DDK Başkanı: TSK'yı denetleseydik, darbe olmazdı
TSK denetlenmiş olsaydı 15 Temmuz yaşanmayabilir miydi? TSK 2019'dan itibaren denetlenecek peki rahatsızlar mı? ByLock yerine örgüt ne kullanıyor? Cemaatler artık rahat rahat hareket edebilecek mi? Türkiye'nin yerli yazılımı hazır mı?
PINAR IŞIK ARDOR
15 Temmuz hain kalkışmanın yıldönümünü geçirdik. Milyonlar bir mesaj verdi dünyaya ve FETÖ'YE. Ne dediler?
15 Temmuz tarihimizde yaşadığımız en büyük kahramanlık destanlarından biridir. Türk Milleti tüm dünyaya "birlik ve beraberliğine" kastedecek tehditlere karşı topyekün cevap vereceğini ifade etmiştir. Hele de bu tehdit içerden gelen bir ihanet şeklinde gerçekleşmişse buna karşı dünya görüşü farklı da olsa bütünlük içinde gereken cevabı vereceğini deklare etmiştir. 15 Temmuz'un yıldönümünde milyonlar sokaklara dökülerek yaşanılan travmayı unutmadığı ve unutmayacağı, örgütle mücadelenin en etkin şekilde sürdürülmesi gerektiği, FETÖ'nün umudu olan iç ve dış partnerlerin algı oyunları ve davaların sulandırılma çabalarını gördüğünü, milli iradenin dimdik ayakta ve liderinin arkasında olmaya devam edeceği mesajını vermiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla o dönemin paralel örgüt ismiyle bir inceleme yapmış açıklamayı da durum vahim olarak adlandırmıştınız DDK olarak. Bir darbe önsezisi yaşadınız mı o dönem?
"İPEK HOLDİNG, KAYNAK HOLDİNG, İSTİKBAL ORTADA"
O zaman henüz 15 Temmuz gerçekleşmediği için kimse FETÖ demiyordu Paralel Devlet Yapılanması olarak biliniyordu(PDY). Biz çalışmaya başladık. İşin haritasını çıkarttık. Kurumlardan, uzmanlardan bilgi aldık. Siz neler yaptınız, neler yapmayı planlıyorsunuz ve önünüzde bu mücadele kapsamında engel olarak gördüğünüz mevzuat ya da idari bir takım hususlar var mı diye sorduk. Çalışma ilerledikçe işin hem mali hem de personel boyutu ortaya çıkmaya başladı. Bunların büyüklüğünü gördükçe durum vahim dedik. Bütün kamu kurum ve kuruluşlarında asker ve emniyeti de dahil ederek söylüyorum ciddi bir yapılanma olduğunu gördük. Ekonomik olarak çok ciddi bir ekonomiye hakim olduklarını gördük. Dedik ki hakikaten iş ciddi. 15 Temmuz öncesi üniversitelerin çoğuna kayyum atamaya başlandı. İki çalışma vardı aslında. Bir paralel yapı ile ilgili özel çalışma bir de vakıf üniversitelerinin denetimi. Hatırlarsanız 15 Temmuz'dan önce 15 vakıf üniversitesine kayyum atanmıştı. Oralar ciddi bir ekonomik büyüklük zaten. Sonra MASAK bir çalışma yürüttü. Gelir İdaresi Başkanlığı çalışma yaptı. Mali kaynaklarının 150 milyar dolar gibi bir rakam olabileceğini tahmin ettik ama kümülatif bir rakam. İpek Holding'e baktığımızda yıllık on milyar dolar ciro, Kaynak Holding'e baktığımızda bilmem kaç milyar, İstikbal vs. ortada. İşi vahim olarak nitelendirmemizin sebebi buydu.
-Siz TSK ya da siyasetin içerisinde ya da bu kadar kamu kurumlarında bu boyutta yapılanma olduğunu görünce şaşırdınız mı?
"TSK KAPALI YAPI"
Silahlı kuvvetler konusu doğrudan bir denetim yaptığımız alan değildi. Oradaki büyüklüğü açıkçası tam olarak anlayabilmek mümkün değildi. Kapalı bir yapı orası. Bu işlerin esası denetimden geçiyor.
-PDY ile ilgili çalışma yaparken bir darbe önseziniz oldu mu?
"DARBEYE HİÇ İHTİMAL VERMEDİM"
Darbe girişiminde bulunabilecekleri çeşitli kesimler tarafından dile getirilse de doğrusu ben böyle bir girişime cesaret edebileceklerine ihtimal vermemiştim.
-Peki, neden yapmaya kalkıştılar sizce?
17-25 Aralık öncesi MİT kriziyle başlarsak aslında siyaseti yozlaştırıp tamamen hakim olmanın planını yaptılar sanırım ve uluslararası boyutu da var istihbarati boyutu da var. Siz de yakın takip ediyorsunuzdur.
DDK 15 Temmuz kalkışmasıyla ilgili nasıl bir çalışma yürüttü ve yürütüyor? Nasıl tespitlerde bulunuyorsunuz?
"AYNI HATAYA DÜŞMEMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ"
Bu hain kalkışma esas itibariyle kriminal bir hadise. Ceza kanunlarımızda ağır yaptırımları olan, haliyle yargıyı ilgilendiren bir durum. Yargımızsa ilk günden itibaren cesurca konuya vaziyet etmiş fedakarca da faaliyetlerini sürdürüyor. Canilerin ve onların destekçilerinin en ağır cezaya çarptırılacağına şüphemiz yok. 15 Temmuz öncesi bu yapılanmaya ilişkin öneriler geliştirmiştik ancak 15 Temmuz Darbe girişimi bizi başka bir boyuta taşıdı. 15 Temmuz'u kendi içinde değerlendirip ayrı bir başlık olarak o çalışmanın bir devamı olarak yapacağız. Tabi ki önerilerimiz olacak genel olarak. Bundan sonra bu tür hatalara düşmemek için aslında neler yapmamız gerektiği üzerine ; işin sosyolojik boyutu, dini boyutu çok önemli.
FETÖ bitmiş midir? Yeniden canlanabilir mi? Bir darbe ya da ülkeyi ele geçirme arzularının yolu kapanmış mıdır?
"KİMSE DARBEYE ARTIK TEŞEBBÜZ EDEMEZ"
FETÖ devletin iliklerine kadar girmiş amaca ulaşmak için her yolun mübah görüldüğü, milletimizin en temel değerlerini istismar etmiş, maddi ve manevi bir menfaat şebekesidir. Seçilmiş olduğuna inanan ve kendisinin dışındakine yaşam hakkı vermeyen, robotlaştırılmış mensuplardan oluşan benmerkezci bir yapıdır. FETÖ milletin gözünde bitmiştir. Örgüt algı yönetimiyle tabanına umut vermeye bundan sonra da devam edecektir. Ama artık milletimiz uyandı. Askeri ve sivil bürokratik vesayetin önünde set gibi duran milletimizin bu yüce ruhu var olduğu sürece hiç kimse bu ülkede darbeye teşebbüs edemeyecektir. Yargı süreci ne kadar hızlı ve sonuç alıcı bir şekilde hareket ederse durum daha da rahat hale gelecektir.
-Yargı dediniz mağduriyetler de var değil mi?
"MAĞDURİYETLERİ DEVLET ÇÖZER"
15 Temmuz hakikaten çok sarsıcı bir olaydı. Bir anda şoke oldu herkes. Devletimizin ve milletimizin bütünlüğüne, birliğine kastedilmişti. Devlet mağduriyetleri çözer. Elbette gönül isterdi ki hiç mağduriyet olmasın ama illaki olmuştur. OHAL komisyonu başladı çalışmalara. Yargı sürecinde herkes ceza alacak diye bir durum yok. Kişiler idari yargıya oradan sonuç alamazsa temyiz süreci tamamlandıktan sonra AİHM'ye kadar gidebilecektir.
Anayasa değişikliğiyle DDK'nın denetim kapsamı genişledi. TSK'da DDK'nın denetim kapsamına giriyor. Yürürlüğe 2019'da mı girecek? TSK daha önce denetlenebilmiş olsaydı bugün 15 Temmuz kalkışması yaşanır mıydı?
"DAHA ÖNCE DENETLEYEBİLSEK YAPILANMAYI ANLARDIK"
Yeni durumun gerektirdiği yapılanmamız önümüzdeki günlerde gündeme gelecek ve cumhurbaşkanlığı sistemine yaraşır bir DDK ortaya çıkacak. Referandumun getirdiği pek çok değişiklik oldu. DDK'ya getirilen değişiklikler önemli değişiklikler. Silahlı Kuvvetler denetimsiz kalmıyor artık. Biz gideceğiz. Mali, personel belki de idari alanda denetimler yapacağız belki öneriler getireceğiz. İdari tahkikat yetkisinin gelmiş olması çok önemli. Bu silahlı kuvvetler için de böyle yetki alanındaki diğer kamu kurum ve kuruluşları için de böyle. DDK, önceki yıllarda denetim yapsaydı bu yapılanmayla ilgili bir takım şeyleri görmüş olurdu.
-Bunu söyledik uyardık diyen çevreler oldu
"DEDİKODU MU GERÇEK Mİ BİLEMEZSİNİZ"
Kurumsal denetim çok farklı ama. Karşınızda dedikodu mudur gerçek midir bilmediğiniz bir durum var ama kurumsal bir denetim yapıyorsunuz ve bir takım verilere ulaşıyorsunuz. Amirleri harekete geçirecek bir takım öneriler ya da görüşler getiriyorsunuz. Soru çalınıyor dendiği anda siz bunu biraz irdelerseniz farklı boyutlara ulaşırsınız. Yani bir takım şeyler hissedilebilirdi, en azında önlemler alınabilirdi. Denetimi illa hata arayan birim olarak görmemek lazım. Denetim yönetimin bir parçasıdır ve yöneticiye ciddi kolaylık sağlayan bir mekanizmadır.
-TSK gelecek olan bu denetimden rahatsız mı?
Herhangi olumsuzluk hissetmedik bu konuda.
-TSK'nın FETÖ'den temizlendiğine inanıyor musunuz?
Süreç devam ediyor. Yüzde yüz FETÖ'den temizlenmiştir, tehlike geçti diyemeyiz belki ama etkileri çok kırıldı. TSK'da vatansever çok sayıda insan var.
-TSK FETÖ'den temizlenirken Atatürkçü subaylar da gönderiliyor şeklinde bir takım iddialar var. Ne dersiniz?
"SPEKÜLE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR"
TSK ile ilgili istatistik yok açıkçası elimizde ama TSK'dan ihraç edilenlerin yüzde 80-90'ı darbeye karışanlar. Onun dışında TSK içinde bahsedildiği gibi bir ihraç var mı yok mu bilemiyorum ama çok makul bir yaklaşım gibi gelmiyor, speküle etmek isteyenlerin ortaya attığı bir iddia gibi duruyor.
'FETÖ benzeri devleti ele geçirmeye çalışan yapılara karşı dikkatli olunması' yönünde görüş bildirdiniz. Bunu açabilir miyiz?
Belli bir grubu hedef alarak söylemedim. Bu, şu an herhangi bir grup veya kişinin doğrudan veya dolaylı tehdit olduğu anlamına gelmez. Gelecekte aynı sıkıntıları tekrar yaşama ihtimalini ortadan kaldırmaya yönelik öneriler geliştireceğimizi her ortamda ifade ediyoruz. Milletin emrinde olan şeffaf; idari, mali ve insan kaynağı itibariyle denetlenebilir yapıların önünü açan bir sivil toplum politikasının güdülmesi gerekmektedir.
-Bu anlamda DDK, cemaatlerin derneklerin denetlenmesini de üstlenmeli değil mi?
"DERNEKLER, VAKIFLAR DENETLENİYOR"
Devletin ilgili kurumları bunu normalde denetlemekle yükümlü. Kamunun çok alanında bunların etkili olmasının bir sebebi de denetim alanın da çok temiz olmamasıydı. Şu an sistem iyi çalışıyor, vakıflar denetleniyor. Denetim sisteminin sağlıklı işlemesinin önünde de bir engeldi FETÖ. Hal böyle olunca yeterli denetim yapılamıyordu. Bizim dernekler vakıflarla ilgili denetim alanımız var ama biz çok geniş bir yapı değiliz şu anda. Bu nedenle, denetleme şansımız şu anda mümkün değil.
-Ne var ya da ne yok peki? Denetmen sıkıntısı mı var?
Evet. Bizim denetim elamanlarımızın hepsi kurumlarından geçici görevle gelen arkadaşlar. Ama yeni Cumhurbaşkanlığı sisteminde yeni bir DDK yapısı oluşturmak zorundayız. Sn. Cumhurbaşkanımıza arz edeceğiz nasıl uygun görürse öyle yapacağız. Çünkü soruşturma dediğimiz husus sürekli elemanlarla yapılması gereken bir şey. Onun kurgusunu 2019 olunca halletmiş olacağız. İstişareler yapıyoruz kendi aramızda ama henüz tam olarak bir sonuca ulaştırmadık.
15 Temmuz'dan sonra ByLock iletişim hattıyla tanıştık. Kulağımıza gelen bilgilere göre FETÖ yeni yazılımlar yeni iletişim yöntemleri peşinde. Elinizde bir bilgi var mı?
FETÖ'nün örgütsel iletişim kanallarından en meşhuru ve yargımızca da yasal delil olarak tanınan ByLock'tur. Örgütün haberleşmek için yalnızca ByLock programını kullandığını söylemek çok eksik olacaktır. İfadelerde çokça yansıdığı gibi, örgüt pek çok kriptolu haberleşme programı kullanıyor. Bu kadar devasa boyutta bir örgütün sadece ByLock kullandığını düşünmek saflık olur. Örgütün özgüven içerisinde olduğu dönemlerde ürettiği ve kimselerin çözemeyeceğini zannettiği iletişim kanalları bugün itibariyle ortaya çıkmaya başladı. Devletimizin ehil kuruluşları bu hususta detaylı çalışıyor.
Şu enteresan. ByLock denilen bir sistem kullanıyorlar ama kimsenin haberi yok bu sistemden. Nasıl gizlenmeyi başardılar? Zafiyet var mı bu olayda
"ZAAFİYET OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM"
Çok iyi kamufle edilmiş bir yapı. Zafiyet olduğunu düşünmüyorum. ByLock önce genel olarak ortaya çıkmış bir süre sonra tamamen örgüt tarafından kullanılır hale gelmiş. Buradaki gizemi çözmek kolay değil. Emniyet, MİT devletin ilgili kurumları farklı oluşumlar için de çalışıyor. Eagle deniliyor mesela. Bunların hepsi kriptolu yazılımlar. Bu örgütün tamamıyla çöktüğü söylenemediğine göre illaki haberleşmek adına bir şeyler yapıyorlar. Bilgi işlem alanında FETÖ'nün çok güçlü olduğunu biliyoruz.
Milli yazılım yapmalıyız demiştiniz. Buna neden ihtiyaç var? Siber güvenlik dünyanın gündeminde ve saldırılar oldu. Burada Türk hackerlara teşekkür edildi. Önemi nedir bu durumun?
"MİLLİ YAZILIMDA SONA GELDİK"
Sn. Cumhurbaşkanımız bu konunun önemini görerek DDK'ya konunun incelenmesi için bir talimat verdi. Türkiye'nin en donanımlı kadrosuyla gerek siber güvenlik gerekse e- Devlet alt yapımıza ilişkin araştırma ve incelemelerimize devam ediyoruz. Bu konu çok önemli. Windows kullanıyoruz açık kaynak değil mesela Office kullanıyoruz açık kaynak değil. Bunların yazılımları size ait olmadığı zaman sizin işlemlerinizin başkaları tarafından alınmadığını ele geçirilmediğini siz garanti edebilir misiniz? Ulusal güvenlik açısından önemli bir risk. Çalışmalarımızın sonuna yaklaşıyoruz ve bu alanlarda önemli sonuçlara ulaştık. Sn. Cumhurbaşkanımızın da desteği ile bu alanlardaki sorunlara köklü çözüm mahiyetinde önerilerimiz olacaktır. Bu raporda sorunuzun cevabını bulacaksınız.
Siber güvenlik hususunda ülke olarak ciddi bir bilinç sağladık bu konuda kendilerini yetiştiren yetiştirmekte olan gençlerimiz var. Türkiye en fazla siber saldırıya uğrayan ülkelerden biri. Biz de bu inançla hem yazılım hem donanım alanında millileşmeye gitmek zorundayız. Hackerlara teşekkür meselesine gelince yetenekli gençlerimizin bulunup desteklenmesi yeteneklerini devletimizin ve insanlığın hayrına işlere kanalize edilmesi akıllıca bir yoldur. Bu anlamda TÜBİTAK'a çok iş düşüyor.
Akşam
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.