Eğitim Çalışanlarının Sorunları ve Çözüm Önerileri Tartışıldı
Türk Eğitim-Sen, Şube Yönetim Kurulu Üyeleri Eğitim ve İstişare Toplantımız 7-10 Aralık 2023 tarihinde Antalya’da gerçekleştirildi.
Toplantıda Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan ve Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri, İLKSAN Yönetim Kurulu Başkanı İsa Barış, önceki dönem İLKSAN Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz, Merkez Kadın Komisyonu Genel Koordinatörü Serap Gül, Türk Eğitim-Sen Şube Başkan ve şube yönetim kurulu üyeleri hazır bulundu.
Akıbet değişmeyecek, vatanı ve özgürlüğü için ölümü göze almış bir kıyamın karşısında zulüm elbet yıkılacak!
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan toplantıda, Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan bir konuşma yaparak, İsrail terör devletinin, iki aydır 1,8 milyon Filistinliyi evinden ve yurdundan ettiğini söyledi. Geylan; “6100’ü çocuk ve %70’i kadın ve çocuk olmak üzere 17.000’i aşkın masum sivili katletti. Ama akıbet değişmeyecek, vatanı ve özgürlüğü için ölümü göze almış bir kıyamın karşısında zulüm elbet yıkılacak! Akif’in dediği gibi; Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, ‘Medeniyet!’ dediğin tek dişi kalmış canavar.” dedi.
Biz önce ülkem sonra biz derken; hamaset yapmıyoruz. Yürekten inandığımız için söylüyoruz.
1992 yılında Türk Eğitim-Sen’i kuran iradenin “Türkiye sevdamız ekmek için kavgamız” şiarıyla yola çıktığını bildiren Genel Başkan Talip Geylan, “Türk Eğitim-Sen sadece bir sendika değil, aynı zamanda milli bir sivil toplum kuruluşudur. Biz sendikacılığımızın önüne Türkiye sevdamızı koyduk. Türkiye sevdalısıyız. Türkiye Kamu-Sen’lilerin aklında, dilinde, gönlünde her zaman Türkiye vardır.
Bizim için Türkiye;
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesidir.
Anayasamızın ilk üç maddesinde anlamını bulan temel değerlerdir.
Atatürk’tür.
Türkiye İstiklal Marşı’dır.
Türkiye laik, sosyal, hukuk devletidir.
Anayasamızın 42. Maddesinde, ‘Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez’ der. Bizim için Türkiye Türkçedir.
Anayasamızın 66. Maddesi’nde, ‘Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür’ der. Bizim için Türkiye, işte bu milli kimlik şuurudur.
Bu itibarla büyük Türk milletinin de güven duyduğu bir sendikayız. Biz önce ülkem, sonra biz derken hamaset yapmıyoruz. Biz buna yürekten inandığımız için söylüyoruz. Yeri geldiğinde bedel ödeme pahasına milletimizin ve ülkemizin yanında saf tutuyoruz.” dedi.
Geçen yıl Kariyer Basamakları Sınavı üzerinden ortalığı ayağa kaldıranlar bu yıl nerede?
Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili süreçleri anlatan Genel Başkan Talip Geylan, “Sendikamız, gerek Bakanlık merkez teşkilatının gerekse de taşra teşkilatının düzenlediği çalıştaylara iştirak ederek ve ayrıca kendi düzenlediği çalıştay ve toplantılarla talep ve görüşlerini kamuoyu ve muhataplarıyla paylaşmış, afiş ve broşürler hazırlayarak meslektaşlarımızı bilgilendirmiş, sosyal medya kampanyaları düzenlemiş, sayısını hatırlayamayacağımız basın açıklamaları ve TV programları ile ses vermiş, 23 Kasım 2021’de Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın ‘Meslek Kanunu’nu çok yakın zamanda çıkarıyoruz’ ifadesi üzerine de 8 Aralık 2021 tarihinde 81 ilde alanlarda kitlesel basın açıklamalarıyla taleplerimizi bir kez daha gündeme taşımıştır. Hatırlanacağı gibi, 31 Aralık 2022 tarihi öncesinde kanun teklifi Meclis’e sunuldu. Meclis aşamasında ise iki genel başkan yardımcımız komisyonda Türk Eğitim-Sen’in görüşlerini ifade ettiler. 14 Şubat 2022 tarihinde ÖMK Resmi Gazetede yayınladı. Dört yıllık süreç içerisinde Türk Eğitim-Sen’den başka hiç kimse kanuna sahip çıkmadı. O dönemde kulağının üstüne yatanlar öğretmenlerimizin haklı tepkilerini görünce bundan prim elde etmeye çalıştılar. Çünkü Türkiye’de seçimler başlamıştı. 1 milyonu aşan öğretmen kitlesini ilgilendiren bu süreç maalesef seçim aşamasında birilerinin hedef ve emellerine meze yapılmak istendi. İşte biz buna ‘hayır’ dedik. Tabi sınav tarihine kadar olan süreçte Türk Eğitim-Sen bir gününü dahi boş geçirmedi. Bakanlar ve siyasi grup başkanvekilleri ile görüşerek, öğretmenler üzerinden algı oluşturulmaya çalışıldığını ifade ettik. Kısacası kanunla ilgili çok mücadele ettik. Emin olun ki; kariyer sınavında öğretmenlerin başarılı olmasında teşkilatımızın emeği var.” dedi.
ÖMK ile kazanımları koruyacak, eksikleri söyleyeceğiz!
ÖMK ile ilgili seçim sonrasında yapılacak adımları bekledikleri kaydeden Geylan, “Bilindiği gibi geçtiğimiz 19 Kasım tarihinde Kariyer Basamakları Sınavı yapıldı. Geçen sene ortalığı ayağa kaldıranlar bu yıl nerede? Cumhuriyet Halk Partisi ÖMK’nın iptali için AYM’ye başvurdu. Aylarca kariyer sınavı üzerinden kamuoyu oluşturulmaya çalışılan süreçte CHP’nin AYM başvuru dilekçesinde sınavın iptali talebi yoktu! Geçtiğimiz günlerde sayın Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, ‘Seçimlerden sonra ÖMK ile ilgili süreçleri başlatacaklarını’ ifade etti. Göreceksiniz ki; dört yılda olduğu gibi yine Türk Eğitim-Sen’den başka hiçbir sendika sürece dahil olmayacaktır. Her zaman söyledik: ÖMK’nın çıkmış olması olumlu bir adımdır, bir kazanımdır. Ama kanunun içi boştur. Bu kanunun içinin doldurulması anlamında Türk Eğitim-Sen olarak gayretlerimiz devam edecektir.” ifadelerini kullandı.
Kanunun içerisindeki eksiklikleri sıralayan Genel Başkanımız Talip Geylan,
- “Öğretmen istihdamı,
- Nakil-tayinler
- Başarıyı esas alan bir ödül sistemi yasal bir zemine kavuşması,
- Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilmesi ve öğretmenlerin sadece kadrolu istihdam edilmesi,
- Ayrım yapılmaksızın tüm eğitim çalışanlarına bir asgari ücret tutarında Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneği verilmesi,
- Yönetici atama sürecinin olması,
- Maaş karşılığı derslerin 15 saate eşitlenmesi,
- Eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi,
- Öğretmenlerin itibarının artırılması hususlarında ısrarlı mücadelemiz sürecektir.” dedi.
On binlerce adayın hakkının yenmemesi için “mülakata hayır”
Mülakatın kaldırılması gerektiğini yineleyen Genel Başkan Geylan, mülakat ile adalet sağlanamayacağını kaydetti. Geylan, “Sayın Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin bir açıklamasında ‘mülakatları mülakat gibi yapacağız’ dedi. Aslında bu bir itiraftır. Demek ki önceden mülakatlar, “mülakat” gibi yapılmıyordu. Yine Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, ‘Ben inançlı bir insanım kul hakkı yenmesine gönlüm razı gelmiyor.’ dedi. Şöyle bir gerçek var ki ne kadar inançlı olursanız olun ya da ne kadar adil olmaya gayret ederseniz edin mülakatlarda bire bir adaletin sağlanması mümkün değildir. Nihayetinde mülakatı bir yapay zekâ uygulaması yapmayacak, insan yapacak. Komisyon üyesi ne kadar adil olursa olsun neticede bir insan. Komisyon üyesinin bilgi birikimi, algı kapasitesi, duygu durumu o gün ki ruh hali o komisyon üyesinin takdir hakkını etkileyen temel faktörlerdir. Dolayısıyla yüzde yüz adalet sağlanması mümkün değildir. On binlerce adayın yarıştığı bir mülakat sürecinde 0.01 puan sapması dahi o adayı onlarca sıra geriye ya da ileriye götürebilir. Bu bir vebaldir. Türk Eğitim-Sen olarak mülakata karşıyız. Mülakata hayır diyoruz.” şeklinde konuştu.
Altına imza attığı maddenin arkasında durmadığı için bir milim yol dahi alınamadı.
Üniversite idari personelinin sorunlarına da değinen Genel Başkan Geylan, “İdari personelimizin nakil sorunlarının çözülmesi talebi ile imza kampanyası düzenliyoruz. Aralık ayı sonunda imzalarımızı YÖK’e teslime edeceğiz. Hatırlanacağı gibi yetkili sendika 6. Dönem Toplu Sözleşmede üniversite idari personelinin nakil sorunu çözüleceğine yönelik mutabakata imza attı. Ama aradan geçen üç yıllık süreç içerisinde altına imza attığı maddenin arkasında durmadığı için bir milim yol dahi alınamadı. Problem halen çözülemedi. Türk Eğitim-Sen olarak şunu talep edeceğiz: Bütün üniversiteleri bağlayıcı bir yönetmelik çıkarılsın, başta mazeret tayinleri olmak üzere üniversite idari personelinin nakil sorunu çözülsün. Üniversitelerde görev yapan idari personellere, eğitim öğretim ödeneği ve geliştirme ödeneği verilmesi, yönetici pozisyonlarına idari personele pozitif ayrımcılık yapılması ve üniversitelerde Görevde Yükselme Sınavlarının periyodik şekilde ve düzenli yapılmasını talep ediyoruz.” diye konuştu.
Akademisyenlerimizin tamamı yoksulluk sınırının altındadır.
“Aklı geçim derdi ile meşgul olan bir bilim insanımızın bilim üretmesini nasıl bekleyebiliriz?” diye soran Genel Başkan Geylan, “Akademisyenlerimizin ücret sorunları giderilsin. TÜRK-İŞ 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırını 45 bin TL olarak açıkladı. Bu ülkede akademisyenlerimizin tamamı yoksulluk sınırının altındadır. Aklı geçim derdi ile meşgul olan bir bilim insanımızın bilim üretmesini nasıl bekleyebiliriz? Dolayısıyla bir ücret artışı bekliyoruz. Ayrıca akademisyenlerimize bilimsel çalışma ve araştırmaları için akademik teşvik ödeneği verilmelidir.
Ayrıca Doçentlik ya da profesörlük kadrolarında akademik yeterlilik sağlanmış olması yeterli olmalıdır. Üniversitelerimizde ayrım yapılmaksızın herkesin iş güvencesin sağlanmalı, yönetimin ya da rektörün inisiyatifine bırakılmamalıdır.” dedi.
Üniversitelerimiz, her alanda olduğu gibi demokratik anlayışın yerleşmesi ve demokrasinin içselleştirilmesi anlamında da toplumumuzda lokomotif görevini görmelidir
Rektör seçimlerini eleştiren Genel Başkan Geylan, üniversite çalışanlarının iradesinin sandığa yansıması gerektiğini söyledi. Geylan; “Türk Eğitim-Sen olarak önceden rektör seçim usulünü doğru bulmuyorduk ve bu konuda eleştirilerimizi dile getiriyorduk. Eski usulde 4 yılda bir rektör seçimleri yapılırdı. Buna göre yardımcı doçent ve üzeri akademisyenler oy kullanır, sandıktan çıkan ilk 6 aday YÖK’e gönderilir ve YÖK bu 6 adaydan 3 tanesini Cumhurbaşkanı’na sunardı. Ardından Cumhurbaşkanı atama yapardı. Bu usulü Türk Eğitim-Sen olarak eleştirerek, bütün üniversite çalışanlarının iradesinin sandığa yansıdığı ve sandıktan birinci çıkan ismin rektör olarak atandığı bir seçim usulünün getirilmesi gerektiğini sık sık vurgulardık. Çünkü üniversitelerimiz, her alanda olduğu gibi toplumda demokratik anlayışın yerleşmesi ve demokrasinin içselleştirilmesi anlamında da toplumumuzda lokomotif görevini görmelidir. Rektör seçimleri de demokrasinin tam anlamıyla yaşanıldığı, hissedildiği ve bütün çalışanların iradesinin sandığa yansıdığı bir usulle yapılmalıdır derdik. Ama şimdi bunu da kaybettik. Seçimler hak getire! Bir takım lobilerin, grupların lojistiğiyle atama süreci yürütülüyor. Bu üniversitelerimize yakışmayan bir durum” diye konuştu.
Toplantının ikinci gününde ise her bir merkez yönetim kurulu üyesi kendi sekretaryaların da görevli şube yönetim kurulu üyeleriyle istişare toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda ayrıca “Kurumsal kimlik ve sosyal medya kullanımı” temalı eğitim verildi. Toplantı Genel Başkanımız Talip Geylan’ın kapanış konuşması ile sona erdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.