Eğitim-Sen'den MEB'e: Ortaöğretim Tasarımı İle Ne Amaçlanmaktadır?
Eğitim hizmeti, siyasi iktidarın ve sermaye çevrelerinin ihtiyaçlarını karşılayacak politikaların ısrarlı biçimde uygulanmasına sahne oluyor.
Eğitim-Sen Genel Merkezi tarafından yapılan açıklama:
Eğitim hizmeti, siyasi iktidarın ve sermaye çevrelerinin ihtiyaçlarını karşılayacak politikaların ısrarlı biçimde uygulanmasına sahne oluyor.
Özellikle ortaöğretim kurumları, AKP’nin toplum mühendisliği açısından özel önem atfettiği bir alanı oluşturmaktadır. Bu nedenledir ki Milli Eğitim Bakanlığı’nın ideolojik bir tercihle uzun süredir yürüttüğü dönüşüm programı neticesinde, meslek liseleri ve imam hatip liselerinin ortaöğretim içerisindeki payı sistematik biçimde arttırılmıştır. Bu politikanın bir sonucu olarak, sınav sistemlerinde değişikliğe gidilmiş ve genel akademik eğitim baskılanmaya çalışılmıştır. Öğrencilerin meslek liselerine, imam hatip liselerine ve açık liseye fiili olarak yönlendirilmesi, sınav sisteminin bu amaca uygun olarak yapılandırılması, yoksul ailelerin çocuklarının hayatlarına camdan duvarlar örmüş, yükseköğretime geçiş sürecini daha baştan belirler hale gelmiştir.
Bu genel çerçeve içerisinde ortaöğretim tasarımı modelini incelediğimizde, ‘ortaöğretimde esnek ve modüler yapı’ yalnızca Anadolu liseleri açısından kurgulanmış durumdadır. Ancak MEB’in 2023 Vizyon Belgesi ile birlikte değerlendirildiğinde karşımıza başka bir tablo çıkmaktadır. MEB, “esnek ve modüler yapı” uygulamasını imam hatip okulları için de planlamaktadır. Dolayısıyla bu hedefle uyumlu sadece imam hatip okullarının olması, genel ortaöğretimde geçişliliğin sadece Anadolu liseleri ve imam hatip liseleri arasında olmasına neden olacaktır.
Haliyle meslek liselerinin, fen, sosyal bilimler, güzel sanatlar, spor liselerinin bu esnek ve modüler yapının dışında tutulması iktidarın politikaları açısından gerçekte yapılmak isteneni gözler önüne sermektedir. Açıktır ki MEB’in esneklik ile tarif ettiği sistem, okul sisteminin geleneksel yapısını alt üst edecek bir sürece işaret etmektedir. Çünkü genel ortaöğretimin temel işlevlerinden birinin yükseköğretime öğrencileri hazırlamak olduğu düşünüldüğünde; zaman içerisinde bu iki okul türünün programlarının birbirine yakınlaşması öğrencilerin imam hatip okullarına yönlendirilmesini kolaylaştıracaktır.
Bireyselleştirilmiş öğretim, dünya genelinde eğitimin piyasalaşması anlamına gelmektedir. Modüler sistem ‘okulu’ yapısal olarak dönüştürmekte ve kurumu pedagojik, bilimsel olarak yapılandırılmış bir kurum olmaktan zaman içerisinde çıkarmakta, ticari bir işletmeyle işlevsel olarak benzeştirme potansiyeli taşımaktadır. Tüm adımlar kurumu, okulu işlevsel ve yapısal olarak olması gerektiği zeminden uzaklaştırmaktadır.
Eğitim Sen olarak bizim için temel sorun; ortaöğretimin hangi düzlemde yeniden yapılandırılacağı sorunudur. Esnek ve modülerlik yerine, öğrencilerimizin gereksinimleri, tercihleri ve isteklerine göre yapılandırılmış dersler üretilmelidir. Eğitim sistemi, okulun tüm bileşenleriyle birlikte yeniden inşa edildiği, işbirliği ve dayanışmayı esas alan demokratik bir yapıda olmalıdır. Okul türü yerine programların farklılaştığı ve öğrencilerin okul tercihinin esas olduğu bir geçiş sistemi ele alınmalıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı’na soruyoruz:
- ‘Ortaöğretim tasarımı’ açıklamasında ders çizelgesi, ders sayılarının azaltılması ve derslerin birleştirilmesi şeklinde düzenlenmiştir. Bu dersler kimler tarafından okutulacak, derslerin kazanımları ne olacaktır? Ders alan ağırlıkları dağılımında öğretmenlerin yaşayabileceği sorunlara ilişkin (Norm fazlası, ders dağılımında adalet, eşitlik vb.) hangi önlemler alınmıştır?
- Ortak ders sayısının azaltılması, seçmeli derslerin oranlarının artırılması yönünde açıklanan ders çizelgesi, okul yönetimlerinin var olan yapısı üzerinden öğretmenler arasında ders dağılımı ve öğrencilerimizin ilgi, yetenek ve becerilerine yönelik yönlendirme süreçlerinde yol açacağı eşitsiz uygulamalara yönelik nasıl bir önlem alınmıştır?
- Ortaöğretimde uygulamada yapılan değişiklikler yükseköğretimden bağımsız düşünülemez. YÖK’ün açıklamasında ise ortaöğretimde yapılan değişikliklere ilişkin bir çalışma olmadığı açıklanmıştır. Ortaöğretim tasarımı açıklaması YÖK’ ten bağımsız mı planlanmıştır?
- Öğrencilerin yaptığı projeler, portfolyo çalışmaları ve katıldıkları etkinliklerin üniversiteye geçişte etkisinin planlandığı açıklandı. Okullar ve coğrafi bölgeler arasındaki eşitsizliğin son derece derin olduğu ülkemizde bu eşitsizliğin ortadan kaldırılmasına yönelik atılacak somut adımlar nelerdir?
- Kariyer ofisi nedir? Milli Eğitim Bakanlığı, okulu bir iş bulma kurumu olarak mı yoksa öğrenciyi psikolojik, akademik ve davranış açısından geleceğe hazırlayan bir kurum olarak mı tanımlamaktadır? Rehberlik servislerinin güçlendirilmesi, desteklenmesi yerine ‘kariyer ofisi’ uygulamasına neden ihtiyaç duyulmuştur?
- Toplumun her kesimi ile görüşülerek hazırlandığı açıklanan ‘ortaöğretim tasarımı’ hazırlanma sürecinde görüşülen kesimler kimlerdir?
- Ortaöğretim tasarımı açıklaması ‘Anadolu liseleri’ ile sınırlı bir açıklamadır. Farklı okul türlerinde ders çizelgesi nasıl uygulanacaktır?
- ‘Ortaöğretim tasarımı’ açıklamasında sertifika programlarının mutlaka okulun içinde alınmasının gerekmediği açıklandı. Öğrencilerimizin örgün eğitimden hızla uzaklaştığı, anayasal hak olan kamusal eğitim hakkının adım adım ortadan kaldırıldığı koşullarda bireyselleştirilen, haliyle mekânla, okulla bağı koparılan eğitimin piyasalaşmasıyla birlikte öğrencilerin ve öğretmenlerin aidiyet sorunu yaşadıkları bir gerçekliktir. Sertifikasyon programları ile liselerin bir eğitim kurumu olmaktan çıkarılarak sertifika merkezine dönüştürülmesi eğitimin hangi sorununa çözüm olacaktır?
- Yapay zekânın eğitim alanında kullanımı dünya genelinde eğitimin piyasalaşması, öğretmen rolü ve sayısı üzerinde oluşturduğu baskıdan dolayı tartışılmakta ve eleştirilmektedir. Yapay zekâ uygulamalarının ders çizelgesine alınması sürecinde yapay zekâ uygulamalarının olumsuz dönütleri değerlendirilmiş midir?
- Öğretmen; eğitimin tüm sorunlarının hedefinde gösterilmekte, sorunların çözümü için ise öğretmen eğitimlerinin planlandığı açıklanmaktadır. Öğretmenlerin hak ve özgürlükleri genişletilmeden nitelikli eğitimden söz edilemez. Örneğin, seçim meydanlarında öğretmenlere söz verilen 3600 ek gösterge yaşama geçirilecek midir? Sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilecek ve mazerete dayalı tayin hakkı başta olmak üzere tüm hakları iade edilecek midir? Ücretli öğretmen uygulamasına son verilecek midir? Ataması yapılmayan öğretmelerin atama sorununa çözüm bulunacak mıdır? Öğrencilerimizin ilgi, yetenek ve becerileri doğrultusunda yönlendirilebilmesi için bilim, kültür, sanat, spor, yabancı dil branşları başta olmak üzere tüm branşlardan atama yapılacak mıdır? Proje okul uygulamasına son verilecek midir? Yönetici atamaları, öğretmen atamaları, proje okullarına öğretmen alımında mülakat uygulamalarına son verilecek midir?
Belirtmek isteriz ki eğitimin en temel sorunlarına cevap vermeyen, çözüm bulmayan, çözüm bulmaya yönelik de bir irade geliştirmeyen her politikanın sorunların başat unsuru olduğu unutulmamalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.