Cumhuriyet ile yaşıt Milli Eğitim Bakanlığı yıllardır Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının kutlanmasında ev sahipliği yapar, sorumluluk üstlenir. Yönetmeliklerde Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, bizim Bakanlığa, Cumhuriyet Bayramı yurt içinde İç İşleri,  Dış Temsilciliklerde Dışişlerine, Zafer Bayramı Genel Kurmay Başkanlığına verilmiştir.

Yıllardır kutladığımız Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramlarında eğlenceli çocuk oyunları oynanır, oynatılırdı. Özellikle kırsaldaki okullar bu bayramlarda oynayıp oynattıkları oyunlarla ön plana çıkarlar. Bayramı izleyenlerde gülmekten kırılır geçerler.

Bu oyunlardan halkı en çok güldürenden birisi SANDALYE KAPMA OYUNU dur. Meydana 8–10 sandalye koyar, sandalye sayısından bir fazla oyuncu ile oyunu başlatırlar. Sandalye sayısı 10 ise oyuncu sayısı 11 dir. Müzik çalmaya, oyuncular ritme uygun oynamaya başlar, tam müziğin ritmine kendini kaptırdığı anda müzik kesilir ve her oyuncunun bir sandalye kapıp oturması istenir. Sandalye kapamayan ve ayakta kalan oyuncu bir sandalye alır ve oyundan çıkar. Bu aynı kurallar uygulanarak tek kişi ve tek sandalye kalana kadar devam eder. Tek kişi kalan oyunu kazanmıştır.

Hemen her yıl katılıp izlediğim Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramlarının oyun eğlence kısmında bu oyunun oynandığını görürüm.

Bu oyun bana, 88 yıllık Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Personel İstihdam Politikasını çağrıştırır. Atamada, görevlendirmede, işe yerleştirmede akıl ve bilime dayalı  bir personel politikası olmadığı için, aynı ilin ulaşımı rahat, coğrafi şartları iyi, ilçelerinde adeta memur ve şefleri oturtmaya yer bulamazken, mahrum, uzak, dağlık, ilçeler adeta kaderine terk edilmiştir. Okullardaki durum da bundan farklı değildir. Zira yıllarca 1–2 öğretmenle yürü(me)yen ÇPL bilirim. Üstelik müdür yardımcısı ve müdürü bulunmayan bu Çok Problemli Lisede görev yapan 2 öğretmenin birisine de Müdür Vekilliği verilir.

Özelleştirme nedeniyle kapatılan ve personeli milli eğitim müdürlüklerine aktarılan kurumlardan bu ilçeler hiç bir şekilde yararlandırılmamıştır. Bu öyle bir hale gelmiştir ki, sabah işe erken giden oturmaya bir yer ve sandalye bulmakta, geç gelenlere oturmak için ne yer ne sandalye kalmaktadır.

Yani Ulusal Egemenlik Bayramlarında çocuklara oynatılan SANDALYE KAPMA OYUNU bizim ülkemizde birçok kurumda büyükler arasında yıllardır oynanmaktadır. Tarih 23 olmasa da, bu tarih yılda bir kez gelse de oyun hep aynı oyun ve aslında bizim ülkemizde her gün oynanıyor.

Çok yakında Bremen Mızıkacıları Masal kitabının kapak resmi bu çarpık istihdam nedeniyle personel resimleri ile oluşturulursa şaşırmam. Tasvirimi mazur görürseniz eğer:(Altta bir masa, masanın üzerine yanına yöresine yerleştirilmiş onlarca sandalye. Bu sandalyelere otur(tul)maya çalışan onlarca memur… Bir de bunların ne zaman, nereye oturacağını belirleyen on birinci memur verirsek başlarına, istihdama katkımız olur.)

Çünkü biz kimi yerlerde bir yumurtayı kırk kişiye taşıttırma ve bunun adını iş koyma, kimi yerlerde de koca bir ilçeyi 3–5 kişinin sırtına yükleme manzaralarına alıştık.

Milli Eğitim Bakanlığı, norm kadro yönetmeliğini çıkardığı tarihten, günümüze kadar Taşra teşkilatlarının personelleri ile ilgili norm kadro planlaması ve güncellemesi yaptı mı?Yaptı da biz mi kaçırdık? Her yıl birkaç kez okulların öğretmen ve yönetici normunu güncellemek için girdiğimiz MEBBİS/NORM İŞLEMLERİ MODÜLÜ kırımızı puntolarla yazılı şu mealdeki uyarı yazısıyla açılır.:İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri ile….kurumların Norm işlemlerinde kesinlikle bir değişiklik yapılmayacak,bu kurumların normları Bakanlığımızca belirlen(meye)ecektir.(Aslında bu uyarı ile bu normların ebed-müddet belirlenmeyeceği zımmen ilan ediliyor .) Bu bir kez belirlense belli ki sandalye kapma oyunu bitiverecek ve biz her yıl 23 Nisan günü iple çekeceğiz. Masum çocukların tertemiz oyunlarını…

            Aksini savunanlar bir baksınlar ilçelere,illere….

            5 şube müdürü normu olan yerde 10 şube müdürü, 5 asıl, 5 görevlendirme(stepne)

İl ve ilçe müdürleri dua edin, kadronuz tek…Yoksa size de bir iyilik düşünürdü bizimkiler.

            Norm kadro yönetmeliği kaç yılında çıkmıştı sahi?

            1999 yılı. TKY taşra Teşkilatı Uygulama Yönergesi ve Eğitim Bölgeleri ve Eğitim Kurumları Yönergesi ile birlikte… Merkez ve taşrada kaliteyi TOPTAN(toplam) yakalamak için. Ağustos ayında 12 yılı doluyor.

            Başka memleketlerde yasa ve yönetmelikler uygulanmak için çıkartılır biz de ise olmaz işleri oldur(t)mak için etrafı dolaştırmaya yarar.

            Torpilliler ve avanelerine çalışmadan, yorulmadan para kazandırıp, geçimini temin etmeye yardımcı olma normu geliştiririz.

            TDK Türkçe Sözlük Norm Kelimesini :”Yargılama ve değerlendirmenin kendisine göre yapıldığı ölçüt, uyulması gereken kural, düzgü. 2. Önceden belirlenmiş kalıp, düzgü…”

            Bu tanımla ne yani Koca Milli Eğitim Bakanlığının Taşra Teşkilatlarının işlerinin kaç kişiye gördürüleceği önceden belirlenmemiş mi? Bu konuda uyulması gereken bir kural, ölçüt, kıstas(norm) yok mu yani?

            Rahmetli Cumhurbaşkanımız “Anayasaları bir kez delmekle bir şey olmaz” demişti.

O, Cumhurbaşkanı olduğu için yönetmeliklere göre daha üst bir hukuk normu olan Anayasayı ele almıştı. Demek bizimki Yönetmelik olduğuna göre bin kez delmekle de bir şey olmuyor? Bin kez delinen şey, deline deline kalbura döner zaten. Hatta askerlerin atış talimlerinde kullandıkları bir deyim vardır. İyi atıcılara:”Adam hedefi kalbura çevirdi “derler.

            Önerim, yazılmış ama uygulanmayın, kısmen uygulanan yönetmeliklerin isimlerini değiştirelim.

            *Kalbur yönetmelikler…

            *Kalburaltı yönetmelikler…

            *Kalbur üstü yönetmelikler…

            Bu da bizim köydeki değirmenci dayının Tavuk Yemi tanımlaması gibi oldu ya!

EMİN KÜÇÜK

EĞİTİM YÖNETİCİSİ