Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan FETÖ Çıkışı!
Berlin dönüşü açıklamada bulunan Cumhurbaşkanı, Libya ile yapılan anlaşmaya beş ülkenin ortak edilebileceğini söylerken Somali'den Hint Okyanusu'nda petrol araması için davet aldıklarını duyurdu. Erdoğan 'siyasi ayak komisyonu' isteyen CHP'ye de cevap ver
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya'nın başkenti Berlin'de yapılan Libya Konferansı dönüşünde uçakta gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin varlığının Libya'da barış umutlarını artırdığını ifade eden Erdoğan "Biz bir güçlü devletsek, bir güçlü devlet olarak bizden birçok beklentiler var. Türkiye barışın anahtarıdır" dedi. Libya ile yapılan mutabakat çerçevesinde Akdeniz'de sondaj çalışması yapılabileceğini belirten Cumhurbaşkanı, Somali'den de davet aldıklarını duyurdu. İşte Erdoğan'ın açıklamalarından detaylar:
ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPTIK
(Başarısız olma ihtimalini düşünüyor mu?): Libya'da Türkiye'nin mevcudiyeti barış umutlarını artırmıştır. Biz Libya'da terörle mücadele kisvesi altında ne tür oyunların oynandığını da görüyoruz. Buna karşı meşru hükümetinin yanında durmaya devam edeceğiz. Biz bu süreçte üzerimize düşenleri yaptık. Söylenmesi gereken neyse bunları da kendilerine söyledik. Ama ne kadar uyarlar uymazlar bunu göreceğiz. Uymadıkları anda da gereğini yapacağız.
EĞİTİM İÇİN ORADAYIZ
En çok ve en ileri sordukları soru "Bundan sonra buraya siz askeri güç gönderecek misiniz?" Bizim de onlara verdiğimiz cevap şu oldu: "Biz buraya şu anda askeri güç göndermiyoruz. Biz sadece eğitmen olarak, eğitici olarak buraya bir kadro gönderdik o kadar. Bunlar da orada eğitim yaptılar. Ama öbür tarafta Wagner burada 2 bin 500 güvenlik gücü ile var. Onları niçin masaya yatırmıyorsunuz?" Böyle söyleyince ona da bir şey diyemiyorlar. Kaldı ki sadece Wagner değil, mesela orada Sudan'dan 5.000 civarında asker var. Bunun yanında Çad'dan var, Nijer'den var. Malum Abu Dabi yönetimi nereden bulursa alıyor. Mısır'da bu tür askeri güçler az değildir. Ama tüm bunların dışında üzerinde durulması gereken başka bir konu var. Savunma sistemleri noktasında, hava kuvvetleri vesaire, buralarda özellikle Rusların, Abu Dabi yönetiminin vermiş olduğu desteklerdir. Biz buradan kendilerine yüklenmek suretiyle "Bu konularda biz sizden hassasiyet bekliyoruz" dedik. Onlar da bu konularda bize "hayır" diyemediler ve başta Merkel olmak üzere bunu kabullendiler.
HAFTER BARİYER KURUYOR
(Eğer ateşkes gerçekleşemezse bundan sonra herhangi bir revizyon olabilir mi Türkiye'nin politikasında?): Eğer bize verilen sözler yerine gelirse, ateşkes hususunda kesinlikle Sarrac'ı hiçbir şeye zorlamayız. Sarrac, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin kabul ettiği bir liderdir. Biz meşru olanı yaptığımıza göre atılması gereken adımlar da yeri geldiği zaman rahatlıkla atılabilir ve bu konuda bizim önümüz açık. Ben konuşmamda petrol limanları konusu üzerinde durdum ve şu anda da son dönemde oradaki en önemli sıkıntısı petrol limanlarıdır. Yani Hafter oralarda bariyer oluşturmaya çalışıyor. Eğer biz bir güçlü devlet isek, bir güçlü devlet olarak bizden birçok beklentiler var. Bu beklentiler karşısında eli kolu bağlı durmak mümkün değil ama bunları da uluslararası hukuk çerçevesinde her zaman hayata geçirmemiz lazım.
MİÇOTAKİS TAHRİK PEŞİNDE
(Niye Miçotakis, Hafter'i Yunanistan'a çağırdı?): Sadece bizi tahrik etmek için çağırdı. İsmini vermeyeceğim bir lider "Miçotakis sizinle tekrar arayı düzeltmek istiyor" dedi. "Nasıl bir iş bu? Hem benimle arayı düzeltmek istiyor öbür taraftan da gidiyor Hafter'i Yunanistan'a çağırıyor. Böyle saçmalık olur mu? Sen ona söyle, öncelikle bir defa bu yanlıştır, düzeltsin, ondan sonra bizim görüşmemiz kolaydır" dedim.
TERÖRİSTLE MASAYA OTURMAM
(Türkiye Libya'da ara buluculuk mu yapıyor?): Burada arabulucu sıfatıyla bulunmayı kabul edemeyeceğimizi zaten Sayın Putin'e başta söyledim. Putin "Ben Hafter' tarafını halledeceğim. Siz de Sarrac'ı hallederseniz bu işi çözüme kavuşturalım" yaklaşım tarzında. Yoksa ben bu noktada siyaset anlayışımda bir teröristle asla masaya oturmam, masaya oturulmasına da müsaade etmem. Mesela Sayın Trump'ın YPG ve malum terörist Abdi Şahin'le ilgili adeta "bunu kabul et" diyecek kadar maalesef ileriye gitme durumu olmuştu. Ben de "Sayın Başkan, ben bir teröristle asla masaya oturmam" demiştim. "Hem terörle mücadele diyeceğiz, uluslararası terörle mücadelede çok ciddi kayıplar vereceğiz, ondan sonra da teröristi kabul edeceğiz. Ben bunu yapmam" dedim. Aynı şeyi Putin de yapıyor. Tabi bu biraz insanın, siyasetçinin bakışıyla veyahut da kendi karakteri ile alakalı bir olay.
YENİ ORTAKLAR ALABİLİRİZ
(Libya ile anlaşmaya varılan bölgede gaz aranacak mı?): Libya ile bizim bu anlaşmamız tabi Türkiye ve Libya müşterek çalışacağız ama biz buraya üçüncü, dördüncü ülkeleri de yanımıza ortak olarak alabiliriz. Biz belki beşinci ülkeyi buraya ortak olarak alabiliriz. Bu konuda da Sarrac ile aslında düşünce birliğimiz var. Onları da aldığımız zaman tabi çok daha farklı şekilde bir gelişme kaydedecektir. Şu anda gerek Barbaros gerek Yavuz... Üçüncü bir sondaj gemisini daha şu anda almanın çalışmalarını yapıyoruz
SOMALİ'DEN TEKLİF ALDIK
Gerek Barbaros gerek Yavuz ve üçüncü bir sondaj gemisini daha şu anda almanın çalışmalarını yapıyoruz. iki tane de sismik araştırma gemilerimiz var. Şu anda bize mesela Somali'den teklif var. 'Bizim denizlerimizde petrol var. Libya'da bu çalışmayı yapıyorsunuz ama bizim buralarda da bu çalışmayı yapabilirsiniz' diyorlar. Bunlar bizim için de çok önemli. Orada atacağımız adımlar olacaktır.
Biz eskiden para vermiyorduk. Diyelim ki ExxonMobile ile diyelim ki bir anlaşma yapıyorduk, gelip Karadeniz'de bir ay, iki ay arama yapıyorlardı. Arama maliyetleri de 200 milyon dolar. Bir şey bulamıyor. Bir şey bulamadıktan sonra da çekip gidiyor. Ama biz anlaşmamızı öyle yapmışız ki bir kuruş da para vermiyoruz. Bizim şimdi iki tane sondaj gemimiz oldu. İki tane de sismik araştırma gemimiz oldu. Dünya da sürekli bu gemileri bizden kira olarak istiyor. İtalya şu anda bizimle görüşmeler yaptı. Libya ile yaptığımız mutabakat çerçevesinde biz sondaj çalışmalarını yapabileceğiz.
HAKAN FİDAN SURİYE İLE BAŞARILI ŞEKİLDE GÖRÜŞÜYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MİT Başkanı Hakan Fidan'ın Suriyeli mevkidaşı ile temasının diğer alanlara yayılıp yayılmayacağıyla ilgili soruya "Hakan Bey'in gerek Rusya tarafıyla gerek Suriye tarafıyla gerek İran tarafıyla, oralardaki muhatapları ile ilişkileri de şu ana kadar başarılı bir şekilde devam etmiştir. Şimdi İran'da yeni bir istihbaratçı göreve geldi. Onunla da henüz daha görüşmeye başladığını zannetmiyorum Hakan Bey'in ama bugünlerde onunla da ilişkilerini geliştirecektir" diye cevap verdi.
TÜRKİYE BARIŞIN ANAHTARIDIR
Berlin'deki zirvenin gündem maddelerinden biride İdlib meselesiydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda muhataplarıyla neler konuştuğunu şöyle anlattı: Sayın Putin ile etraflıca uzun uzadıya İdlib'i konuştuk. Kendisine durumu anlattık. Kendisi de 'İlgili arkadaşlarımız dışişleri, savunma, istihbarat bu ilişkilerini süratle devam ettirsinler' dedi. Onlar şimdi kendilerinin canını yaktığını söyledikleri bizim ise ılımlı muhalif olarak baktığımız kişilere terörist olarak bakıyorlar. Ben kendisine şunu söyledim 'Bunlara terörist diyorsunuz da Esad, devlet terörü estiriyor. Bu adam yüz binlerce insan öldürdü ve hala şu anda İdlib'de bombalar yağdırılıyor' Tabii bunu kabul edemiyor.
Ben geçen gün televizyonda babaları iki ay önce öldürülmüş olan altı çocuğu anneleriyle beraber gördüm. İki yaşında, dört yaşında, beş yaşında çocuklarla beraber anneleri yağmur çamur içerisinde duruyor ve bunlar çadırda. Biz şimdi yeni bir kampanya başlatıyoruz. Bunlar bize 30 kilometre falan yaklaştılar. Şimdi diyoruz ki bunlara briketten 20-25 metrekarelik baraka yapalım, üzerini brandalarla kapatalım. Hiç olmazsa bunların hayat şartlarını biraz daha konforlu hale gelsin. Bunları buralara yerleştirelim dedik. Şimdi Kızılay'ı, AFAD'ı bu konuda süratle seferber edeceğiz ve o bölgede bunları yapmaya başlayacağız. Bir kere daha söylüyorum; Türkiye, barışın anahtarıdır.
CHP PİSLİKLERİNDEN KURTULMAK İÇİN İŞİ MECLİS'E YIKIYORLAR
FETÖ'nün siyasi ayağının araştırılması için komisyon kurulması önerisinde bulunan CHP'ye cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP lideri Bahçeli'nin bu hususta "Hakim değiliz, savcı değiliz. Meclis'te araştırılması doğru değil' yorumunu da değerlendirdi. Erdoğan şöyle dedi: Sayın Bahçeli'nin bu yaklaşımı işin bir boyutu. İşin bir başka boyutu da bana göre şudur: İddia sahibi kim? CHP... Sen iddia sahibi olduğuna göre bir defa bu iddianı ispatlamakla mükellefsin. İspatla bunu. Parlamentonun içinde veya herhangi siyasi partide, AK Parti'de, MHP'de bu tür adamlar mı var? Hadi ispatla. Eğer ispatlayamıyorsan demek ki bunlar sende... Ya CHP içinde var, ya İP'te var, ya HDP'de var. Çıkar o zaman sen bunları, ispat et. Bunu ispatlayamayan bu parti parlamentonun tamamını zan altına almak için böyle bir yola başvurdu. Daha geçenlerde Urla Belediye Başkanı'nın FETÖ'cü olduğu ortaya çıktı. Daha bunların neleri neleri çıkacak. Var. Bu süreç bu şekilde devam eder. Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez. Şimdi bu pisliklerden kurtulmak için parlamentonun üzerine bunu yıkmak istiyor. Bunun bedelini bir defa ödeyecekler. Önce sen iddianı ispatla. Meclis'i buna karıştıramazsın.
İSMAİL KAPAN - Türkiye
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.