarı'na katıldık ve sektörün yeni ürünlerini yerinde tanıma fırsatımız oldu. Savunma sanayiinde Rusya ve diğer ülkelerle iş birliğimizi artırırken milli imkan ve kabiliyetlerimizi her alanda geliştiriyoruz. Bu vesileyle ben de Sayın Putin'i 17-22 Eylül'de İstanbul'da yapılacak Teknofest'e davet ettim. Başbaşa ve heyetler arası görüşmelerde ikili ilişkilerimizi, Suriye ve Libya başta olmak üzere bölgesel konuları ele alma fırsatı bulduk. Ticaret, turizm ve S-400 bu konuların başında geliyor.
Suriye'de siyasi çözüm için çalışmalarımız devam ediyor. Bu çerçevede Anayasa Komitesi'nin kurulması ve çalışmalarına hemen başlaması önem arz ediyor. Burada en acil konu İdlib Mutabakatı'nın uygulanması ve devam eden operasyonların durdurulmasıdır. Bu bölgede yeni bir insani krizin yaşanmasını istemiyoruz. Biz terör örgütlerinin tamamına karşı mücadelede kararlıyız. DEAŞ, PYD-YPG, HTŞ; hepsi bertaraf edilmelidir. Bu konuda taviz vermeyiz. 12 gözlem noktamız İdlib'de çok önemli bir vazife icra ediyor. Görevlerine aynı şekilde devam edecekler. 16 Eylül'de Ankara'da yapacağımız Üçlü Zirve'de bu konuları da Sayın Putin ve Sayın Ruhani ile ele alacağız.
OYALAMA ASLA!
Fırat'ın doğusunun PYD-YPG'den temizlenmesi için de önemli adımlar atıyoruz. Güvenli bölge kurulması için ABD ile vardığımız mutabakat bu yönde atılmış doğru bir adımdır. Bu çerçevede ortak harekat merkezi kuruldu ve ortak devriyeler yakında başlayacak.
Burada iki hususun altını çizmek isterim. Birincisi Münbiç'tekine benzer bir oyalamaya asla müsaade edemeyiz. Süreç hızlı ilerlemelidir. İkincisi Fırat'ın doğusunun PKK-YPG-PYD için korunaklı bir bölge haline gelmesine izin vermeyiz. Burada bir terör koridoruna izin vermedik. Bundan sonra da adımlarımızı buna göre atacağız.
ABD, DEAŞ ile mücadele gerekçesiyle terör örgütü PYD-YPG ile kurduğu ilişkisine son vermeli, bu örgüte meşruiyet kazandıracak ve alan açacak adımlardan kaçınmalıdır.
Sayın Putin ile Libya konusunu da ele aldık. Libya'da Birleşmiş Milletler çatısı altında siyasi çözüm için atılan veya atılması gereken adımları konuştuk. Keşmir konusunu da ele aldık. Keşmir'de yeni gerilim ve çatışmalara yol açacak adımlardan kaçınılması gerektiğini özellikle ifade ettik. Bu konularda da Sayın Putin'in hassasiyetini gördüm.
PUTİN DE RAHATSIZ
* İdlib'de rejim güçleri tarafından Astana çerçevesine uymayan müdahaleler gerçekleşiyor. Türk askerini de tehdit ediliyor. Bu saldırıları önlemek için ne yapılacak? Şam yönetiminin anlaşmalara aykırı tutumunu engelleme konusunda Rusya'nın atacağı bir adım olacak mı?
Sayın Putin'in bu konuda birlikte bir dayanışmanın gerektiğinden bahsetti. Biz de kendisine bununla ilgili olarak dışişleri, savunma ve istihbarat teşkilatımızın müşterek çalışma içerisinde olabileceğini ifade ettik. Ama biz burada birbirimizi kesinlikle rahatsız etmemeliyiz.
Geçenlerde bizim gözlem noktamıza yapılan saldırıda bir şehidimizin olmasının, daha sonra yine bir saldırı yaşamış olmamızın bizi millet olarak ciddi manada rahatsız ettiğini kendisine ifade ettik. Onun da özellikle söylediği şey şu; "biz burada dostumuz Türkiye'nin ve bu gözetleme kulelerinin çevresinde görev yapan Türk askerlerinin zarar görmesini istemiyoruz." Beraber çalışmanın devam ettirilmesi şarttır.
MEHMETÇİK SINIRDA
* ABD ile yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen güvenli bölge mutabakatının sahada yürüdüğü görülüyor. Durum bizim açımızdan tatmin edici mi?
Fırat'ın doğusu konusu özellikle Sayın Trump'ın çok iddialı bir çıkışıydı. Fakat o iddialı çıkıştan sonra maalesef Trump bu işin üzerinde duramadı. Hep Obama'ya yüklendi; yani "biz bu bedeli onlardan dolayı ödüyoruz" dedi. Tamam da onlar geçti, şimdi sıra sende, ne yapacaksan yap. Ama yapamadı. Adamlarını gönderdi, bizim arkadaşlarla görüşmeler oldu. Bütün bu görüşmelerden sonra en sonunda onlar Obama'nın söylediği 20 milin (32 km) dışında bir teklifle arkadaşlarımızın karşısına geldiler. Yani derinliği daha da daralttılar. Bunun üzerine ben Hulusi Paşa ve ekibine dedim ki "burada bunu şöyle böyle yapmanıza gerek yok. Biz bunu bu şekilde bir başlatalım ve bu süreci sürdürelim. Daha sonra da zaten gereği yapılır" dedik ve adımı attık. Şu anda bu süreç bir şekilde işliyor ama biz tabi asla rehavete kapılıp da hazırlıklarımızı bir kenara koymadık. Şu anda bütün sınır boylarında hazırız.
* Kaç mil kadar?
Trump'ın söylediği kadar değil. Biraz daha dar ama biz planımızı ona göre yaptık.
* Kara birliklerimiz girmeye hazır mı?
Onun için söylüyorum işte. Şimdi hepsi sınırda. Bütün personel, zırhlı taşıyıcılarımız hepsi sınırda. Yani her an her şeyi yapabilecek durumdayız. Bizim için orada bir sıkıntı yok.
ORADAN ÇIKMADILAR
* Peki Münbiç?
Münbiç'te de şimdi PYD-YPG numara çekiyor. İşte çıktık, çıkıyoruz vesaire... Çıktıkları yok. Biraz bir azalma olayı var ama asıl olan Kobani ötesi... Oralarla ilgili olarak da biz tabi diğer taraftan güvenli bölge hazırlıklarının da çalışmasını yapıyoruz. Güvenli bölge ile ilgili olarak da inşallah 16 Eylül'de Türkiye'de yapacağımız Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi'nde bunu da aramızda konuşacağız.
İbrahim Karagül - YeniŞafak
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.