Dinlenmek bir hak edişin sonunda oluyorsa sahibine güç verir, enerji olur, plan program olur. Milyonlarca öğrenci ve yüz binlerce öğretmen, her biri kendi vicdani sorumluluğun ve kanuni sınırların içerisinde bu hak edişi kendisi değerlendirecektir. Mutlak anlamda bir kitleyi olumlu ya da olumsuz olarak değerlendirmek en azından kolaycılıktır.

On beş günlük yarıyıl tatili bitiyor ve yeni bir döneme ve bahar mevsimine girmenin özlemi  ve heyecanı içerisinde eğitim camiası. Bahar dönemine girilirken eğitim kamuoyunun taraflarından her biri kendisi açısından önemli gördüğü konuları sürekli tartışmaktadır.

Öğretmenler eğitim gündeminin değişmeyen kahramanlarıdır. Elbette öğretmenler odasında gündeme gelen özlük talepleri öğretmenlerin sözcüsü durumundaki sendikalar tarafından dile getirilmektedir. Özellikle kamu görevlileri arasındaki ücret ve iyileştirme farklılıkları gündemin ön sıralarını işgal etmektedir. Adalet Bakanlığının savcı ve hâkimlere yönelik iyileştirmeleri diğer kamu çalışanları açısından emsal kabul edilmektedir ve beklenti oluşturmaktadır.

 Özellikle öğretmenlerin kendi aralarındaki ek ders uygulamalarındaki farklılıklar ve mağduriyetler öğretmenlerin çözüm beklediği önemli konular arasındadır. Okul müdürleri nöbet ücreti almadıkları için yardımcılarından daha az ek ders ücreti almaktadır. Yetiştirme kurslarında görev alan idareci de görev almayan idareci de durumundan memnun değildir. Zira görev alan idareci hafta sonu akşama kadar okulu açık tutuyor, bunun karşılığı sadece iki saat ek ders ücreti alabiliyor. Görev alamayan idareciler bu imkândan daha işin başında uzak kalıyorlar.

Dokuz yüz binin üzerindeki öğretmen için bir diğer merak konusu olan konu, bu yıl rotasyonun uygulamasının  yapılıp yapılmayacağı konusudur. Yılan hikâyesine dönen rotasyon uygulamasına temelde ciddi bir destek mevcuttur. Fakat bu tür uygulamalar istisnalarla ve çeşitli tasarruflarla "alavere dalavere bizim oğlan nöbete" konumuna düşürülmektedir. Beklenti, il içinde bir rotasyon uygulamasıdır. Bu konu üzerinde ciddi planlamalar yapılmalı, okullarda bir dinamizm sağlanmalıdır.

Milli Eğitim camiası içersinde geçici görevlendirmelerin çok çok istisna olduğu, zahmet ve külfet dengesinin adil olduğu ve sistemin adaletine tüm eğitim çalışanlarının güvendiği, inandığı bir rotasyon uygulaması eğitime farklı bir heyecan getirecektir.

 Müfredatın değişeceği Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ilan edildi ve değişiklik taslağı henüz askıdadır. Bakanlık konunun taraflarından öneriler almaktadır. Öğretmenler bu değişikliklerin eğitimin özüne olumlu yansımasını beklemektedir. İncelediğimiz kadarıyla değişikliklerin konu güncellemesi ve günlük yaşamın gerçekleriyle ders kitaplarının örtüşmesi şeklinde olduğu görülmektedir. Bu yönüyle barılı bir çalışma olmuş denebilir.

Bu değişiklikler yapılırken ders araç gereçlerinin de güncellenmesi ve farklı çalışma yöntemlerine uygun kitapların hazırlanması önem arz etmektedir. Kabul etsek de etmesek de Milli Eğitim Bakanlığının dağıttığı ders kitapları öğrenciler ve öğretmenler tarafından çok beğenilmiyor. Burada şu önerilerin yapıldığını ifade etmek isterim. Özel yayınevlerinin sınavlara yönelik hazırladıkları kitapların içerik ve biçim yönünden ders kitaplarında da uygulanması uygun alacaktır.

Özellikle ortaokul ve liselerde yeni müfredatın uygulama ve kazanıma dönüştürülme anlamında belki birden fazla kitapla soru bankası, tarama sınavları, deneme sınavları gibi araçların kullanılması uygun olacaktır. Merkezi sınavlar mevcut haliyle yapıldığı bir eğitim sisteminde siz bu gerçeklikten uzak, öğrencilerin beklentilerini karşılamayan ders kitaplarıyla devam ederseniz yasaklasanız da serbest de bıraksanız alternatif kaynak arayışları devam edecektir. Müfredatın yenilenmesi kadar ders araç gereçlerinin de görselliği olan, nitelik açısından kaliteli ve özel yayınlara ihtiyaç duyulmayacak kalitede  eserlerle yenilenmesi önem arz etmektedir.

Hacı Sarı - memurpostasi.com