Bizim Mahallenin Gözüyle Terör Saldırıları

Bizim Mahallenin Gözüyle Terör Saldırıları

Bizim Mahallenin Gözüyle Terör Saldırıları

İnsanlığın var olduğu günden beri yerleşim yeri olan Anadolu, Mezopotamya ve Arabistan Yarım Adası birçok büyük savaşa ve yıkıma tanıklık etmiştir. Yeryüzünün en kadim yerleşim yerleri olan bu topraklar pek çok defa büyük devletlere ve medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Birçok milletin ve kültürün hâkim olduğu bu coğrafya değişik zamanlarda başka başka milletlerin elinde yoğrulmuştur. Kimi zaman Rumların hâkim olduğu coğrafyaya İranlılar, Araplar ve en son biz Türkler sahip olarak birçok kavmi bir arada bütünleştirmişlerdir.  20. Yüzyıldan sonra ise artık coğrafyanın sahipleri ev sahipleri değil Batılı istilacılar olmuştur. Bugünkü parçalanmış yapısının altında yatan temel neden de Batının bitmek tükenmek bilmeyen emperyal tutumudur. Yeryüzünün en velud toprakları olmanın yanında içinde binlerce yıllık mücadelenin belki de hesaplaşmaların da bulunduğu karmaşık ve zor bir coğrafyadır aynı zamanda burası.

Atalarımızın kanları, canları pahasına bizlere yurt olarak emanet ettiği bu topraklar bizim vatanımızdır. Son üç yüz yıldır Türk aydınının kendi halkına tepeden bakan tutumunun bir yansıması olarak bazıları için kaçıp gidilecek topraklar olarak nitelendirilse de bizim mezarımızın da olmasını iştiyakla istediğimiz ebedi vatanımız burasıdır.  Atalarımızın yurdudur. Uğruna binlerce Aslanımızın yerin altını beklediği mukaddes beldemizdir.  Bir defa şu gerçeği herkesin de görmesi elzemdir. Kim söyledi ki bir vatan sahibi olmak kolaydır. Biz, bu toprakların çelik çomak oynama kolaylığında mı vatan edinildiğini zannediyoruz yoksa. Okuduğumuz okuttuğumuz binlerce saat tarih dersi bize bunu kavratmadı mı? Yeryüzünün en değerli topraklarına sahip olmanın elbette bir bedeli de var. Zihinlerdeki bulanıklık giderilmelidir.  Yaşamın en aşağılığı esaret altında yaşamaktır. Bir vatanı olmadan yaşamanın bir anlamı da olmasa gerektir.

Bir de asker polis nerede diye ağzının dolusu kusanlar var. Teröre karşı mücadele zordur. Hele bir de hain içinizdense bu çok daha zordur.  Kendini patlatmayı göze almış bir zihniyeti durdurmak ne kadar mümkün olabilir. Başka ülkelerde de patlamalar olduğunda sosyal medyadan ağıtlar yakanların "Paris polisi neredeydi" diye sorduklarına tanık olmadık.  Emniyet güçlerimizin cansiperane mücadelesini kimse küçümseyemez.  Bu iftiraları edenler de bunu biliyorlar ama... Yandık, bittik, kül olduk diye ortalığı velveleye verenlere de bir anlam veremiyorum. Türk Devletiailiyesi buradadır. Yeryüzünün en güçlü ordusu görevi başındadır.  Bu millet ne badireler atlatmış, ne fırtınalar, kasırgalar görmüştür. Rüzgar bir dağdan ne koparabilir ki.  Bu hastalıktan artık sıyrılmalıyız. Kendimizi aşağılık görerek ne elde ettik şimdiye kadar. Bizden bir şey olmaz diyenler artık susun bizden çok şey olur. Ümitsizlik neye merhem. Geçmişte kahramanlığını binlerce kez ispat eden, elli bin kişiyle yüz elli bin kişilik Bizans ordusunu herc ü merc eden, iki bin kişiyle elli bin kişilik Haçlı ordusunu darmaduman eden ordu görevi başındadır.

Gelelim bizim mahalleden bir bakışla vazifenin icrasına.  Her şeyden önce öğrencilerimize vatan sevgisini kavratmalıyız. Derslerden daha önemli olan budur. Çeşitli törenleri buna vesile kılmalıyız.  Yaparak yaşayarak öğretmeli törenlerde vazifeler vererek kendilerinin hakikate ulaşmasını temin etmeliyiz.  Zihinlerinin bulandırılmasına müsaade etmemeliyiz. Bunları yapanları ayıklamalıyız. Öğretmenlik mesleğine seçim sadece bir sınavın neticesi olamaz. Çocuklarımızı emanet ettiğimiz insanların seçimi çok önemli.Bir savaş uçağını kullanacak pilotumuzu sadece bir sınavla mı seçiyoruz. Çocuklarımız çok kıymetli. Onlar masum, zihinleri dupduru. Bu zihinleri kirletenlere tedbir almak şart. Dilim varmıyor ama hainler de bu tedristen geçiyor. Askere kurşun sıkan öğretmenin varlığı  nasıl  kabul edilir?  Askere kurşun sıkan minicik zihinlere neler yapıyordur? Artık 657'den öğretmenler çıkarılmalı ve başka bir kanunla durumları düzenlenmelidir.  Sisteme girip sonsuza kadar ne olursa olsun mesleği icraya devam edilmesi sıkıntıların bir başka boyutudur. Öğrencilere umut aşılanmalıdır.  Yarının onların avuçlarında olduğu idrak ettirilmelidir. Onlara sahip çıkılmalı, sokağa davet edenlere karşı bizler uyanık olmalıyız.  Gençliğin verdiği, ergenliğin gereği isyan duyguları doğru yönlendirilmelidir.  Hiçbir zaman umutsuz değiliz. Her gün yeni bir bahara uyanıyoruz. Mücadele edeceğiz ve zalimlere karşı bu mücadeleyi mutlak surette kazanacağız.

Sabredenlere müjdeler olsun.

Bayram Akyüz

[email protected]

 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.