Dünyayı değiştiren bilimsel deneyler

Dünyayı değiştiren bilimsel deneyler

Ulusal Bilim Derneği'ne göre, 2007 yılında Amerika, araştırma ve geliştirmeye 368 milyar dolar harcadı.

Bunun yüzde 18'inin temel araştırmaya giderken, yüzde 22'si pratik problemleri çözmek için yapılan araştırmalara harcandı.

Her yıl bilimadamları laboratuarlarında ve dışarıda birçok deney yapıyor. Howstuffworks isimli internet sitesinde yer alan makale, kendileri için en hayret verici 10 deneyi açıklıyor. Bugüne kadar yapılan ve biyolojiden, kimyaya, fizikten psikolojiye kadar çeşitli disiplinlerin yürüttüğü deneyler şöyle:

1. Otorite şekilleri: Milgram deneyi, insanların otorite sahibi bir kişi veya kurumun isteklerine, kendi vicdani değerleriyle çelişmesine rağmen itaat etmeye ne ölçüde istekli olduklarını ölçme amacıyla Stanley Milgram tarafından yapılmıştı.

Deneyden önce öğretmene yani otorite sahibine, 45 voltluk bir elektrik şoku uygulanarak öğrenciye uygulayacağını sandığı şokun neye benzediği hakkında bir fikir verilmiş oluyordu. Öğretmene daha sonra öğrenciye öğretmesi amacıyla sözcük çiftlerinden oluşan bir liste veriliyor, öğretmen de bu listeyi önce öğrenciye bir kere okuyarak işe başlıyordu. Ardından öğretmen listeyi oluşturan sözcük çiftlerinin ilk sözcüklerini teker teker okuyor, okuduğu her sözcük için öğrenciye dört adet seçenek sunuyor, öğrenci de bu seçenekler arasından doğru olduğunu düşündüğü cevabı bildirmek için bir cevap düğmesine basıyordu. Verdiği cevap yanlış ise, her yanlış cevap sonucu giderek artan elektrik şoklarına maruz kalıyordu. Cevap doğru ise öğretmen sonraki sözcük çiftine geçiyordu.

Denekler, öğrencinin verdiği her yanlış yanıta karşılık onun gerçek şoklara maruz kaldığını sanıyorlardı. Gerçekte ise şok uygulanmıyordu. İşbirlikçi denek gerçek denekten ayrıldığı zaman, geçtiği odada elektroşok makinesine bütünleştirilmiş bir ses kayıt cihazını çalıştırıyordu, bu cihaz da her şok seviyesine karşılık önceden kaydedilmiş bir çığlık sesini çalıyordu. Voltajın birkaç defa artırılmasından sonra aktör, kendisini yan odadaki denekten ayıran duvarı yumruklamaya başlıyordu. Birkaç defa yumrukladıktan ve kalp rahatsızlığını hatırlattıktan sonra ise artık sorulara cevap vermemeye ve şikayette bulunmamaya başlıyordu.

Birçok insan deneylerin etiğini sorguladı, fakat sonuçlar sürükleyiciydi. Milgram, vasat insanların liyakatsız kurbanlar üzerinde cefa edeceklerini gösterdi, çünkü otorite bunu yapmalarını emrediyordu.

2. Pavlov Deneyi: Rus psikolog ve kimyacı Ivan Pavlov, tükürük salgılanmasıyla mide hareketi arasındaki etkileşimi anlamaya çalışıyordu. Pavlov, zaten midenin tükürük salgısı oluşmadan sindirime başlamadığını not etmişti. Sonraki aşamada, Pavlov'un köpekler üzerinde yaptığı klasik koşullanma deneyleri yer alıyor.

Köpeğe ilk olarak birkaç kez zil çalınır. Fakat köpek tepki vermez. Sonradan et verilir. Köpeğin salyaları akar. Sonra et ile birlikte zil çalınır. Daha sonra et verilmediği halde zil çalındığında köpeğin ağzının suyunun aktığı görülür. Şartlı ya da şartlandırılmış refleks denen olay da budur. Pavlov, bu davranışın, psikolojik etkinlikle özdeş olan yüksek düzeyde sinir etkinliğinin belirtilerinden biri olduğunu öne sürer ve psikoloji alanında geçerli tek yaklaşımın deneysel yöntem olduğunu vurgular.

1903 yılında çalışmasının sonuçlarını yayınlayan Pavlov, bu alandaki çalışmalarından ötürü 1904 yılında Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü'nü kazandı.

3. Radyoaktivite deneyi: 1897 yılı Marie Curie için çok önemliydi. 1897'de, daha önce Henri Becquerel'in duyurduğu, uranyum tuzlarının yaydığı, sonraları radyoaktivite olarak adlandırılacak ışın üzerine detaylı araştırmalara başladı. Fakat, Eylül 1897'de bebeğinin dünyaya gelmesi, çalışmalarına ara vermesine sebep oldu. 1898 başlarında çalışmalarına hız veren Marie, toryumun da bu ışınları yaydığını fark etti. Bu noktada eşi Pierre de kendi çalışmalarını bırakarak Marie'ye yardım etmeye başladı.

Bu arada Becquerel, iki farklı uranyum mineralinin daha aktif olduğunu keşfetti. Mineralleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirdikten sonra polonyum ve radyum elementlerini elde etti. Temmuz 1898'de Curie'ler yeni radyoaktif bir element olan ve uranyumun radyoaktif bozunmasından ortaya çıkan polonyumu bulduklarını duyurdular.

Marie, 1903 yılında doktorasını vererek Fransa'da gelişmiş bilim alanında doktora unvanı alan ilk kadın oldu. Aynı yıl kocası ve Becquerel ile paylaştığı Nobel Fizik Ödülü'nü alarak, tarihte Nobel Ödülü alan ilk kadın oldu. 1911 yılında radyum ve polonyumun keşfi ve araştırılmasındaki rolünden ötürü Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Böylece tarihte iki Nobel ödülüne sahip ilk kişi oldu.
zaman

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.