Dost-Yar Cemiyetinin düzenlediği konferans serilerinden bir başkası Ankara’da yapıldı. Ankara Memur-SEN Konfederasyonu toplantı salonunda düzenlenen, Türkiye'nin Meseleleri ve Çözüm Önerleri, konulu konferansa halkın yoğun ilgisi vardı.

            Konuşmacı olarak Gazeteci Yazar Abdurrahman DİLİPAK'ın katıldığı konferans Kuran-ı Kerim tilavetiyle başladı. Açılış ve selamlama konuşması yapmak üzere kürsüye gelen Dost-Yar Genel Başkanı Ali YÜKSEL, katkılarından dolayı emeği geçenlere teşekkür ederek sözlerine başladı. Dost-Yar Cemiyetinin kuruluş aşamasını anlatan Yüksel, Dost-Yar'ın, bir sohbet halkasıyla başladığını, daha sonra dernek çatısı altında hizmete devam ettiklerini anlattı. Dost-Yar Cemiyetinin kimseye rakip veya alternatif olmadığını, bütün hizmet gruplarına eşit mesafede olduklarını, dostluğu, kardeşliği, Hak'ka hizmeti şiar edinmiş bir hizmet kurumu olduklarını belirtti. Dost-Yar olarak her ay birer konferans düzenlediklerini, ülkemizin mümtaz şahsiyetlerinin katılacağı konferansların devam edeceğini belitti.

            Hakikatlerin konuşulması gerektiğini vurgulayan YÜKSEL, konuşmadıklarımızdan da sorumlu olduğumuzu belirterek, doğru ve hak olanın söylenmesi, konuşulması gerektiğini söyledi. İslam’ı, herkesin öğrenmesi ve yaşaması gerektiğini belirten Yüksel, katılımcılara teşekkür ederek sözlerini bitirdi.

Programa konuşmacı olarak katılan araştırmacı, yazar, ressam, düşünür Abdurrahman DİLİPAK konuşmasına dünya haritasıyla başladı. Türkiye'nin dünya üzerindeki jeo politik ve stratejik konumunu anlattı.

Türkiye'nin coğrafi konumu yanında dinsel olarakta önemli bir noktada olduğunu, Hz. Adem'den başlayıp bir çok peygambere ve medeniyete yataklık yapmış bir bölgedir. Hz İbrahim Urfa'da ateşe atılmıştır. Bölgenin Arzı Mevut toprakları içerisinde olduğu malum. Hatay'da ki Habibi Neccar camiinde 3 tane havarinin mezarı var. Görüldüğü gibi bölge dini olarak kutsallık arz etmektedir.

Türkiye'nin bulunduğu coğrafi konum dünyanın en iyi-önemli konumlarından biridir. Dört mevsimin yaşandığı ideal iklim şartları birçok bitki ve hayvan çeşitliliğine zemin oluşturmaktadır.

            Türkiye doğu ve batının Asya ile Avrupa'nın birleşme noktasında, batıyla İslam dünyasının ortasında olması nedeniyle çok kıymetli bir konumdadır.

            Türkiye yerüstü zenginlikleri yanında, yeraltı kaynakları bakımından da dünyanın en iyilerindendir Mineral çeşitliliği çok zengindir. Bazı madenlerde dünyanın en büyük yataklarına sahiptir. Mesala Boroks rezervi, dünya boroks rezervinin %80'nini ihtiva eder. Bor madeni, geleceğin enerji kaynağı olarak biliniyor.

Türkiye fosfort, uranyum gibi bir çok kıymetli madenlere de sahiptir. Su kaynağı açısından da Türkiye yerüstü, yeraltı su kaynakları bakımından da zengindir.

            Türkiye'nin, iklim, su, mineral yapısı, tarım ve hayvancılığın her türlüsünü yapmaya müsaittir. Bu şartlara rağmen tarım ve hayvancılıkta ki durumumuz ortada.

            Dünyanın en kıymetli yerlerinden birinde bulunuyoruz ama yoksul yaşıyoruz. Tabi dış güçler sizin kalkınmanızı ve gelişmenizi istemiyor. Sizi sağ-sol, alevi-sünni, laik-antilaik, türk-kürt çatışması ve terör belasıyla uğraştırarak kalkınmanızı geriye attırıyor.

            Emperyalist odaklar Osmanlı Devletini parçaladılar ufak ufak devletlere böldüler. Dili, dini, tarihi bir olan arap milletinden 23 ayrı devlet kurdurdular.

            Bölgemizdeki dengeleri kurmak için Aktif Denge Politikaları gütmek gerekir. Denge politikaları üreterek, bölge insanını  kazanma yolunu takip etmek gerekir.

            Dış politikada güçlü olduğun sürece dik durabilirsin. Güçlü olduğun sürece kaynakları kullanabilirsin. Bu gün enerjiyi kontrol ettiğin sürece güçlüsün.

            Bölgemiz dünya enerji potansiyeli bakımından en yüksek olan bölgedir.

            Türkiye insan kaynağı açısından genç nufusa sahiptir. Ekonomi için önemli faktörler, Enerji, Hammadde ve pazardır. Türkiye bütün bu faktörlerde söz sahibidir. Fakat bu durumu rasyonal kullanamıyoruz.

            Türkiye şu anda cazibe merkezi oldu. Körfez ülkelerinden, Rusya 'dan Avrupadan yatırım için para akıyor, değerli taşlar açısından da merkez olmaya başladı.

            Adil bir düzeni kurmak için, adaleti sağlama, adaletsizliği ortadan kaldırmak için sadece Devlet olarak değil sivil toplum olarakta çalışmalıyız. Ticarette ve medeniyette insani bir değer yakalamalıyız.

            İnsanlığın kurtuluşunun İslami değerler üzerine olduğu bir gerçektir. Bunun için çalışmalı ve yılmamalıyız diye söyleyen Dilipak konuşmasını Hayır temennileriyle bitirdi.

www.turkiyeegitim.com