Diploma neden artık bir işe yaramıyor?
Diploma için öğrenim dönemi artık çok geride kaldı. Şimdi yeni trend, öğrenmek için öğrenim görmek.
Yani size iyi bir kariyer sağlayacak bilgi neredeyse, gidip oradan alıyorsunuz. Doğru adres, eskiden üniversitedeydi ama şimdi giderek farklı ortamlara kaymaya başladı. Özel kurslar bunların en başında geliyor.
Kurs deyip geçmeyin, üç aylık olanı da var iki yıllık olanı da. Üstelik çoğu paralı. Ama buna rağmen fazlası ile ilgi görüyorlar çünkü gençler kendilerine bir yararı olacağına inanıyorlar.
Üniversiteler sadece ülkemizde değil, dünyanın dört bir yanında eski cazibesini kaybetti, kaybetmeye de devam ediyor. Çünkü piyasaların değişim hızına ayak uyduramıyorlar. Kendilerini kolay kolay yenileyemiyorlar.
En iyi üniversitelerden yeni mezun olan birisi bile aynı konuda kendisini yetiştirmek için dışarıdaki kurslardan birine ya da bir başka üniversitenin açtığı paralı eğitim programlarına katılma gereği hissediyor.
İşverenlerin bu konudaki serzenişleri de şu yönde: Gelen her elemanı yeniden eğitimden geçirmek zorundayız ve bu da bize pahalıya mal oluyor.
İşte şimdi bu boşluğu, kurs statüsündeki sertifika programları dolduruyor. İçlerinde çok yararlı olanlar da var, para tuzağı olanlar da. Ama öyle ya da böyle giderek ilgi gördükleri kesin...
Alternatif eğitim arayışlarının giderek yaygınlaşmasının en önemli nedenlerinden birisi de sınıfa ve hocaya dayalı klasik öğrenim modelinin artık yetersiz kalışı. Örneğin disiplinler arası ilişkiler öylesine arttı ki, tıp eğitiminin mühendislikle iç içe olması adeta zorunluluk haline geldi. Bunu yapanlar var ama çoğu hâlâ direniyor.
Çift anadal programları eskiden benzer bölümler arasındaydı ama şimdi bir mühendislik ya da tıp öğrencisi de hukukta çift anadal yapabiliyor. Çünkü gidişat o yönde.
İşte bu yüzden üniversitelerin hızla bir değişim süreci yaşamaları ve yeniden yapılanmaları gerekiyor. Ama bugünkü YÖK düzeninde, özerklik sadece kâğıt üzerinde kaldığı için bu neredeyse mümkün değil. Durum böyle olunca da üniversiteler bile günümüzün zorunlu kıldığı projelerini eğitimin bir parçası haline getirme yerine paralı sertifika programları ile ilgilenenlerin dikkatine sunuyorlar.
Akademik eğitimden çok piyasanın istediği birikim ve yetenekleri çok kısa sürede kazandıran paralı alternatif eğitim kurumları içerisinde yok yok. İlginç olanı ise bu kurumlardan mezun olanların, piyasada giderek daha fazla ilgi görmeleri. Örneğin medya ya da sanat konusunda iletişim fakültesi ve konservatuvar mezunları aradıklarını bulamazken, benzer alternatif eğitim kurumlarından mezun olanlar onların elinden iş kapmaya devam ediyor.
Artıları, eksileri?
Alternatif eğitim kurumlarının en büyük eksiği diploma verememeleri. Eğer resmi bir yere girecekseniz, ne kadar donanımlı olursanız olun, diplomasız o işi yapmanız mümkün değil. Paralı hatta pahalı olmaları ise sadece bir kesime eğitim olanağı sağlıyor ki bu da haksız rekabeti beraberinde getiriyor. Örneğin vakıf üniversiteleri en az yüzde 20 oranında burs verirken, bu kurumlar için böylesi bir zorunluluk bulunmuyor...
Artıları ise istekli öğrencilerin kendilerine gelmesi, çoğu üniversite mezunu ya da üniversite şansı yakalayamadığı için bu eğitim fırsatına dört elle sarılan öğrencilerinin olması. Çoğunun hedefi belli ve zamanları kısıtlı. Bu yüzden de öğrenme ve sonuç alma odaklı bir motivasyon içerisindeler. Bu da zaten çoğu ilgili sektörlerden gelen hocalar için büyük bir avantaj. En azından üniversitelerdeki gibi zoraki derse gelen ve motivasyonları dibe vurmuş öğrencilerle ders yapmak zorunda kalmıyorlar.
Eğitimde revizyon şart!
Eğitim sistemini günümüzün koşullarına yeniden gözden geçirerek gençlerin ve işverenlerin, ilgi ve beklentilerini karşılayacak hale getirmek zorundayız. Yapılan tüm anketler, öğrencisinden velisine, öğretmeninden öğretim üyesine, işvereninden tüketicisine kadar hiç kimse mevcut eğitim sistemi ve onun ürünü olan mesleki yeterlilikten memnun değil. İşte bu nedenle, eğitim sisteminde köklü bir reform gerekiyor. Tek parti iktidarları bu konuda önemli bir fırsattı. Ama son 9 yılın bu açıdan çok iyi değerlendirildiğini söylemek yanıltıcı olur.
Özetin özeti: Tıpkı gençlik gibi eğitim de doğru ellerde, doğru yoğurulursa, doğru sonuçlar doğurur yoksa ülkeye faturası ağır olur...
Abbas GÜÇLÜ-Milliyet
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.