Erasmus’a karşı Mevlana

Erasmus’a karşı Mevlana

Avrupa Birliği'nin en büyük projelerinden birisi de öğrenci değişim programı ERASMUS'tu.

Ortak Avrupa kültürü yaratmak için AB ülkelerinin üniversite öğrencileri, bir ya da iki yarıyıl, farklı bir ülkede öğrenim görüyorlardı. Bizden de çok öğrenci gitti. Çok öğrenci de geldi...
YÖK de benzer projeler peşinde. Hem yurtiçine hem de yurt dışına yönelik olanlar var. Ama henüz tam anlamıyla oturtabilmiş değil.
İsterseniz gelin önce bu yöndeki haberi okuyalım. Sonra da yapılması gerekenleri sesli olarak düşünelim:

Mevlana’yla ülke ülke...
“YÖK, ‘Mevlana’ programıyla yurt dışına öğrenci ve öğretim üyesi gönderecek. Öğrenciler öğrenimlerinin bir bölümünü Arjantin gibi ülkelerde geçirecek. Masrafları YÖK ödeyecek.
Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) uygulamaya koyacağı yeni bir proje ile öğrenciler, üniversite yaşamlarının bir bölümünü Arjantin, Moğolistan, Bulgaristan ya da Japonya gibi ülkelerde geçirecekler. ‘Mevlana’ adı verilen programla yurt dışında en fazla iki yarıyıl kalacak öğrencilerin masrafları YÖK tarafından karşılanacak. Yabancı ülkede ders verecek öğretim üyelerine de Harcırah Kanunu’na göre maaşları zamlı yatırılacak.
YÖK Başkanvekili Prof. Dr. Şaban Çalış, Suudi Arabistan, Suriye, Irak, İran, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri’nden Türkiye’ye ‘tam zamanlı’ öğrenci getirmek için yapılacak değişimin ‘ön ayağının’ Mevlana olduğunu belirterek, ‘Daha sonra tam zamanlı öğretim üyesi ve tam süreli öğrenci çekmeyi düşünüyoruz’ dedi.

Erasmus’a rakip olacak
Avrupa ülkeleri arasında uygulanan Erasmus’a “rakip olacak” Mevlana Değişim Programı’na göre; öğrenciler en fazla iki yarıyıl yurt dışındaki üniversitelere gidebilecek. YÖK tarafından diploma denklikleri tanınan üniversiteler ile Türk üniversiteleri protokol imzalayacak. Değişime örgün eğitim programlarına kayıtlı öğrenciler katılabilecek.
Programdan açık, dışarıdan, yaygın veya uzaktan eğitim-öğretime kayıtlı olan öğrenciler faydalanamayacak. Programa katılabilmek için ön lisans ve lisans öğrencilerinin genel akademik not ortalamasının dört üzerinden en az iki buçuk olması, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin genel akademik not ortalamasının dört üzerinden en az üç olması şartı aranacak. Öğrenciler, gidecekleri üniversiteye ayrıca eğitim-öğretim ücreti ödemeyecek. Öğretim üyelerinin ise maaşları 10 katına kadar artırılabilecek.

Ülkeye göre harcırah
Çalış, şu bilgileri verdi: ‘Mevlana ile Arjantin’den Moğolistan’a, Kore’den Güney Afrika’ya öğrenci ve öğretim üyesi değişimi yapılacak. Öğrenciler isterse Amerika ve İngiltere’ye de gidebilecek. Harcırahlar ülkeler, bölgeler ve kıdemlere göre farklılık gösterebilecek.’
Değişim kapsamında öğrenci ve öğretim üyesi sayısına ilişkin kota ve sınırlama olmayacağını, programa başvuran herkesin yurt dışına çıkabileceğini vurgulayan Çalış, ‘YÖK’ün kaynakları bu program için yeterli. Arap ülkeleri şu anda çok güvenlikli görünmüyor. Başta Balkan ülkelerine gidilebilir. Kaynağı YÖK koyacak. Türk üniversiteleri de değişim yapacağı üniversiteleri kendisi belirleyecek. İki üniversite arasındaki protokolü YÖK onaylayacak’ diye konuştu.”

Artıları, eksileri?
Öğrenci değişim programları, dünyanın en zor projeleridir. Sadece istemek ve para harcamakla olmuyor. Gönderdiğiniz ve getirdiğiniz her öğrenci, ayrı bir problem kaynağı olabiliyor. Bu yüzden, pilot uygulamalarla projeyi hayata geçirmek, en doğru başlangıç olacaktır.
Sadece eğitim düzeylerinin farklılığı değil, sosyo kültürel farklılıklar da beraberinde pek çok sorun getiriyor. Peki onlara ne kadar hazırlıklıyız, ne kadar deneyimliyiz?
ERASMUS ve benzeri diğer AB projeleri için kurulan Ulusal Ajans’tan, bu proje çerçevesinde de yararlanılabilinir mi? Eğer yasal bir sakınca yoksa çok yerinde bir katkı olur.
YÖK yetkilileri, zaman zaman yaptıkları açıklamalarda, “isteyen her öğrenci, her öğretim üyesi yararlanacak” gibi abartılı ifadeler kullanıyorlar. Muhtemelen gönüllerinden geçenleri açıklıyorlar. Yoksa böyle bir külfeti karşılayacak ekonomik gücü bulmak ve sürekli kılmak, kolay bir iş değil.
Gençlerimizi öyle ya da böyle dünyaya açmak zorundayız. Mevlana da bu projelerden birisi. Umarız hayata geçer ve yarı yolda kalmaz...
Özetin özeti: Bilişim Çağı’nda, tabletli eğitime geçerken bilişim sınıflarını kapattık, dünyaya açılıyoruz derken anadolu liselerinde yabancı dille eğitime son verdik, Mevlana ile de umarız içimize kapanmayız!..

Abbas GÜÇLÜ_Milliyet

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.