Eğitim-Bir-Sen Yetkisini İlan Etti!
Eğitim-Bir-Sen Genel Merkezi tarafından yapılan açıklamada, 400 bin rakamının üzerine çıkıldı.
Adalet, hak ve özgürlük talebiyle çıktığı sendikal yolculukta, geride bıraktığı 24 yıllık zaman zarfında muazzam bir kazanımlar listesine imza atan, anakronik uygulamalara son verilmesini, insanımızın temel hak ve özgürlüklerini sınırlayan yasakların kaldırılmasını sağlayan, eğitim ve çalışma hayatının önünde engel teşkil eden birçok sorunu çözüme kavuşturan Eğitim-Bir-Sen, samimiyetle, cesaretle, kararlılıkla yürüttüğü mücadelenin, akıttığı terin, gösterdiği çabanın karşılığını almış, mazlumdan, mağdurdan, milli iradeden, medeniyet değerlerinden yana duruşuyla eğitim çalışanlarının teveccühü kazanmış ve gelinen noktada, sadece ülkemizde değil, uluslararası alanda da takip ve takdir edilen bir sivil toplum kuruluşu olmuştur.
Eğitim çalışanlarının haklarının korunması ve geliştirilmesi, sorunlarına çözüm bulunması için mücadele veren; Türkiye’nin ve dünyanın sosyal ve siyasal meselelerine hassasiyet gösteren; 1992 yılından beri kuruluş felsefesinden taviz vermeden, ilk günkü azim, heyecan ve kararlılıkla yoluna devam eden Eğitim-Bir-Sen, teşkilatının emeğinin, çabalarının ve kazanımlarının sonucunda 15 Mayıs 2016 tarihi itibarıyla 402 bin 165 üye sayısına ulaşarak yeni bir destana ve büyük bir başarıya imza atmıştır. Bu durum, özlük ve özgürlük mücadelemizin, müfredat gibi temel eğitim meselelerindeki duyarlılığımızın ve tüm genel konularda medeniyet değerlerimize uygun duruşumuzun eğitim çalışanlarınca teveccühle, katılımcı bir tercihle benimsenerek daha fazla güç birliğine dönüştüğünü ortaya koymaktadır.
Eğitim-Bir Sen’e aidiyet, demokrasi ve kalkınma yolunda tüm kaynaklarını harekete geçiren Türkiye ideali etrafında gönüllü, bilgili, katılımcı bir seferberliğin derlenip toparlanarak, bütünleşmesi sonucudur. Bütünleşmenin, maddi ve manevi öncelikler başta olmak üzere, bize yüklediği büyük sorumluluğun bilincindeyiz. Aynı bilinç ve sorumluluğumuzun artarak sürmesi, birlikteliğimizi daha güçlü ve anlamlı kılmaktadır. Bu güç ve birlik, her şeyden evvel Türkiye’nin gücü ve birliğine hizmet etmektedir.
Bizi büyüten, merkezinde güzel ülkemiz ve milletimiz olan büyük bir ideal; refah ve kültür seviyesi yüksek, demokratik, kardeşlik temelinde toplumsal bütünlüğünü sağlamış bir Türkiye idealidir. Bu ideal her türlü ayrımı, hesabı, kimliği, ayrışmayı, ötekileştirmeyi önemsizleştirmekte, eritmektedir. Biz bu duygu ve yaklaşımla bütün bir Türkiye’yi kucakladık, kucaklıyoruz. Yapay, zorlama ayrımlarla insanımızı dışlamadık, itmedik, ötekileştirmedik. Kucaklaşma, haksızlık kimden gelirse gelsin karşısında olma, mazlum ve mağdura el uzatma bizi daha da büyüttü ve Türkiye ile birlikte büyümeye devam edeceğiz. Türkiye ile birlikte büyük hayallerimiz, düşüncelerimiz, umutlarımız, amaçlarımız var. Bugün ulaştığımız sayının asıl ifade ettiği işte bu duygu, gönül ve ideal birlikteliğidir.
Darbecilerin, yasakçıların karşısında, milletin yanında yer alan, medeniyet değerlerimizi kendine rehber edinen, hak ve özgürlüklerin gelişmesi için eğitim çalışanları adına mücadele vererek kazanım üstüne kazanım sağlayan; mağdurların hak arama adresi, mazlumların güçlü sesi haline gelen Eğitim-Bir-Sen, yeni üyelerle daha da güçlenmiş ve genel yetkide 5. yılına girmiştir.
Bütün il, ilçe ve işyerlerinde örgütlenen, Türkiye’nin emek, hak, demokrasi, sivilleşme ve özgürleşme bağlamında milletin özü, çalışanların gören gözü, işiten kulağı, tutan eli olan Eğitim-Bir-Sen, Milli Eğitim Bakanlığı’nda 310 bin 873 olan üye sayısını 366 bin 505’e, üniversitelerde 27 bin 197 olan üye sayısını 32 bin 259’a, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’nda 2 bin 248 olan üye sayısını 3 bin 393’e, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde (TODAİE) 7 olan üye sayısını 8’e çıkarmış, toplamda 402 bin 165 üye sayısıyla ne kadar isabetli bir sendikacılık yaptığını bir defa daha göstermiştir. Bu sonuç, eğitim çalışanlarının hizmet sendikacılığını ideolojik sendikacılığa tercih ettiğini de tescil etmiş; ilkeli, tutarlı, sorunlardan beslenmeye tevessül etmeyen, kazanımlarını akademik ve kültürel faaliyetlerle taçlandırarak anlamlı kılan sendikacılık anlayışının revaçta; etnik ayrışmaya ve ideolojik saplantılara dayalı kısmi sendikacılığın ise iflasta olduğunu gözler önüne sermiştir.
Eğitim-Bir-Sen’in, kurulduğu günden bu yana, etkili ve yetkili sendika olma yolunda verdiği mücadele, yaptığı çalışmalar 15 Mayıs 2011’de genel yetkili sendika olarak Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşu olma hüviyetiyle daha da anlam kazanırken, sendikamız bugün hem nicelik hem de nitelik bakımından zirveden yeni ufuklara yolculukta yeni bir destan yazmıştır.
Kurucu Genel Başkanımız şair, mütefekkir ve eylem adamı Mehmet Akif İnan’ın, ‘Hangi düşüncede, fikir kalıbı içinde olursa olsun, onun bir insan olarak kabul görmesi, inancından dolayı horlanmaması lâzım, isterse benim inancımın zıddı olsun. Ben ona da hakk-ı hayat tanınmasının kavgacısıyım” diyerek çerçevesini çizdiği sendikal bir anlayışla, emek ve özgürlük mücadelesini kararlılıkla veren Eğitim-Bir-Sen olarak, temsil ettiğimiz eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarının geliştirilmesi için daha çok ter dökeceğiz; medeniyet ve değer odaklı çalışmalarla çözümün paydaşı olarak etkin; aldığımız yetki ve sorumluluğun bilinciyle sendikal faaliyetlerimizi geçmişte olduğu gibi, yetkin bir şekilde sürdürmenin gayreti içerisinde olacağız.
4/C’lisiyle, hizmetlisiyle, memuruyla, şefiyle, öğretmeniyle, idari personeliyle, akademisyeniyle büyük bir aileyiz. Yıllardır, mağdurların ve mazlumların sesi, kazanımların adresiyiz ve bundan sonra da olmaya devam edeceğiz.
Sendikamızın hem nicelik hem de nitelik olarak bugünlere gelmesinde emeği olan şube başkanı ve yönetiminden ilçe yönetimleri ve işyeri temsilcilerimize; gece gündüz demeden, canla başla, adanmışlık duygusuyla, zamanının önemli bir kısmını sendikal mücadelemize hasreden bütün üyelerimize teşekkür ediyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.