Darbeci hain Ömer Halisdemir’in şehadetini anlattı
15 Temmuz darbe girişimi gecesi Astsubay Ömer Halisdemir'in şehit edilmesine ilişkin davada tutuklu yargılanan sanık Kıdemli Çavuş Hasan Aksoy, "Tugay komutanını bana sordu. Ben de Semih Terzi dedim. Ondan sonra iki, üç el silah sesi geldi" dedi.
15 Temmuz darbe girişimi gecesi Astsubay Ömer Halisdemir'in şehit edilmesine ilişkin davada tutuklu yargılanan sanık Kıdemli Çavuş Hasan Aksoy, "Tugay komutanını bana sordu. Ben de Semih Terzi dedim. Ondan sonra iki, üç el silah sesi geldi" dedi.
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Gölbaşı'ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirmek isteyen darbeci general Semih Terzi'yi vurarak darbe girişiminin seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir'i şehit eden darbecilerin yargılandığı dava, verilen öğle arasının ardından devam etti. Savunma yapan tutuklu sanık Muhabere Kıdemli Çavuş Hasan Aksoy, 15 Temmuz akşamı acil olarak çağrıldıklarını ve Ankara'ya gitmek için hazırlanmaları yönünde emir verildiğini söyledi. Polisin yol güzergahında kendilerine eşlik ettiğini anlatan Aksoy, Diyarbakır Havaalanı'na vardıklarında uçağa bindiklerini ve Ankara'ya doğru hareket ettiklerini kaydetti. Aksoy, "Fatih Şahin, uçaktan indikten sonra üniformalı kişilerin bize ateş edebileceğini söyledi. Bu bizi de gerginleştirdi. Biz otobüste Başbakanın açıklamalarını duyduk, orada gerildik. Ateşe ateşle karşılık verme emri verildi. Uçak indiğinde arkadaşlarla birlikte emniyet almaya çalıştık. Etrafta güvenlik önlemi aldık. İki helikopterin çalışır halde olduğunu gördük. Semih Terzi birinci helikoptere doğru yöneldi" diye konuştu.
İlk başta nereye gideceklerini bilmediklerini öne süren Aksoy, Mogan Gölü'nün ışıklarını gördükten sonra Özel Kuvvetlere gittiklerini anladığını ve rahatlamaya başladıklarını söyledi. Aksoy, Özel Kuvvetler Komutanlığına vardıklarında Semih Terzi'yi karşılayanlar olduğunu belirterek, "Semih Terzi'yi orada karşılayanlar oldu. Aralarında sivil kıyafetli kişiler vardı, tanımıyorum onları. Bu esnada Ömer Başçavuş yanıma geldi. Keskin nişancılık kursunu beraber almıştık, önceden tanışıyoruz. Yanağımı sıkıp "Ne yapıyorsunuz burada" dedi, bilmediğimi söyledim. Ben de ona sordum ne oluyor diye. "Benim de bir şeyden haberim yok, koruma nöbetçisiyim" dedi. Tugay komutanını bana sordu. Ben de Semih Terzi dedim. Ondan sonra iki, üç el silah sesi geldi. Ondan sonra tabur komutanımız Fatih Binbaşının ateş ettiğini duydum ve ateş emri verdi. Ateş emri vermesi üzerine kendimi korumak suretiyle havaya ateş ettim. Ağaçlara doğru ateş edildiğini görünce ben de oraya doğru ateş etmeye başladım. Daha sonra ağaçlıkların orada ses geldi "Vurdum, vurdum" diye. Tabur komutanımız Fatih Binbaşı vurduğunu, etkisiz hale getirdiğini söyledi" şeklinde konuştu.
"SIHHİYECİ ER NABZINI KONTROL ETTİ "ÇOK KÜÇÜK NABIZ VAR" DEDİ"
Fatih Şahin'in ilk ateş ettiğini ve "ateş baskısı yapın" emrini verdiğini duyduğunu vurgulayan Aksoy, şunları kaydetti:
"Tabur komutanımın "Askerler ateş atınca bende ateş attım" dediği yalan. Mihrali Üsteğmen "Çevreyi emniyete al, başkaları da olabilir" dedi. Beni Ömer Başçavuşun kaçmaya başladığı yere yerleştirdi. Birkaç kişi Semih Terzi'yi içeriye taşıdı. İsmail Başçavuş vurulan kişiye yardım maksadıyla gitti, gücünün yetmediğini söyledi. Ben de koştum. İsmail Başçavuş ayağını tutmuş çekmeye çalışıyordu. Ben de "Burası çok karanlık burada bir şey yapamıyoruz, emniyetli yere çekelim" dedim. Daha sonra onun Ömer Başçavuş olduğunu gördüm ve şok geçirdim. Ömer Başçavuşu karargahın önüne doğru çektik. Volkan Yüzbaşı da bu esnada oradaydı. Volkan Yüzbaşı "Burada dursun" dedi, nabzına baktı. İlk yardım müdahalesinde bulunduğu için ben silahımın başına geçtim. Bulunduğum mevzi Ömer Başçavuşun yaralı olarak bulunduğu yere 15 dakika falandı. O esnada ambulans geldi. Ambulans geldiğinde sıhhiyeci er nabzını kontrol etti, "Çok küçük nabız var" dedi. Volkan Yüzbaşına bağırdım hemen ambulansa götürelim tedavi edelim konuştururuz, şebekeyi çökertiriz dedim."
"2 EL ATEŞ SESİ DUYDUM, MİHRALİ ÜSTEĞMEN TABANCASINI YERİNE KOYUYORDU"
Aksoy, "Ömer Başçavuşun yanından uzaklaştım, daha sonra iki el ateş sesi duydum. Kafamı çevirdiğimde Mihrali Üsteğmen tabancasını yerine koyuyordu. Ama olay nasıl oldu bilmiyorum. Tabur komutanı karargahın içinden çıktı beni gördü. Beni yanına çağırdı, ambulans helikopterin geleceğini, etrafta tehlike var mı diye gece görüşümle kontrol etmemi istedi. Volkan Vural Çavuş, Ömer Başçavuşun üstüne nevresim tarzı bir şey örtüyordu. Tabur komutanı Ömer Halisdemir üzerinde olan pikeyi istedi, Semih Terzi'yi onunla taşımak için. Semih Terzi'yi onun içine koydular, bana "Bunu tut da taşıyalım" dediler. Ben de bu silahla sedye taşıyamam dedim. Onlar taşırken ben de önlerinde yürüyerek karargahtan çıktım helikoptere kadar gittim. Semih Terzi'yi bindirdik, bu esnada Hüseyin Başçavuş geride kaldı. Tabur komutanı bu esnada benim kendisiyle gelmemi istedi. Mihrali Üsteğmene de emrin kendisinde olduğunu söyledi" dedi.
Semih Terzi'yi GATA'ya götürmek için hareket ettiklerini, kavşakların üzerinden geçerken halkın toplandığını ve ateşler yaktığını gördüğünü anlatan Aksoy, "Daha sonra GATA ya gittik. GATA'ya giderken, kavşakların üzerinden geçerken halkın toplandığını ve ateşler yaktığını gördüm. Hüseyin Başçavuşa aşağıdaki kalabalığı gösterdim. GATA'ya indik iki ambulans vardı, bir tanesine Semih Terzi'yi bindirdik. Ambulans ile acilin önüne geçtik. Bizi karşıladılar. Tabur komutanı sedyeyi götürdüklerinde arkasından gitmek istedi. Sivil giyimli biri "Gidemezsiniz. Ben buranın Kurmay Başkanıyım, emri ben veririm" dedi. Zekai Paşa'nın nerede olduğunu sordu. Tabur komutanı ona bir şeyler söyledi. Kurmay Başkan "Acilin kapısında silahlı, teçhizatlı durmayın" dedi. Otoparka götürdü bizi. Bu esnada biz Özel Kuvvet personeli iki arkadaşı gördüm. Erkan Yarbay da geldi yanımıza. Semih Terzi'nin vurulduğunu söyledik. Erkan Yarbay GATA'nın içine girdi. GATA Kurmay Başkanı yine geldi ve "Slahınızı çıkartın, bu görüntü rahatsızlık verici burada duramazsınız" dedi. Tabur komutanımız çıkışır gibi oldu. "Amirlerimi arayacağım, siz benim amirim değilsiniz" tavrı vardı. Tabur komutanının neden böyle bir şey yaptığını sorgulayamazdık. Oradayken F-16'ların bomba attığını duyunca şok geçirdik. GATA Kurmay Başkanı darbe girişiminin olduğunu, taraftarlarının saçma sapan kişiler olduğunu söyledi. "Allah belasını versin bunların. Halkın üstüne bomba atıyorlar" dedi" ifadelerini kullandı.
"FATİH ŞAHİN, "TARAFINIZI SEÇİN" DEDİ"
GATA Kurmay Başkanının kendilerinden silahlarını teslim etmelerini istediğini belirten Aksoy, Fatih Şahin'in buna karşı çıktığını, "Ne haliniz varsa görün. Siz bilirsiniz" dediğini ifade ederek, "Bunun üzerine GATA Kurmay Başkanı "Bu çocukları sicilini bozarım diye tehdit edemezsiniz. Ben buranın komutanıyım" dedi. Fatih Şahin, "Tarafınızı seçin" dedi. Biz ne tarafı diye sorduk. Cevaplamaktan kaçındı. Telefonunu açıp uzaklaştı. Ne tarafı sorusunun cevabını vermekten kaçındı. Geri geldiğinde üzerimizi çıkardığımızı gördü. Fatih Şahin, "Ben size karışmıyorum ne yaparsanız yapın" diye bir ifade kullandı. GATA Kurmay Başkanı "Senin amirlerin kim?" diye sordu. Fatih Şahin'e "Senin amirin arıyor, Zekai Aksakallı arıyor al konuş" dedi. Fatih Şahin telefonu almaktan kaçındı. "Tamam komutanım, tamam komutanım" diye geçiştirici cevaplar verdiğini gördüm" şeklinde konuştu.
"FATİH ŞAHİN'İ ÖLDÜRMEYİ DÜŞÜNDÜM"
Aksoy, Fatih Şahin'in GATA'dan ayrılmak istemesi üzerine GATA Kurmay Başkanı'nın "Bırakın gitsin dışarıda linç etsinler seni" dediğini kaydetti. Aksoy, "Bizi böyle bir şeye sürüklediği için Fatih Şahin'i öldürmeyi düşündüm. Şimdi tim personelinin arkasına sığınıyor. "Tim personelimin ateş ettiğini görünce ateş ettim" diyor. Bu yalandır, bizim arkamıza sığınmaya çalışıyor. Semih Terzi hastaneye gittiğimizde konuşuyordu. Bilinci yerindeydi. İki kurşun yarası vardı. Helikopterin içinde tabur komutanıyla konuşmaya çalışıyordu. Helikopterin içinde kafasını eliyle çekme suretiyle tabur komutanıyla konuşuyordu" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.