EK-2 Mağduru Müdür Yetkililer

EK-2 Mağduru Müdür Yetkililer

Kamudanhaber sitesinden bir alıntı

İnsanlar birbirlerini eleştirebilir, bu durum son derece doğal bir tepkidir. Önemli olan bu durumlar karşısında olayları daha fazla büyütmeden yapıcı çözümler üretebilmektir. Davranış biçimlerimizin geneline baktığımızda eleştirilerimizin olumlu ve olumsuz olarak yapıldığı, fakat en çok toplum olarak, “olumsuz “ eleştiriye yatkın olduğumuz görülmektedir. Olumsuz eleştiri de bir tavırdır.Ne yazık ki olumsuz eleştiriyi bilmediğimiz için,karşıdaki kişiyi her anlamda acıtmaya gayret ederiz.Oysa ki, kişi her ne kadar eleştiriye açık olsa da kişiliğine saldırmadan, onu acıtmadan "davranışa" yönelik eleştirmek gerekmektedir..

Eleştiri yaparken ağzımızdan çıkanı kulağımız duymalı. Aksi halde düşünmeden tamamen bireysel tepkilerle eleştiriye geçildiğinde farkında olmadan geçmişten bugüne ne varsa kusarcasına karşıdaki insana söyleyip rahatlamak ne kadar doğru bir davranıştır? Geçmişteki olaylar yaşanmış ve bitmiştir. Olumsuzlukları durumları tekrar tekrar kamuoyuna sunmanın bir anlamı yoktur. Önemli olan, o anda herkese rahatsızlık veren duruma odaklanıp, bu yönde çözüme yönelik eleştiriler yapabilmektir. Unutulmamalıdır ki, İyi bir eleştiri insana çok şey kazandırır.Eleştiriye açık olan insan kendisi ile barışık insandır. Kendisini bilen, kendi doğrularına inanan, başkalarının doğrularına da açık olan insandır.

Son günlerde gündemimizi çokça işgal eden Meb'in yönetici atama sürecinde yaşanan herkesin durumuna göre yaşanan olumsuzluklardır.Her uygulamadan bulunduğumuz pozisyona göre farklı etkilenebiliriz.En çok acıtarak eleştirilen Müdür Yetkili Öğretmenlikten bahsetmek istiyorum.Geçmişte Müdür Yetkili Öğretmenlik yapmış biri olarak bu sürecin her aşamasında olumsuz etkilendim.Öncelikle 2006 da yapılan sınava başvuruda bulunduğumuzda zaten “müdür unvanı” taşıdığımız için sınava almayarak en büyük hak gaspı yapılmıştı.Oysa ki ek 2 gibi büyük bir haksızlık ölçütü ortada dururken 1, 2 veya 3 yıl müd.yetkililik yapmış birinin diğerleriyle yarışabileceği ne kadar puan getirisi olabilirdi ki, sadece kandırılmışlığımızla kalmıştık o zaman..Sonra sınavla atama kriteri gelince,sınava girdim ve kazandım,ama atanmak nerede..ek2 kabusu gene karşıma çıkmıştı, sınavda 73 aldığım halde ek puanım 30 bile değildi..Kahrolası hiçbir ödülüm dahi yoktu..Bu güne kadar yaptığım çalışmalar amirlerim tarafından hiç takdir görmemişti ben ne yapabilirdim ki... Atamalar başladığında sınavda 60 barajını geçen ve ek2 si bol ödüllü 60-70 kadar olan birileri atamalarda bizi sollayıp geçmişti.Biz gene elimizde aldığımız puanla düz ovada ortada kalmıştık..Yani herkesin acımasızca eleştirdiği müdür yetkililiğin hiçbir anlamı olmamıştı. İsteğe bağlı atama dönemi geldi, ve biz yılmadık gene sürece dahil olmak istedik. Ama bu sefer sınav puanımız geçersiz kılındı. Gene ek2 belasıyla karşı karşıyaydık. Bol ödüllü ek2 si yüksek arkadaşlar gene bizi sollamışlardı…

Şimdi sormak istiyorum,acımasızca hatta çokça (acıtarak) müdür yetkilileri eleştiren arkadaşlara..Bu müdür yetkililik bana ne kazandırmıştır.Her atama döneminde olumsuz etkilendiğimiz halde..O kadar yaygara yapıldı ki,sanki tüm müdür yetkililer yönetici olmuş ta diğerlerine yer kalmamış…Geçmişte müdür yetkililik yapmış, 2006 da müdürsün diye sınava alınmamış, sınavla atama gelince de çalışmış sınavı kazanmış ama ek2 puanı az olduğu için sıralamalarda en sona kalmış ve harcadığı emeğiyle ortada kalmış biri olarak,bir de haksız eleştirilere özellikle acıtan eleştirilere maruz kalmak sizce nasıl bir durumdur..Birbirimizi anlamadan tamamen bireysel reflekslerle acıtmak yerine,herkesi rahatsız eden durum neyse ona odaklanıp bu olumsuz durumun çözümüne ilişkin yapıcı eleştiriler yapmalıyız..Saygılarımla..

Ek 2 mağduru bir müdür yetkili

Kamudan haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum