Eğitim-Bir-Sen, Başbağlar'ı Unutmadı
Ümmetin içinden geçtiği sıkıntılara ülkenin yakın geçmişindeki kimi hazin acıların hatırası da eklenince, sevinç günleri olarak yaşanması gereken bayramlar, en azından yaşayanlar ve unutmayanlar nezdinde biraz buruk geçmektedir.
Ümmetin içinden geçtiği sıkıntılara ülkenin yakın geçmişindeki kimi hazin acıların hatırası da eklenince, sevinç günleri olarak yaşanması gereken bayramlar, en azından yaşayanlar ve unutmayanlar nezdinde biraz buruk geçmektedir. Evet, bayram olarak idrak ettiğimiz bugün, ne yazık ki, 23 yıl önce Başbağlar katliamına maruz kalan ülke ve insanımıza, yıllarca unutulmayacak koyu bir acı yaşatılmıştır. Türkiye, 1993’ün 5 Temmuz sabahı Erzincan’ın Başbağlar köyüne düzenlenen kan dondurucu bir katliam haberine uyandı. Akşam karanlığında köye gelen yüz civarında silahlı katil sürüsü, emir aldıkları millet düşmanı karanlık odakların istek ve talimatlarına uygun olarak köyün giriş ve çıkışlarını tutmuş, telefon hatlarını kesmişti. Köyün dünya ile bağlantısını kesen silahlı kişiler, her şeyden habersiz ve savunmasız masum köylüleri meydanda toplayarak; çocuk, kadın, yaşlı, bebek demeden 33 kişiyi kurşuna dizmiş ardından yuvalarını ateşe vermişti. Katliam iki gün önce vuku bulan Sivas olaylarına misillemeymiş gibi gösterilmek istenmişti. Sinir uçları tahrik edilen Anadolu’nun canhıraş tepkiler vermesi suretiyle, güya kardeşin kardeşi kırdığı bir iç savaş planlanmıştı.
Kendi kurgucu aklına güvenen milletin ferasetinden habersiz alçak örgütlerin, bu hain, kanlı, kirli planları her zaman olduğu gibi aziz milletimizin derin basireti ve suhuleti ile işlemez olmuştur. Millet, daha önceki tecrübelerinin de yardımıyla bir ucu 28 Şubat Darbesine çıkan kurguyu görmüş, adeta dişini sıkıp bağrına taş basarak, onurlu, demokratik tepkisi için her zaman meşru zemini tercih etmiştir.
Başbağlar’da terörün din, inanç, insanlık ve vicdan değerleriyle zerre kadar ilgili olmadığı bir kez daha net bir şekilde görülmüştür. Kim yaparsa yapsın ve nasıl yapılırsa yapılsın, katliamların, terör ve şiddet eylemlerinin, doğrudan millet ve ülke bütünlüğümüzü çökertmeyi, bu olmuyorsa bölüp parçalamayı, daha da olmuyorsa sürekli kaotik ortam yaratarak gelişmemizi ve huzuru engellemeyi, böylece başarı ve verimliliği düşürmeyi hedef aldığı açık gerçektir. Her şeye rağmen sevgiyi, barış, kardeşlik ve dayanışmayı, sosyal etkisi en yüksek değer olarak yaşadığımız bu günlerin samimi içtenliğini, her zaman ve ülkenin her yerinde kökleştirerek kardeşliği tahkim etmeliyiz. Bu duruş ve bu yaşama biçimi, kökü içeride ve dışarıda olan şer odaklarına verilecek en asil ve en net cevaptır.
Demokratikleşmenin tam yansıması, hukukun tam bir işlerlik kazanması için Başbağlar katliamı başta olmak üzere hiçbir olayın faili meçhul kalmaması büyük önem arz etmektedir. Bu tür olayların üzerine kararlılıkla gidilerek çözülmeli; karanlık odaların ve odakların perdeleri aralanmalı, failler ortaya çıkarılarak cezalandırılmalıdır.
Eğitim-Bir Sen olarak, Millet düşmanlarının bir daha böyle alçakça saldırılara cesaret edememeleri için bu olayların aydınlatılmasını, faillerin cezalandırılmasını istiyoruz. Değerlerini savunduğumuz keder ve sevincinde bir olduğumuz insanımızın bir daha böyle acılar yaşamamasını, sosyal barışın kök salması, yaralı vicdanların tez zamanda teskin olmasını temenni ediyoruz. Başbağlar’ın acı, buruk hatırası vesilesi ile her türlü zulüm ve terörü bir kez daha şiddetle tel’in ediyor, şu anda yaşadığımız barış, kardeşlik ve dayanışma duygularını tüm Türkiye’ye, bütün ümmet coğrafyasına yayılmasını niyaz ediyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.