Eğitim-Bir-Sen'den Yüksek Lisans İddialarına Sert Tepki!
Gerçeğin yalan tarafından alaşağı edildiği, algı ve manipülasyonun var olanı boğduğu, içinde bulunduğumuz sosyo-politik zeminde gazeteciliğin de bir iftira mecrası hâline dönüştürüldüğünü hayretle izliyoruz.
Gerçeğin yalan tarafından alaşağı edildiği, algı ve manipülasyonun var olanı boğduğu, içinde bulunduğumuz sosyo-politik zeminde gazeteciliğin de bir iftira mecrası hâline dönüştürüldüğünü hayretle izliyoruz. Gün geçmiyor ki sendika olarak, iftira kelimesinin masum kalacağı, gerçek, ahlak ve izan ötesi ithamlarla karşı karşıya kalmayalım.
Gazete olduğu iddiasındaki bir kuruluşta gazeteci sıfatını kullanmanın, gazetecilik mesleğini önemsizleştireceği bir kişi tarafından kaleme alınan bir iftira metninde, güya sendikamız Öğretmenlik Meslek Kanunu öncesinde kanunun içeriğini bilerek üyelerine yüksek lisans eğitimi aldırmakla itham edilmiştir.
Adı geçmesi gerekmeyen kişinin öğrenme zahmetine girmediği gerçek şudur: Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun kökenini teşkil eden kariyer basamakları uygulaması, 2004 tarihli 5204 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu ve Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasana İlişkin Kanun ile eğitim hayatına girmiştir. Bu kanunla uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik unvanları ihdas edilmiş; bu unvanları kazanabilmek için sınav şartının yanı sıra kıdem, eğitim (hizmet içi eğitim, lisansüstü eğitim), etkinlikler (bilimsel, kültürel, sanatsal ve sportif çalışmalar) ve sicil puanları şartları aranmıştır. Bu kanunu, anayasa aykırılık iddiası üzerine esastan inceleyen Anayasa Mahkemesi de kontenjan uygulaması hariç, diğer bütün şartları anayasaya uygun bulmuştur. Özetle, öğretmenlik kariyer basamakları uygulamasında hizmet içi eğitim, yüksek lisans eğitimi ve sınav şartı, 2004 yılından beri gerek öğretmenler gerekse eğitim sendikaları tarafından bilinen hususlardır. Bu itibarla, sadece Eğitimciler Birliği Sendikası değil, diğer bütün eğitim sendikaları da 2004 yılından bu yana üyelerinin yüksek lisans eğitimi alabilmeleri için üniversitelerle iş birliği anlaşmaları yapmış; öğretmenler de sendikalardan bağımsız yüksek lisans eğitimi almışlardır. Nitekim 2021 yılı verilerine göre Millî Eğitim Bakanlığı personelinin 118 bin 725’i yüksek lisans, 2 bin 413’ü doktora mezunudur.
Lisansüstü eğitimin sadece uzman öğretmenlik/başöğretmenlik süreçlerinde değil, yer değişikliği sürecine esas teşkil eden hizmet puanı ve eğitim kurumu yönetici görevlendirme sürecinde esas alınan değerlendirme puanının hesabında da dikkate alınarak ilave puan imkânı sağladığı; bu nedenle eğitim çalışanlarının lisansüstü eğitim talebinin sadece kariyer basamaklarına yönelik olmadığı bilinmelidir. Sözde yazıyı kaleme alan zat, bu bilgileri bakanlık resmî verileri ve raporlarından pekâlâ rahatlıkla elde edebilirdi, ancak amacın gerçeklere dayalı haber yapmak değil, sendikaya iftira atmak olduğu aşikâr olduğu için bu zahmete girilmediği görülmektedir.
Eğitim-Bir-Sen olarak, haksız, hukuksuz ve mesnetsiz bir şekilde tarafımıza yöneltilen ithamlar için, yalana ve iftiraya sözcülük eden gazetenin saygısız yazarı hakkında suç duyurusunda bulunduk.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.