MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, aralarında Habertürk Gazetesi muhabiri Saliha Çolak'ın da bulunduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı.

'HAYIR' FARKI: DHKP-C olsun, PKK, FETÖ olsun, onların "Hayır"ıyla, siyasi partilerin bünyesinde yer alanların "Hayır" demeleri arasındaki farkı koymak lazım. Oradaki "Evet" ile "Hayır" barışık olmalıdır.

REFERANDUM İPTALİ: Böyle bir şey olursa sandığın başına herkesten evvel biz varırız. Oyumuzu kim engelleyecekse onu da orada görmek isteriz.

GÖRÜŞMEYİ ANLATIRIM: (CHP Lideri Kılıçdaroğlu'na sert konuşmadınız mı?) Bunu artık söylemek mecburiyetinde kalıyoruz. Çünkü çok konuşuyor, çok farklı yerlerde farklı söylemlerle konuşuyor. Bir programda bizimle son görüşmesinden bahisle, "Bahçeli'nin ne konuştuğunu söylersem etik olmaz" dedi. Sayın Kılıçdaroğlu etik olmayan cümleleri anlatmazsa ben görüşmeyi anlatırım, etik olup olmadığına vatandaş karar versin. Kendisini veya Anayasa çalışmaları karşısında muhatap olan kişilerle ilgili farklı bir şey mi yaptık, kandırdık mı, caydırdık mı, bunları anlatmaları lazım. Benimle tekrar görüşme talebinde bulunduğu vakit, "Yanına 2 kişi al, ben de 2 kişi alayım" derim. Şahitler olsun.

MUHALİF KALMADI: (Ahmet Türk açıklamalarınız MHP'li muhaliflerin gündeminde) MHP'de muhalefet , şu an itibarıyla muhalif kalmadı. PKK ile "Hayır"da nasıl birleşiyorlar?

LİDER NİYE GİTSİN?: ("Evet çıkarsa Kılıçdaroğlu, 'Hayır' çıkarsa Bahçeli gidecek" deniliyor?) Referandum sonunda siyasi liderler niye gitsin? Haydi diyelim ki Kemal Kılıçdaroğlu, "Hayır" kumpanyasının başını çekiyor. 6 grup var, onun başını çekiyor. Bu kumpanya sonrasında beklenen olmasa belki birileri der ki: "Sen bu kumpanyada başarılı olamadın." Öbürü de Adalet ve Kalkınma Partisi. Onlar da "Evet" kumpanyasını yürütüyor. Bana ne oluyor peki? Benden ne istiyorlar, değil mi?

GARİBİN YAPTIĞI BUDUR: ("MHP sahada yok" deniyor?) Biz kıt imkanlarla bir mücadele yürütüyoruz. Hiç kimseye borçlanmadan yapıyoruz. Garibin de yaptığı ancak bu kadar.

ÇİÇEK'E YANIT: (Cemil Çiçek'in "MHP'nin peşine takılmayacaktık" sözleri?) Çiçek "MHP niye AKP'yi arkasına taktı?" derse cevap hakkım doğar ama "Neden MHP'nin arkasına takıldık?" derse onun cevabı Binali Bey'de.

YÜZDE 64-36: Siyasetin bölünmesi iki ana damarda oldu. Biri yüzde 64'lük, biri yüzde 36'lık. Yüzde 36'yı yüzde 40'a çıkarmayı bir tek kişi başardı, o da rahmetli Ecevit. Tabii seyrinde akış devam ediyorsa, yani nehrin debisini karıştırmaz, yolunu şaşırttırmazsanız, genellikle bu damar biraz önde gider, "Evet" oyları açısından. Öbüründe de artış olabilir ama büyük kayışlarla yer değiştirme biraz zor olur. Bunu başarırsa toplum zaten bundan sonra çok şeyi başarır.

AYRIŞMA-ÇATIŞMA: Yüzde 36 ile yüzde 64 arasındaki konuyu değişik yollarla zorladığınız vakit farklı toplumsal ayrışmalara gider, ayrışma çatışmayı getirir. Yüzde 64'ün keskin inanışları ile yüzde 34'ün keskin inanışları başlarlar birbirleriyle çatışmaya. O da Türkiye'yi kardeş kavgasına, başka şeylere götürür.

'EVET'-'HAYIR' HESABI: "MHP içinde 'Evet' oyu verecekken 'Hayır' oyuna dönüşmüş yüzde 40 var" diyor. Kime neyi sordun? Ben de bakıyorum, bizi ziyarete gelenler "Bir de fotoğraf çektirebilir miyiz?" diyor. Şimdi o fotoğraf çektirenlerin hepsini ben masanın üzerine koysam, ne kadar "Evet", ne kadar "Hayır" görebilirim.

Saliha Çolak - Haber Türk