ENSAR Vakfı: Kimsenin alnında 'tecavüzcü' yazmıyor

ENSAR Vakfı: Kimsenin alnında 'tecavüzcü' yazmıyor

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan gündeme gelen tecavüz olayları ile ilgili Ensar vakfı Başkan'ı ile röportaj yaptı.

Vakfınıza bağlı Karaman'daki yurtta bir eğitmenin 45 çocuğa yönelik cinsel istismar iddiasına ne diyorsunuz?

CENK DİLBEROĞLU: Karaman Cumhuriyet Başsavcılığı, mağdur çocuk sayısını 10 olarak açıkladı. Suçlanan şahıs, 2013 yılında 5 ay süreyle vakfımızda gönüllü etüt öğretmenliği görevinde bulunmuş, bu süreden sonra da vakfımızla hiçbir irtibatı olmamıştır. Savcılığın açıklamasında bu şahsın, ilk suç fiilinin 2014 yılında ve farklı yerlerde işlendiği kanaati oluştuğu beyan edilmiştir. Kanaatimizce vakfımızın bu olayla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Ancak dosyada gizlilik kararı bulunduğu için dosyaya vakıf değiliz ve kesin delilleri gördükten sonra bu konuda net bir açıklama yapabiliriz.

*

Siz bu olayın örtbas edilmesine mi çalışıyorsunuz?

CENK DİLBEROĞLU: Örtbas iddiası nereden çıkıyor? Savcılığın gizlilik ve yayın yasağı kararı vermesinden. Bu gizlilik kararı, küçük yaşta 10 çocuğun isimlerinin çeşitli mecralarda fütursuzca kullanılmasının önüne geçmek için alınmıştır. Çocukların ruhsal gelişimleri, devam eden okul ve sosyal hayatları göz önünde bulundurulmuştur. Herkes müsterih olsun: Ortada bu kadar vahim ve ciddi bir suç ve iddialar varken hiç kimse bu dosyanın üstünü örtemez, örtbas edemez. Buna en başta biz en şiddetli şekilde karşı çıkarız.

*

Zamana yayılmış ve sistematik bir cinsel istismardan söz ediliyor. İşin bu kısmı çok vahim değil mi?

CENK DİLBEROĞLU: Vahimden de öte... Savcılık açıklamasından anladığımız kadarıyla bu şahıs, ilk suç fiilini 2014 yılında işliyor ve günümüze kadar farklı tarih ve yerlerde bu suçu işlemeye devam ediyor.

*

Sizin olaydan ilk ne zaman bilginiz oldu?

CENK DİLBEROĞLU: Bu şahsın gözaltına alındığı tarihten birkaç gün sonra... Karaman'da tanıdığımız birkaç kişi bizi arayarak durumdan haberdar ettiler. Ancak olayın tüm detaylarını söyleyemediler, çünkü onlar da vakıf değillerdi.

*

Ailelerden size başvuran olmadı mı?

CENK DİLBEROĞLU: Hiçbir başvuru olmadı bize. Hiçbir sorun yansıtılmadı aileler tarafından. Aileler de muhtemelen bizim gibi şahıs gözaltına alındığında bu olayı öğrendiler. O gün bugündür onların da büyük bir yıkım içinde olduklarını tahmin edebiliyorum. Ailelere ve mağdur çocuklara destek olmak, bizim şu anda en büyük sorumluluğumuz.

*

- Böyle sapık bir öğretmen, sizin gibi inanç eksenli bir vakıfta nasıl oluyor da yer bulabiliyor?

CENK DİLBEROĞLU: Kimsenin alnında "tecavüzcü" yazmıyor. Karaman özelinde yaptığımız araştırmada bu şahsın itibarının çok yüksek, sevilen ve sayılan bir kişi olduğu, Milli Eğitim'de ilkokul sınıf öğretmenliği yaptığı ve başarılı bir öğretmen olduğu için veliler tarafından tercih edildiği, insanların bunları yaptığına inanamadıkları gibi bilgilere ulaştık. Çevresine son derece güven vermekle birlikte aslında hastalıklı bir yapısının olduğunu bu olayla birlikte herkes öğrenmiş oldu.

*

Vakfınıza bağlı bir yurtta bir süreliğine de olsa çalışmış olan gönüllü bir öğretmenin sapık çıkması, sizi ve vakıf çalışanlarınızı özeleştiriye itti mi?

CENK DİLBEROĞLU: Hepimizi şoke etti. Yıkıldık. Bunun neden kaynaklandığını ve nasıl önlenebileceğini ele alan uzun toplantılar yaptık, yapıyoruz. Bu olaydan çıkarılacak çok dersler var.

*

Vakfınıza öğrenci gönderen aileler, bu olayın ardından size nasıl güvenecek?

CENK DİLBEROĞLU: Bu durumdan tabii ki pek çok aile tedirgin olmuştur. Hepimiz aile ve çocuk sahibiyiz. Bunu çok iyi anlıyoruz. Bir sivil toplum kuruluşunun en büyük sermayesi hizmeti ve güvenilirliğidir. Biz 37 yıldır tüm Türkiye'de vakıf hizmeti yapıyoruz. Bugüne kadar on binlerce öğrenci yurtlarımızda kalmıştır. Toplumun her kademesinde Ensar gönüllüsü var. Bu bağın verdiği güvenle bu vahim durumu aşabileceğimize inanıyorum.

'Biz de tecavüze uğradık'

KARAMAN'da çocuklara yönelik cinsel istismar yapan adamın mahkemesi devam ediyor. Mahkeme safhasında sizin tutumunuz ne olacak?

CENK DİLBEROĞLU: Karaman'daki olay nedeniyle biz de mağdur olduk. Hatta tabirim mazur görülsün biz de tecavüze uğradık. Bu sapık fiillerin sahibi, yalnızca küçük çocuklarımıza ve ailelerine değil, vakfımıza, değerlerimize, birbirimize duyduğumuz güvene onarılmaz zararlar verdi. Bu şahıs, suçu aynı zamanda Ensar Vakfı'na karşı da işlemiştir. Bu açıdan hem mağdur küçük çocukların ve ailelerin haklarını korumak, onlara destek olmak hem de bize verilen zararların hesabını sormak için bu davaya müdahil olacağız ve suç duyurusunda bulunacağız. Sonuna kadar da bu davanın takipçisi olarak sanığın hak ettiği cezanın infaz edilmesine kadar olan sürecin bizzat müşahidi olacağız.

Bu röportajı neden yaptım

KOCA bir vakfı "tecavüzcü" ilan etmek yanlış. Benim en baştan itibaren söylediğim bu. Ancak durum budur diye Ensar Vakfı'na sorulması gereken soruları sormaktan kaçınacak mıyız? Tabii ki hayır... Kısacası bu röportajın tek bir amacı var: Vakfa sorulması gereken soruları sormak.

Cinsel istismarla ilgili küçük bir not

'TECAVÜZ' yerine cinsel istismar tabirini kullanmayı tercih ettim. Hukuken de çocuklara karşı yapılan bu eylem "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" olarak geçiyor. Korunması gereken çocuklar tecavüzün de üstünde bir de istismar edilmiş oluyor.

Ahmet Hakan / Hürriyet

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.