'Bugün o gündür, Cumhurbaşkanı da olsa alacaksınız!'
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe teşebbüsü sırasında Atatürk Havalimanı'na işgal girişiminde bulunulması ve burada çıkan olaylarda 2 kişinin şehit edilmesi, 46 kişinin de yaralanmasına ilişkin 95'i tutuklu 159 şüpheli askerle ilgili hazırlanan iddianamede...
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) düzenlenen 15 Temmuz darbe teşebbüsü sırasında Atatürk Havalimanı'nın ele geçirilmeye çalışılması ve burada çıkan olaylarda 2 kişinin şehit edilmesi, 46 kişinin de yaralanmasına ilişkin 95'i tutuklu 159 şüpheli askerle ilgili hazırlanan iddianamede, havalimanında yaşananlar detaylandırıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökhan Yolasığmaz tarafından hazırlanan iddianamede, Atatürk Havalimanı'nın giris kapılarını ve havalimanına giden yolları kontrol altına alan zırhlı birliklerin 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlıgı'na bağlı olduğu belirtilerek, tugaydaki plan toplantılara katılan süpheli Yarbay Serbülent Eken ve Albay Ömer Korkut'un buranın isgalinden sorumlu olarak görevlendirildiği anlatıldı.
Birlikteki askerlerin, "olay günü ve öncesinde bir terör saldırısı olabilecegi, bu tür bir durumda emniyet birimlerine destek olabilecekleri" sözleriyle kısla dısına çıkmaya psikolojik olarak hazırlandığı ve saat 20.30'da Albay Yusuf Sarı tarafından alarm verilerek tüm askerlerin kışla dışına sevk edildiği bilgisi verilen iddianamede, şüphelilerin havalimanına saat 22.44'te vardığı, şüpheli Yarbay Serbülent Eken yönetimindeki diger askeri birliklerin ise intikal ettikleri havalimanında A ve B kapılarını tuttukları kaydedildi.
Eken'in emirleri dogrultusunda B kapısına iki tank ve diğer zırhlı araçlar, A kapısına ise bir tank ve iki zırhlı araç yerlestirildiği, giris çıkısların kontrol edilmeye baslandığı, giris noktalarında barikat olusturulduğu, havalimanından çıkıslara izin verildiği, girislerin ise yasaklandığı aktarılan iddianamede, şüpheli Serbülent Eken'in telsizden, "sıkıyönetim ilan edildigini, gerekirse polise ates açılacagını" bildirdiği ifade edildi.
- Kontrol kulesinin işgali
Süpheliler Serbülent Eken ve Ömer Korkut'un, havalimanında bulunan özel harekat polislerine ve diger yetkililere, "sıkıyönetim ilan edildigini, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yönetime el koydugunu" bildirdiği de anlatılan iddianamede, şüpheli Albay Mustafa Kol komutasında bir askeri kamyon ve bir jipin, işgal için "smart kule" tabir edilen uçus kontrol kulesine intikal ettiği ve bu sırada iki motosikletli polis ekibinin de bu birlige eskortluk yaptığı aktarıldı.
Kontrol kulesine gelen süphelilerin burada herhangi bir mukavemetle karsılasmadığı ve Albay Mustafa Kol'un kulede görev yapan sivil personele, "ülkenin huzur ve güvenligi için Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yönetime el koydugu, görevlerinin su an için bittigi, inislere izin verilecegi ancak kalkısların durduruldugu" bildiriminde bulunduğu kaydedilen iddianamede, şüpheli Albay Mustafa Kol ve ekibinin bir süre sonra kulenin kontrolünü Hava Harp Okulu'nda görevli süpheli Binbası Yusuf Yenihayat'a bıraktığı, askerler tarafından saat 00.15 itibarıyla dıs hatlar hariç tüm inis ve kalkısların iptal edildiği anlatıldı.
- "Tepkiler sertleşince, 'geri dönüyoruz' emri verdi"
Kulenin kontrolünü Binbası Yusuf Yenihayat'a bırakan Albay Mustafa Kol'un kuleyi terk ederek askeri kamyonla yeniden B kapısına intikal ettiği ve burada Ömer Korkut ile yaptıgı görüsmeden birliklerin geri çekilecegini ögrendiği kaydedilen iddianamede, şu bilgilere yer verildi:
"Darbe girisiminin Istanbul ve ülkemiz genelinde basarısızlıkla sonuçlanacagını yasanan ve tahmin edilmeyen direnmelerden anlayan Tugay Komutanı Mehmet Nail Yiğit, birliklerin geri çekilmesi emrini vermek zorunda kalmıstır. Ancak bu emir sonrasında komutayı alan Tugay Komutan Yardımcısı Albay Yusuf Sari verilen emre uymamıstır. Bu konuyla alakalı olarak darbe tesebbüsünün planlayıcı ve uygulayıcıları arasındaki haberlesmenin saglanması için kurulan 'Yurtta Sulh' isimli WhatsApp grubunda, şüpheli Albay Mustafa Kol bu durumu ögrendikten sonra yeniden aracına binerek smart kuleye dogru harekete geçmis ancak iç hatlar gelis peronunun ön tarafında vatandaslar tarafından önleri kesilmistir. Bu sırada süpheli Kol, araçtan inmis ve protesto eylemi yapan vatandaslarımızdan müsteki Gökhun Lekesiz'in ayagına hedef gözeterek ates etmek suretiyle vücudunda kemik kırıgı olusacak sekilde yaralamıstır. Olay anında askeri kamyonun soförlügünü yapan süpheli Akın Sezgel, Albay Mustafa Kol'un araçtan inmeden önce 'Ne kadar ciddi oldugumuzu görecekler' seklinde ifade kullandıgını beyan etmistir. Bu olayın ardından smart kuleye intikal eden Mustafa Kol ve beraberindeki süpheliler burada emniyet birimleri tarafından yakalanarak gözaltına alınmıslardır.
Havaalanındaki darbeci askeri birliklerin sorumlulugunu alan süpheli Yarbay Serbülent Eken, darbe girisimini protesto etmek için havaalanına toplanmaya baslayan vatandaslarımızın kalabalıklasması üzerine ilk basta askerlere, 'Telsizden havaya ates' emri vermistir. Bu emir baglamında süpheliler Serbülent Eken, Tegmen Onur Gökhan Başar, uzman çavuslar Alikadir Can ve Halit Taşdelen ile diger bazı askerler havaya ates etmislerdir. Ancak tepkilerin azalmak yerine daha da sertlesmesi üzerine Serbülent Eken tüm birliklerine, 'Geri dönüyoruz' emrini vermek zorunda kalmıstır. Ancak bu zamana kadar iyice kalabalıklasan vatandaslar bazı askeri araçların etrafını sararak üzerilerine çıkmıslardır. Bu sırada araçların hareketleriyle kontrollerini kaybederek zırhlı araçların üzerinden düsen birçok vatandasımız yaralanmıstır. Atatürk Havaalanı'ndan çıkmaya çalısan ve buradan ayrıldıktan sonra Basın Ekspres yolunda ilerlemeye çalısan tanklar ve diger zırhlı askeri araçlar bazı araçlara zarar vermistir. Vatandasların askeri araçların çevresini sarması ve araçların üzerine çıkması sonucu ilerleyemeyen araçlar daha sonra halk ve polis ekipleri tarafından durdurulmus ve içerisindeki askerler gözaltına alınarak degisik polis birimlerine intikal ettirilmistir."
- Hava Harp Okulu askerlerine emir
Atatürk Havalimanı'nın isgal girisiminde yer alan baska bir birimin de Hava Harp Okulu'nda görevli askerler olduğu ve okulda Destek Grup Komutanı olarak görev yapan Albay Yusuf Özdemir'in okuldaki askerleri saat 23.30 sıralarında içtimaya toplayarak, "Bugün o gündür, Atatürk Havalimanı'nda teröristler var, onlara müdahale edecegiz, gelen Cumhurbaskanı da olsa Basbakan da olsa, ananız babanız da olsa alacaksınız." seklinde konusma yaptığı belirtilen iddianamede, Özdemir'in burada bulunan askerleri araçlara bindirerek havaalanı içerisine intikal ettirdiginin anlasıldığı ifade edildi.
Şüpheli Özdemir'in kontrol kulesinin kontrolünü süpheli Albay Mustafa Kol'dan devralacak olan Hava Harp Okulu görevlisi Binbası Yusuf Yenihayat'ı okula ait araçla bu bölgeye gönderdiği ve ayrıca Uzman Çavus Aykut Demir'i de şüpheli 3 sözleşmeli erle görevlendirdiği anlatılan iddianamede, Hava Harp Okulu'ndan çıkan birliklerin havaalanına intikal ettikten sonra ikiye ayrıldığı, Albay Yusuf Özdemir'in, Tegmen Orhan Çiçek ve sözlesmeli erlerle birlikte pasaport kontrol noktasına intikal ettiği, burada silahlarını yolculara dogrultarak çevre tertibatı aldırdıktan sonra görevlilere Türk vatandaslarının 'yurt dısına çıkmayacagı' talimatını verdiği ve pasaport kontrolünde görevli her polis memurunun basında iki sözlesmeli er olacak sekilde düzenleme yaptığı bildirildi.
- "İkinci ordu bizi kurtaracak, erkekseniz bizi alırsınız"
İddianamede, şüphelilerin bu şekilde pasaport kontrolü yapmaya basladıkları ve duruma itiraz eden yolculara da silahlarını dogrultup bagırarak diz çöktürdükleri dile getirilerek, yaşananlar şu şekilde anlatıldı:
"Olay yerine intikal eden TEM subede görevli polis memurlarının, 'Bu yaptıgınız kanunsuzdur, darbedir, burayı terk edin.' seklinde ikazlarına, süpheli Yusuf Özdemir tarafından, 'Siz bu ise karısmayın, buranın kontrolü bizde, buradan çekilin.' seklinde cevap verilmistir. Özdemir, polis memurlarının teslim olmaları yönünde devam eden ikna çabalarına, 'Ölmek var dönmek yok, silahlarımızı degil bir mermi dahi teslim etmeyecegiz, çatısmadan bizi alamazsınız.' seklinde cevap vermis, sözlesmeli erlere 'silahlarını teslim etmemeleri' yönünde telkinlerde bulunmus, polis memurlarına da '2. ordu bizi kurtaracak, erkekseniz bizi alırsınız' seklinde söylemlerde bulunmustur. Özdemir, polis memurlarına hitaben, 'Teslim olmayız, halkı bizden uzak tutmazsanız halkı tararız.' demiştir.
Polis memurlarının kararlı tutumu, vatandaslarımızın sayısının artması ve gösterdikleri tepki sonucunda bir kısım sözlesmeli erler silahlarını teslim etmek zorunda kalmıslardır. Ancak süpheli Yusuf Özdemir, Tegmen Orhan Çiçek ve birkaç sözlesmeli er silahlarını bırakmamıstır. Süpheli Yusuf Özdemir, polis memurlarını, 'Silahımı teslim alamaya geleni vururum' seklinde tehdit etmistir. Yogun çabalar sonucunda özel harekat polis memurlarının da dahil olması ile birlikte bu son ekip de teslim olmak zorunda kalmıstır."
- "Havalimanındaki araçta bulunan silahlar: Manipülasyon aracı"
Havalimanı işgalinde görevlendirilen Hava Harp Okulu Kurmay Baskanı süpheli Albay Barbaros Akça'nın emrinde bulunan süphelilerle dıs hatlar apron kısmına intikal ettiği ve yurt dısından gelen bazı uçakların yolcularını terminal binasına tasıyan otobüsleri apron içerisinde durdurduğu bilgisi verilen iddianamede, araçlarda ve yolcuların üzerinde arama yapıldığı, otobüsteki görevli ve yolcuların yere yatırıldığı, polis memurlarının da aralarında bulunduğu bazı görevlilerin şüpheliler tarafından zorla alındığı aktarıldı.
Olay yerine gelen Türk Hava Yolları Uçak Güvenlik Baskanlıgı'na ait 34 AS 688 plakalı aracın süpheli Albay Barbaros Akça tarafından durdurulduğu ve araç soförü müsteki Ercan Hacıoğlu'nun askerler tarafından darbedilerek araçta zorla tutulduğu kaydedilen iddianamede, şöyle denildi:
"Özel güvenlik aracı aranmıstır. Süphelilerin iddiasına göre bu araçtan bazı silah ve patlayıcı maddeler çıkmıstır. Bahse konu aracın görevinin terminal kısmında alınan ruhsatlı silahların uçaklara tasınması olması sebebiyle bu silahların araçta bulundugu anlasılmıstır. Ancak araçtan çıkan silahlar süpheliler Barbaros Akça ve Aslan Özkan tarafından yanlarındaki diger süphelileri maniple etmek için iyi bir fırsat olusturmus, süpheli Aslan Özkan silahları göstererek, 'Bakın bu silahlar bizim davamızın dogru oldugunun kanıtıdır.' diyerek yanlarındaki askerleri motive etmistir. Daha sonra gasbedilen araç ve güvenlik görevlisi, askeri VIP noktasına intikal ettirilerek burada silahlar araçtan indirilmistir. Sonrasında Binbası Isa Öztürk, Astsubay Eniz Fidan, 2 sözleşmeli er aynı araçla, özel harekat polisleri tarafından sıkıstırılan süpheli Yusuf Yenihayat ve ekibini kurtarmak için kontrol kulesine intikal etmislerdir. Burada vatandas kalabalıgından dolayı kuleye girememislerdir. Vatandasların tepki göstermesi üzerine Isa Öztürk ve Eniz Fidan havaya ates etmisler, akabinde olay yerine gelen polis ekipleri tarafından olay yerinden uzaklastırılmıslardır."
Dıs hatlar apronuna gelen iki polis memurunun silahlarının aynı ekip tarafından alındığı ve bu polis memurlarının sonraki süreçte baska bir sorusturma kapsamında tutuklandığının öğrenildiği vurgulanan iddianamede, şunları kaydedildi:
"Bu sırada darbe girisimini protesto etmek amacıyla havalimanına intikal eden vatandasların dıs hatlar apron kısmına girmeye baslamaları üzerine panige kapılan süpheliler, polis memurlarının silahlarını geri vermisler ve olay yerinde durdurdukları bir pikap ve askeri bir minibüse binerek Hava Harp Okulu'na dogru kaçmaya çalısmıslardır. Bu sırada bazı askerlerin vatandaslar tarafından darbedildiğini gören pikap içerisindeki süpheli askerler, süpheli Astsubay Aslan Özkan'ın emriyle vatandasların üzerine gelisigüzel yaylım atesi açmıslar, açılan ates sonucunda Mahir Ayabak vurularak sehit olmus, bazı vatandaslarımız ise yaralanmıstır."
- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Geliyorum" beyanı sonrası operasyon
İddianamede, Cumhurbaskanı Recep Tayyip Erdoğan'ın darbe girişimi gecesi İstanbul'a geleceğini beyan etmesinin ardından kontrol kulesinin kontrolününözel harekat ekiplerince yapılan operasyonla darbeci askerlerden alındığı bildirildi.
Operasyon sonucunda Yusuf Özdemir tarafından kontrol kulesine gönderilen Binbası Yusuf Yenihayat ve beraberindeki diger süphelilerin yakalanarak gözaltına alındığı anlatılan iddianamede, "16 Temmuz saat 02.55 itibarıyla yeniden uçakların yaklasmasına izin verilmeye baslandığı, saat 03.18 itibarıyla Cumhurbaskanı Erdoğan'ı tasıyan uçağın havalimanına inis yaptığı bildirildi.
Gece boyunca Istanbul ve Ankara üzerinde alçak uçus yapan F16 savas uçaklarının halk arasında panik ve korkuya sebep olduğu da hatırlatılan iddianamede, bir F16 uçagının alçak uçusu sırasında meydana gelen sonik patlama ve basıncın etkisiyle dengesini kaybeden Zekeriya Bitmez'in yüksekten düsme sonucunda hayatını kaybederek sehit olduğunun anlaşıldığı belirtildi.
İddianamede, olaylarla ilgili havaalanındaki güvenlik kamera görüntüleri ve sözde "Yurtta Sulh Konseyi" üyelerinin WhatsApp yazışmalarına da yer verildi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.