Bitmeyen Sorun: Atanamayan Öğretmenler
Bitmeyen Sorun: Atanamayan Öğretmenler
Eğitim sistemimizin sorunları bitmek bilmiyor. Hangi tarafına uzanmak isterseniz elinizde kalıyor. Ülkenin sosyolojisi, nüfus hareketliliği, işgücü piyasasının gerekliliği dikkate alınarak yapılan kısa, orta ve uzun vadeli projeksiyonların olmayışının yarattığı karmaşayla karşı karşıyayız. Kamu personel rejiminin keyfi bir uygulama alanına çevrilmiş olmasının yarattığı mağduriyetler hız kesmeden devam ediyor. sosyal bir problem alanına dönüşen atanamayan öğretmenler sorununu ortaya çıkan koşullar ve politikalar hala tartışılmayı ve sorunun çözümü için atılacak makul adımları beklemektedir. Yıllarca vesayetçi sistemin Yüksek Öğretim üzerindeki merkez üssü olarak rol oynayan YÖK, sorunun çözümüne ilişkin katkı verici bir pozisyon üstlenmek yerine sorunu büyüten bir rol üstlenmektedir.
Örneğin şu an itibariyle 23.000 mezunu olan Sosyal Bilgiler alanı sistemi içerisinde eritilemediği gibi bu bölümlerin öğrenci alımları aynı şekilde devam etmektedir. diğer alanlarda da aynı başına buyruk durum devam etmektedir. Belirli alanlarda eğitilen insanlardan serbest piyasa içerisinde kendi başlarının çarelerine bakılmaları istenmektedir. Oysa mezun olunan alanın iş piyasasındaki muhtemel karşılığını kestirmesi ve buna göre planlama yapması gereken YÖK, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, İŞKUR gibi pek çok aktör problemli pratiğin muhafızlığı yapmaktadır. İnsanların mağduriyetlerine derman olunamadığı gibi iş oluruna bırakılmış ve herkesin boğuştuğu sorunları kendi bireysel olarak halletmesi istenmektedir.
Bireylerin toplumsal bir sorun haline gelen sorunları bireysel olarak aşamayacağı aşikar. Diğer taraftan kamusal sorunların çözümünde aktif rol almayacak, sorumluluk üstlenmeyecek bir devlet hangi sorunların çözümünde rol alacaktır? Vatandaşlarını yaşadıkları problemler ile baş başa bırakan bir devletin var olmasının anlamı nedir?
Ülke en dinamik kısmı olan gençlerin yanlış yönlendirildiği, plansız programsız düzenlemelerin mağdurlarına dönüştürüldüğü bu başına buyruk süreç sorunları büyüterek, derinleştirmektedir. Acil bir şekilde Yüksek Öğretim sistemine günümüzün ve yakın geleceğin dinamiklerini dikkate alan bir akılla müdahalede bulunmak durumundayız. Yanlış programlarla, yönlendirmelerle mağdur edilen, iş piyasasında istihdam edilmek için bekleyen yüz binlerce insan sorunlarının çözülmesi için kahredici bir şekilde beklemektedirler. Bin bir emek, cefa, hayal ve umutla okunan bölümlerin ardından bu ülkenin gençleri umutları tükenmiş, hayalleri kırılmış bir şekilde can sıkıcı bir boşluğa itilmektedir.
Dolayısıyla mevcut şartlar içerisinde devletin yaptığı düzenlemeler üzerinden açılmış olan bölümlere yerleşmiş, bitirmiş olan gençler uygun şartlarda istihdam edilmeyi beklemektedirler. Aksi taktirde sürekli biriken ve mağdur edilen bu genç insanlar devasa bir sorun alanı olarak karşımıza çıkacaklar. Bunun temel müsebbibi de plansız, öngörüsüz politikaları devam ettiren Hükümet'in yapması gereken bu kronik soruna el atmasıdır. Bekleyen yüz binlerce insan acil bir şekilde bunu beklemektedir.
Abdulbaki DEĞER
Özgür Eğitim-Sen Genel Sekreteri
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.