Darbeci komutan: “Sıkıyönetim emrini uygulamış olsaydım çok kan dökülürdü”
Denizli'de başlayan Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişimine fiili olarak katılan rütbeli askerlerin yargılandığı ilk davanın ilk duruşmasında darbe gecesinde Denizli Sıkıyönetim Komutanı olarak atanan eski 11'inci Komando Tugayı Komutanı Tuğgeneral Kamil Öz
Denizli'de başlayan Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişimine fiili olarak katılan rütbeli askerlerin yargılandığı ilk davanın ilk duruşmasında darbe gecesinde Denizli Sıkıyönetim Komutanı olarak atanan eski 11'inci Komando Tugayı Komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır'ın savunması alındı.
Sıkıyönetim komutanı olarak atandığını kabul ettiğini belirten Özbakır, "Ancak bu emri uygulamadım, uygulamış olsaydım İl Emniyet Müdürünü derdest etmem gerekirdi ve daha çok kan dökülürdü. Eğer silahlar kullanırsa çok kötü zararlar verilebilirdi. Silahların kullanılmasının engellenmesi gerektiğine inandım ve bu konuda önlem aldım" dedi.
Denizli'de 15 Temmuz darbe girişimine fiili olarak katılan ve aralarında eski 11'inci Komando Tugayı Komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır, eski Denizli Merkez Komutanı Albay Z.İ., eski Söke 11. Komando Tugayı Komutan Yardımcısı Kurmay Albay E.A., Kurmay Yarbay A.Y., Binbaşı E.Y., Yüzbaşı M.A., A.S., A.A. gibi rütbeli askerlerin bulunduğu, 2'si serbest, 1'si yakalamalı, 15'i adli kontrollü, 42'si tutuklu toplam 60 sanık hakim karşısına çıktı. Sanıkların kimlik tespiti ile başlayan duruşma, mahkeme başkanının iddianameyi okumasıyla devam etti. Denizi 2'inci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada davanın bir numaralı sanığı eski 11'inci Komando Tugayı Komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır ifade verdi. Darbe gecesi sıkıyönetim komutanı olarak atanan Tuğgeneral Özbakır, darbe girişimi gecesinde kendisine saat 22.00 sıralarında Ankara Kara Kuvvetleri Komutanlığından telefonla sıkıyönetim emrinin geldiğini, kimin telefon ettiğini bilmediğini ve kendisinin sıkıyönetim komutanı olarak atandığının belirtildiğini belirterek, "Gelen emirde her kuvvet komutanının isminin yazması gerekirdi. Yazmadığı için sıkıyönetim emrini uygulamadım. Sokağa çıkma yasağı emrini uygulamam gerekiyordu ancak bunu yapmadım" dedi.
Özbakır, Çardak'a askerlerin intikalinin komando yürüyüşü eğitimleri adı altında yapıldığı sorularına da cevap verdi. Mahkeme Başkanı Ünal Yalçınkaya'nın "Plana havaalanı işgal edilir diye bir şey koydunuz mu?" sorusuna Özbakır, "Burası Komando Tugayı olmuştu. Birliklerimiz Suriye'de, Irak'ta, yurt içi ve yurt dışı operasyonlarda görev aldığından intikal eğitimlerinin yapılması gerekiyordu. Programa koymamın nedeni budur" yanıtını verdi.
Sanık avukatları Kamil Özhan Özbakır'a darbe gecesiyle ilgili çok sayıda detaylı soru sorarken, davanın savcısı Tuncay Alper, Özbakır'a sıkıyönetim komutanı ilan edilmesinden kuşku duyup duymadığını sordu. Savcı, "Sizi sıkıyönetim komutanı ilan etmişler. Bu kişileri tanımadığınızı söylüyorsunuz. Bu kararı Ege Ordu Komutanı'na, Genelkurmaya sormadınız mı? Karardan hiç şüphe duymadınız mı? Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü diye düşünmediniz mi? Darbe girişiminin başarılı olsa bir anayasal bir suç olduğunu bilmiyor musunuz? Vali'yle, Emniyet Müdürü'yle, Ege Ordu Komutanı'yla birçok kez görüşmüşsünüz? Çok daha dikkatli davranmanız, durumu fark ederek karar vermeniz gerekmiyor muydu? Kayıtsızlığınız şüphe uyandırıyor" dedi.
Özbakır, savcının sorusuna, "Böyle bir durumda kimin hangi şapkayı taktığını bilmediğim için yaptığım görüşmelere hep şüphe ile baktım. Subay kesiminin yüzde 70'i iç güvenlikle ilgili olarak hükümetin son yıllardaki kararlarına muhaliftir. Ben de bana ziyarete gelen birçok kişi ve kuruma çözüm süreci, Suriye ve Irak politikalarıyla ilgili muhalif sözler söyledim. Bu sözlerim darbe girişimcilerine ulaşmış olabilir. Bu nedenle bana bu görevi vermiş olabilirler. Askerleri Çardak'a göndermek için yazılı emir olmasında ısrar ettim. Çünkü, darbe başarılı olsaydı sizin yerinizde üniformalı insanlar olacaktı ve emre niye uymadın diye soracaktı. Daha kötü bir halde olacaktım" diye konuştu.
Özbakır, birlikteki tankların İzmir'e sevk edilmesi yönünde bir emri ve bilgisi olmadığını da söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.