Eğitim-Bir-Sen, İl Milli Eğitim Müdürünün İstifasını İstedi!
Eğitim-Bir-Sen Mersin 1 Nolu Şubesi olarak Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ndeki mobbing uygulamalarını, baskıları, hukuk ve adaleti ayaklar altına alan yönetim anlayışını protesto ederek il müdürü Adem Koca’yı istifaya davet ettiğimiz ...
Eğitim-Bir-Sen Mersin 1 Nolu Şubesi, Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ndeki bazı iddiaları dile getirerek protesto etti, il müdürü Adem Koca’yı istifaya davet etti.
İşte o açıklama:
Kurulduğumuz 1992 yılından bugüne değin 27 yıl boyunca kuruluş felsefemiz ve idealimiz olan hak , adalet, doğruluk, dürüstlük, özgürlük ve merhamet diye haykırdığımız prensiplerimizden asla taviz vermedik.
Bizler “haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” ifadesinin temsilcileriyiz. Yıllardır bu şehirde hiç bir haksızlığa, zulme, hukuksuzluğa asla göz yummadık, hiç kimse bundan sonra da bizden böyle bir şey beklemesin.
Milli Eğitim Müdürlüğünün izleme ve değerlendirme noktasındaki en büyük sivil paydaşlarından biri şüphesiz sendikalardır. Takdir olunur ki yaşadığımız bu süreç tam da bunun gereğini yerine getirmektir.
Bir süredir Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğündeki yanlışların düzeltilmesiyle ilgili mücadele veriyoruz ve bu mücadeleyi çeşitli zamanlarda kamuoyu önünde çeşitli yol ve yöntemlerle sürekli dile getirdik. Uzun zamandır sorular soruyoruz ve cevaplar bekliyoruz.
Memuriyet hayatı boyunca tek bir cezası bile olmayan ve çalıştığı süreler içerisinde başarı belgesi, üstün başarı belgesi ve aylıkla ödül dahil bir çok taltif alan kadrolu şube müdürleri kendi rızaları dışında başka ilçelere neden gönderilmiştir?
Adeta eski Türkiye’de kaldı dediğimiz bir bürokratik alışkanlıkla kafasına uymayanı “sürgün” mantığı ile gönderen ve yerine de asaleten atanma şartlarını taşımayan kişileri “ben yaptım oldu” diyerek görevlendiren bir kamu yönetimi anlayışı tüm vicdanları yaralamaktadır.
Daha önce sosyal medyada yaptığımız açıklamalar üzerine Bakanlık Makamı müfettiş görevlendirmiş ve iddia ettiğimiz konuları incelemeye almıştır. Bizler hukuka ve soruşturma sürecine olan saygımızdan o dönemde hiçbir cümle kurmayı uygun bulmadık.
Ancak Milli Eğitim Müdürlüğü makamını işgal eden zat müfettişler gitttikten sonra adeta bugünlerde kullanmak için görevlendirdiği artık gün gibi aşikar olan kişiler aracılığıyla makam ve mevkilerini kullandırarak kurum içerisinde mobbing, baskı ve tehditlerini arttırmıştır.
Buradan Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk’a sesleniyoruz:
Sayın Bakanım;
Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğündeki çalışma barışı “bu bizdendir, bu değildir.” diyerek bozulmaktadır. İl Müdürü soruşturma sürecinde kendisi aleyhine ifade verdiğini düşündüğü kişilere karşı mobbing yapmakta, adalet ve liyakat ilkelerini hiçe sayarak görevlendirttiği şube müdürleri ve il müdür yardımcılarının baskı ve tehditleriyle kurum içindeki üyelerimizi istifaya zorlamaktadırlar.
Sayın Bakanım
Kurumun uygulamalarındaki her hangi bir yanlışa karşı tepki gösterildiğinde tepki gösteren siyasiler ise “sendikalar böyle istedi” denilmekte, yanlışa sendikalar tepki gösterirse “siyasiler böyle istedi” diyerek sadece çalışma huzuru değil toplumsal huzurda bozulmakta, taraflar birbirine kırdırılmakta ve küstürülmektedir.
Görevden alınan, soruşturma geçiren bir çok kamu personeline de sanki imza ve sorumluluk kendisinin değilmişçesine bazen sendika, bazen başka bir STK, bazen siyasiler, bazen Valilik ve Bakanlık Makamları böyle istedi denilerek sorumluluk almaktan kaçınmakta adı geçen kurumsal yapıları kendisine kalkan olarak kullanmakta kişileri bu kurumlara karşı kışkırtmaktadır.
En son yaşanan olayda ise sendikamızın şube sekreteri olan arkadaşımızın il milli eğitim müdürlüğü özlük dosyasındaki “gizli” ibareli ve kişiye özel belge oradan çıkarılarak basına servis edilmiştir.
Kendisine emanet edilen devletin “gizli” belgesine bile sahip çıkmayan, çıkamayan ve bunu basına servis eden kişiler alenen suç işlemiştir. Bu “gizli” ibareli belgede “…bu suçu işlediklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli kanıtlar bulunmadığından adı geçen sanıkların beraatine karar verildiği…” denmesine rağmen başkan yardımcımızı terör örgütü üyesiymiş gibi göstermek itibar suikastlarının en büyüğüdür.
Ne hikmetse bu yalanı sosyal medyada yayan ilk kişiler yine müdür beyin adalet ve liyakat ilkesini ayaklar altına alarak görevlendirdiği il müdür yardımcısı Emre Duru ve Şube Müdürü Mikail Eren olmuştur.
Bu makamları adeta gasp eden bu kişiler bunun bir suç ve itibar suikasti olduğunu bilmiyorlar mıdır? Bunu bilerek yapıyorlarsa kime ve neye güvenerek yapmaktadırlar. İl Müdürü kadrolu çalışanları gönderip, bu kişilere makam mevki vererek kime neyi ispat etmeye çalışmaktadır?
Bu makamların ağırlığını azalttıklarının ve başında oldukları kurumun itibarını ayaklar altına aldıklarının farkında değiller midir?
Şimdi biz yine soruyoruz:
Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğünde hak ve hukuk çiğnenerek kendi personelinin “gizli” ibareli kişisel verilerini suç olduğu halde bir haber sitesine sızdırılmasına göz yuman bir yönetim anlayışına Mersin’de görev yapan 22 bin eğitim çalışanı nasıl ve niye güvensin?
İzinli olduğunda bile makam aracından hiç inmeyen, makam odanın kapısı millete hep kapalı olan bu yönetim anlayışıyla Eğitim’de 2023 Vizyonunu Mersin’de yakalamak hayaldir.
Düşünün bir kere tüm ülkede kamuda tasarruf tedbirleri konuşulmaktadır, il milli eğitimde yüzlerce kadrolu şef, memur ve hizmetli bulunmaktadır. Ama bizim il müdürü özel kalemine kendisinden önceki müdürlerin yaptığı gibi kadrolu arkadaşlarımızı görevlendirmemiş ve yan taraftaki öğretmenevinin hizmet alımı yoluyla istihdam ettiği 2 kişiyi öğretmen evinde bir gün bile çalıştırmadan özel kalemine görevlendirmiştir.
Öğretmenevinin bu kişilere ihtiyacı yoksa çalıştırmadığı bu kişilere niye öğretmen evi üzerinden maaş ödemesi yaptırılarak kurum zarara uğratılmaktadır. Öğretmenevinin ihtiyacı olmasına ve kadrolu birçok çalışanı olmasına rağmen böyle bir görevlendirmede ısrar ederek kurumu zarara uğratmak görevi kötüye kullanmak değil midir?
Biz bunlar gibi bir çok soru sorduk.
Ama sorularımıza hiç cevap alamadık. Yapılan bütün haksız ve hukuksuz işlemleri haykırıyor ve cevap bekliyoruz. Sorulan onca soruya cevap vermek yerine Mersin İl Milli Eğitim Müdürü bir telaşla olayların üstünü kapatmayı veya yanlışları savunmayı kendine görev edinmiş ve bu minval üzerinde iş ve işlemler yürütmüştür.
Eğitim-Bir-Sen Mersin 1 Nolu Şube olarak diyoruzki:
Baskıdan ve zulmümden vazgeçiniz!
Hukuksuz atama ve görevlendirmelerden vazgeçiniz!
Eğitim çalışanlarına şiddete varan hakaret, küfür ve davranışlardan vazgeçiniz!
Eğitim çalışanlarını fişlemekten vazgeçiniz!
Değişik zamanlarda yaptığınız sergilediğiniz faşizan tutumlarınızdan vazgeçiniz!
Haber sitelerine kişiye özel veri kapsamında olan, devletin “gizli” ibareli belgelerini servis ederek suç işlemekten vazgeçiniz.
İtibar suikastı yapmak için eğitim yuvalarını dedikodu kazanına çevirmekten vazgeçiniz!
Bir Milli eğitim Müdürü olarak varsa enerjinizi usulsüz ve hukuksuz iş ve işlemler için değil Mersin’deki eğitim öğretim faaliyetlerinin kalitesini yükseltmek için harcayınız.
Buradan Mersin Milli Eğitim Müdürüne sesleniyoruz:
Hiçbir baskı, şiddet, iftira ve algı operasyonu bizi susturamaz.
Eğer susarsak önce kendimize ihanet etmiş oluruz.
Susmayacağız, tek bir kişi kalsak bile hakkı, adaleti, doğruyu söylemeye devam edeceğiz.
Abdulla ÇELİK
Şube Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.