Emekli ikramiyesi ödemesi tecavüzcüden tecavüzcüye değişiyor!
Yeni Şafak Gazetesi yazarı Ahmet ÜNLÜ bugünkü yazısında; Vicdanları yaralayan tecavüzcüler ile FETÖ'den fiilen darbeye karıştığı için mahkum olan askerlerden bazılarına emekli ikramiyesi ödenmesindeki çelişkileri ve çözüm önerilerini yazdı.
Emekli ikramiyesi ödemesi tecavüzcüden tecavüzcüye değişiyor!
Vicdanları yaralayan tecavüzcüler ile FETÖ'den fiilen darbeye karıştığı için mahkum olan askerlere yapılan emekli ikramiyesi ödemesinin hala çözül(e)mediğini yazıp duruyoruz. Bugünkü yazımızda ise bunlardan bazılarına ikramiye ödenirken bazılarına ödenmemesindeki çelişkileri ve çözüm önerimizi açıklamaya çalışacağız.
FETÖ'den mahkum olan her asker emekli ikramiyesi alabiliyor mu?
Mevcut düzenlemelere göre rütbeleri sökülen generallerin emeklilik yönünden hak kaybı yaşayıp yaşamayacakları hususu önemli bir konudur. Benzer konular daha önce de teröristlere yapılan emekli maaşı ödemesinin gündeme gelmesine rağmen kalıcı bir çözüm üretilememiştir. Sadece T.C. Emekli Sandığı Yoklama Yönetmeliği'nde yapılan bir düzenlemeyle kısmi bir çözüm getirilmiş ancak bu düzenleme dahi terör mensubiyetinden mahkum olduğu için aranan teröristlere emekli maaşı ödemesinin önüne geçmeye yetmemiştir. Bu konuda Almanya veya başka ülkelerde yaşayan bazı teröristlere yıllarca yapılan emekli maaşı ödemesini örnek olarak verebiliriz. Bu konuda Anayasa, ülkemizin taraf olduğu ikili ve çok taraflı sözleşmeler, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay tarafından verilmiş muhtelif kararların bu duruma engel olduğunu da ifade etmek isteriz. Dolayısıyla yapılacak köklü bir düzenlemeyle bu konunun çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Bu bağlamda 6755 sayılı Kanun'un 2'nci maddesinde yer alan hükümler gereğince ihraç edilen askerlerin rütbeleri alınmaktadır. Genel olarak bu kişilerin ordudan ihraç edilmesi nedeniyle rütbeleri alınarak er olarak işlem görmesine rağmen sosyal güvenlik mevzuatına göre (hem 5434 sayılı Kanun hem de 5510 sayılı Kanun) emekliliklerinde er yerine generaller gibi emekli maaşı ve ikramiyesi ödenmektedir. Bize göre bu konuda köklü bir kanuni düzenleme yapılması gerekmektedir. Hatta OYAK Kanunu'nda da benzer yönde düzenleme yapılmalıdır.
Ancak bazı hallerde bu kişiler emekli ikramiyesi alamamaktadırlar. Yani emekli ikramiyesi ödenecek personel kapsamında olanların SSK'lı, Bağ-Kurlu hizmetleri yoksa, sadece memurluk hizmeti varsa emekli ikramiyesi ödeniyor, bunların SSK'lı, Bağ-Kurlu hizmetleri varsa ve görevden ayrılma ihraç ve göreve son şeklinde kurumları tarafından sonlandırılmışsa memurluk hizmetine emekli ikramiyesi ödenmiyor, bu durumda 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi hükmündeki kuralları kıyasen uygulanıyor. Görüleceği üzere ciddi bir çelişki ile karşı karşıyayız.
İş Kanunu'nda haklı nedenle iş akdi feshedilenlere kıdem tazminatı verilmez
4534 sayılı Kanun gereğince memurlara ve diğer kamu görevlilerine yapılan emekli ikramiyesinin benzeri bir ödeme 1475 sayılı Kanun'da düzenlenen kıdem tazminatıdır. Bire bir örtüşmese de genel hatlarıyla benzerlik göstermektedir. Bu ödeme, işten çıkarılan her çalışana yapılmamaktadır. Bazı haller vardır ki işçinin hizmet süresi ne kadar olursa olsun işten çıkarılması halinde kıdem tazminatı ödemesi yapılmamaktadır. Bu nedenle İş Kanunu'na tabi işçi statüsünde olan bir çok kamu görevlisinin FETÖ iltisakından dolayı kamu görevinden çıkarılması nedeniyle kıdem tazminatı ödenmemiştir. Hem 1475 sayılı Kanun'da hem de 4857 sayılı Kanun'da yapılan bazı düzenlemeler teröristlere yapılan ödemelere engel olmaktadır. Benzer düzenlemenin niçin memurlar ve diğer kamu görevlilerine getirilmediğini anlamakta zorlandığımızı ifade etmek isteriz.
Konuyu biraz detaylandırmak gerekirse; 1475 sayılı İş Kanunu'nun Kıdem Tazminatı başlıklı maddesinde kıdem tazminatının hangi hallerde ödeneceği ve ödenmeyeceği açıkça belirtilmiştir. Bu çerçevede 4857 sayılı Kanun'un 25/II'nci maddesinde yer alan işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri nedenlerle işten çıkarılması hallerinde kıdem tazminatı ödenmemektedir. Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerlerine örnek vermek gerekirse;
1- İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.
2- İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.
Görüleceği üzere, bu hallerin gerçekleşmesi hallerinde ister kamu işvereni, isterse özel işveren olsun işçiyi derhal işten çıkarabilmekte ve herhangi bir tazminat da ödememektedir. Halbuki bu düzenlemeler 5434 sayılı Kanun'da da olmuş olsaydı, kamudan FETÖ veya benzeri nedenlerle çıkarılan kamu görevlilerine ikramiye ödemesi yapılmayacaktı. Kaldı ki ihraç edilen memurlardan SSK veya Bağ-Kur hizmeti olanlara hiçbir şekilde ikramiye ödenmemektedir.
Yapılacak düzenleme uluslararası sözleşmelere aykırı olur mu?
Elbette olmaz. Çünkü benzer düzenlemeler çalışma hayatında var ve işçilere uygulanıyor. Kaldı ki SSK veya Bağ-Kur hizmeti olanlardan memuriyeti sona erdirilenlere de ikramiye ödemesi yapılmıyor. Yapılacak tek şey siyasi iradenin vereceği karar üzerine kanun taslağı metninin oluşturulmasıdır.
Düşünün ki, bir kamu kurumunda işçi ve memur statüsünde iki grup personel var. Bunlardan her ikisi de FETÖ veya benzeri nedenlerden dolayı kamu görevinden çıkarılıyor. İşçiye hiçbir ödeme yapılmazken (emekliliğini hak etmiş olsa dahi) memur emekliliğini hak etmişse ve SSK veya Bağ-Kur hizmeti yoksa memura ikramiye ödemesi yapıyoruz. Nitekim FETÖ nedeniyle atılan kamu görevlileri hem emekli maaşlarını hem de ikramiyelerini aldılar. Bunun adil olduğunu düşünemeyiz.
Tecavüz vb. nedenlerle memuriyetten çıkarılanlara ikramiye ödeniyor mu?
Aynı şekilde tecavüz vb. nedenlerle memuriyet veya diğer kamu görevliliğinden çıkarılacak kamu görevlilerinden emekliliğini hak edenler, baktılar ki iş ciddileşti ve ihraç kesinleşti, hemen emeklilik dilekçesi vererek emekli olmakta ve ikramiyesini alabilmektedir. Ancak bunların da daha önce SSK veya Bağ-Kur hizmeti varsa emekli ikramiyesi alamıyorlar.
Hangi nedenlerle olursa olsun, kamudan çıkarılanların emekli maaşlarına dokunulamaz. Ancak, ikramiye vb. ödemeler kanuni düzenlemeyle ödenmeyebilir. Nitekim kamu işçilerine belirli hallerin gerçekleşmesinde kıdem tazminatı ödemesi yapılmamaktadır. Aynı düzenleme neden memurlar ve diğer kamu görevlileri için olmasın. Kaldı ki SSK veya Bağ-Kur hizmeti olanların hangi nedenle olursa olsun memuriyetten ihraçlarında ikramiyesi ödenmemektedir. Yani emekli ikramiyesi ihraç edilenden edilene değişmektedir. Garip ama durum aynen böyle.
Sonuç olarak, 5434 sayılı Kanun'da yapılacak düzenlemelerle hem emekli ikramiyesi ödenmesinde hem de temsil, görev ve makam tazminatı gibi ödemelerde değişiklikler yapılarak yaşanan garipliklere son verilebilir. Uluslararası sözleşmelere göre devlete ihanet edenlere veya tecavüzcülere ikramiye veya temsil, görev ve makam tazminatı gibi ödemelerin yapılması zorunludur diye bir kural da yoktur. Kaldı ki bunlardan SSK veya Bağ-Kur hizmeti olanlara ikramiye ödenmiyor. Dolayısıyla bu ödemeler tamamen bizim kendi iç düzenlemelerimizdir. Böyle bir düzenlemenin Meclis'ten büyük bir çoğunlukla geçeceğini düşünüyoruz. Ümit ederiz ki kanayan yaraya merhem olacak bir düzenleme için daha fazla zaman geçirilmeden süreç başlatılır. Bizden hatırlatması. (Yeni Şafak)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.