Cemil Çiçek 'Bize topyekun bir tevbe-i nasuh lazım’ sözüyle neyi kastetti?

Cemil Çiçek 'Bize topyekun bir tevbe-i nasuh lazım’ sözüyle neyi kastetti?

Cemil Çiçek 'Bize topyekun bir tevbe-i nasuh lazım’ sözüyle neyi kastettiğini anlattı

Cemil Çiçek 'Bize topyekun bir tevbe-i nasuh lazım’ sözüyle neyi kastettiğini anlattı

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyesi Cemil Çiçek, dün dikkat çeken "Bize topyekun bir tevbe-i nasuh lazım" ifadesiyle neyi kastettiğini anlattı. Tövbenin samimi olması gerektiğini belirten Çiçek, "Tövbe edip aynı günahları işleyeceksek bu kabul edilir olmaz" dedi.

Hürriyet yazarı Sedat Ergin, gündemde yer alan konulara ilişkin olarak Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyesi Cemil Çiçek'le konuştu.

Eski Adalet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olması, geçmişte TBMM Başkanlığı gibi kritik bir görevi yürütmesi ve halihazırdaki Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliği Çiçek’in bu konuda yapacağı değerlendirmeyi de önemli kılıyor.

Şöyle yanıtlıyor:

“Yapılacak iyi işler varsa, atılacak olumlu adımlar varsa, bunlara karşı çıkmam, bunları küçümsemem. Ama ben demek istiyorum ki, doğru adımlar atabilmek için yeteri kadar kanun çıktı zaten. Ama biz hâlâ çözümü yeni kanunlar çıkarmakta arıyoruz. Dokuz binden fazla kanun var. Mesele kanun çıkarmak değil...”

Nedir mesele peki? Çiçek, “Kanunların uygulanması...” diye yanıtlıyor ve ekliyor: “Her gün bin tane reform lafı geçiyor, biz 50 senedir reform, reform diye söylüyoruz. Sonuçta bu iş aşınıyor, heyecan uyandırmıyor...”

YARGI KARARLARI VE AHLAKİ BİR SORUN

Yargı reformu tartışmaları bağlamında Çiçek’in şu sözlerinin de altını çizmek gerekiyor:

“Türkiye’de hukuki konularla ilgili bir kısım değerlendirmeleri yaparken işin ahlaki boyutunu da dikkate alırsak daha isabetle hareket etmiş oluruz. Yargının kararlarına uyacaksınız. Anayasa’ya göre yargı kararlarının uygulanması gerekir. Kararlara uyulmaması aynı zamanda bir ahlaki sorundur... Örneğin, Anayasa Mahkemesi kararları bağlayıcıdır. Verdiği kararları fikren tasvip etmemek ayrı bir konudur ama herkesi bağlar. Bunu hâlâ tartışıyorsak ortada bir ahlaki sorun var demektir...”

TEVBE-İ NASUH KAVRAMIYLA NEYİ KASTETTİ?

Cemil Çiçek ekseninde dün çok tartışılan bir konu, Karar gazetesinden Ahmet Taşgetiren’le sohbetinde “Bize yargı reformundan önce insan ve ahlak reformu lazım” dedikten sonra kullandığı “Bize topyekun bir tevbe-i nasuh lazım” şeklindeki sözleri oldu.

Kendisine “tevbe-i nasuh” ifadesiyle neyi kastettiğini sorduğumda şu yanıtı aldım:

“Nasuh, samimiyeti anlatıyor. Tevbe-i nasuhla tövbenin samimi olması gerektiğini belirtiyorum. Bu kavramı kullanmakla şunu kastediyorum. Siyaset kurumu, toplumun siyasete yön veren, siyasetten beklentisi olan önde gelen kişi ve kurumlarının hepsinin birlikte samimi bir tövbeye ihtiyacımız var. Tövbe edip aynı günahları işleyeceksek bu kabul edilir olmaz.”

Çiçek, “Tövbe ancak samimiyetle yapıldığı zaman bir anlam taşır...” diye ekledi.

Tabii, herkes Cemil Çiçek’in bu sözlerini istediği gibi yorumlamakta serbesttir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.