Birden fazla ücret almaya veya yüksek ücretlere dur deme zamanı geldi
Devlet memurları ve kamu görevlileri için birden çok maaş almama sınırlaması var. Ancak bu kapsama girmeyen bir kesim var mı? Yeni Şafak Gazetesi yazarı Ahmet Ünlü bu günkü köşe yazısında bu konuya değinerek önerilerini sıralamıştır
Ahmet ÜNLÜ'nün köşe yazısı;
Birden fazla ücret almaya veya aşırı yüksek ücretlere dur deme zamanı geldi
Bu köşeyi takip edenler birden fazla maaş alan memurlar ve diğer kamu görevlilerini gündeme getirdiğimizi hatırlayacaklardır. Ancak, biz memurlar ve diğer kamu görevlilerini gündeme getirdikçe bu kapsama girmeyen büyük bir kesimin aradan sıyrıldığını üzülerek gördük. Bugünkü yazımızda konuyu açıklayarak çözüm önerdiğimizi sunmaya çalışacağız.
Birden çok maaş alma kısıtı sadece memurlar ve diğer kamu görevlileri için
666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 5'inci maddesinin 15/1/2012 tarihinde yürürlüğe giren (s) fıkrası ile memurlar ve diğer kamu görevlilerinden, kurum ve kuruluşların yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu, danışma kurulu üyelikleri ve komisyon, heyet, komite ile benzeri organlarda görev alanlara, kurum içi ve kurum dışı ayrımı yapılmaksızın bu görevlerinden sadece biri için ücret ödenebileceği hüküm altına alınmıştır.
Bu hükmün neleri kapsadığı 162 Seri No'lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği'nde açıklanmıştır. Daha önceki yazılarımızda bu konuyu detaylarıyla açıkladığımız için tekraren açıklamaya ihtiyaç olmadığını düşünüyoruz. Ancak, madde kapsamının oldukça dar olduğu görülecektir.
Seçimle gelenler için birden fazla maaş almada sınır yok
Son günlerde bazı belediye başkanlarının yönetim kurulu başkan ve üyeliklerinden çok yüksek ücretler alması ile birden fazla yerden maaş alması tartışma konusu oluşturmuştur. Hatta bu kadar da olmaz dedirtir noktaya gelmiştir. Bu konularla ilgili olarak Maliye ve Hazine Bakanlığı'nın 08.08.12 tarihli ve 8674 sayılı görüş yazısında kimlerin birden fazla maaş alıp alamayacağı açıklığa kavuşturulmuştur.
Buna göre;
1- İl genel meclisi üyeleri.
2- Büyükşehir belediye meclisi ile belediye meclis üyeleri.
3- Belediye başkanları. İşte tartışma da burada çıkmaktadır.
4- Köy muhtarları.
5- 5355 sayılı Kanun'un 17'nci maddesinin üçüncü ve 18'inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca yapılan ödemeler, geçici olarak görevlendirme dolayısıyla ödendiğinden, bu ödemeler de 631 sayılı KHK'nin anılan 12'nci maddesi kapsamına girmemektedir.
Özellikle bazı belediye başkanları bu konuda sınıfta kalmıştır. Yapılacak bir değişiklikle hem ödenecek ücretlere tavan getirilmeli hem de birden fazla yerden ücret alınmasının önüne geçilmelidir. Tavan olarak da KİT yönetim kurulu üyelerine yapılan ödeme esas alınmalıdır. Yoksa tartışmaların arkası önü alınamaz.
Sonuç olarak bu konuda kapsamlı ve ciddi bir çalışma yapılmasının kaçınılmaz olduğunda fikir birliği oluşmuştur. Milyonlarca asgari ücretlinin çalıştığı bir ülkede vicdanları yaralayacak şekilde alınan yüksek ücretlerin yanında bir de birden fazla yerden yüksek tutarlı yönetim kurulu ücreti alınması iyice rahatsızlık oluşturmaya başlamıştır. Hem bu ücretlere çeki düzen verilmesi hem de bu ücretlere tavan konulması kaçınılmaz hale gelmiştir.
Sendika başkanları için herhangi bir maaş sınırlaması yoktur
Son günlerde sendika başkanlarının aldıkları yüksek maaşlar gündeme gelmişti. Mevzuat cevaz verdiği için sendikabaşkanlarının yüksek maaş almasında hukuki bir sıkıntı yoktur. Hatta denilebilir ki bu sendikaların yetkili organları maaşlarını belirliyor ve genel kurulları da bu maaşları onaylıyorsa sizleri niçin bu kadar ilgilendiriyor? Nitekim sendikatüzüklerinde yöneticilerin ne kadar ücret alacaklarının nasıl belirleneceği açıklanmıştır. Burada herhangi bir kısıtlamaya yer verilmemiştir.
Ancak, basına yansıdığı kadarıyla ücretlerin yüksekliği dikkat çekiyor. Hatta bazı başkanlar tartışmaya başka bir boyut kazandıracağı için aldıkları ücretleri açıklamaktan kaçınıyorlar. Hatta sendika başkanları, genel kurul ücreti yüksek belirlemişse size ne oluyor da diyebilirler.
Ancak, asgari ücretle çalışan bir işçiden her ay için bir günlük ücreti veya bir günlük ücretin yüzde sekseni aidat olarak alınıyorsa bu garibanlar adına yüksek ücretleri sorgulamamız doğal karşılanmalıdır. Bu ücretlere ilaveten başka ödemeler de alınıyorsa işin boyutu değişmektedir. Bu nedenle bu konulara mevzuat değişikliği ile çeki düzen verilmesi gerekmektedir. Hatta sendikalara internet sitelerinde yönetim kurulunun aldığı ücretleri açıklama zorunluluğu getirilmelidir.
Birçok oda başkanının ücreti için de genel bir sınırlama yok
Benzer durumlar oda başkanlıklarında da görülmektedir. Mesela Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu'nda oda başkanlarına ve yönetim kurulu üyelerine ödenecek ücretler belirlenmiştir. Buna görekonfederasyonda genel başkana asgari ücretin on katı net ücret olarak ödenmektedir. Bunun karşılığı ise 2.558,4*10= 25.584 TL'dir.
Yine bu kanunda organ üyelerinin, meslek kuruluşları iştiraklerinden en fazla birinden ücret alabilecekleri belirtilmiştir. Ancak, bu ücret için bir tavan belirlenmemiştir.
Ancak, birçok oda için benzer durum olduğunu söyleyemeyiz. Mesela ziraat odaları için ücretler genel kurul tarafından belirlenmekte ve herhangi bir tavan da bulunmamaktadır.
Merkez birliklerinde tavan ücret uygulaması var mıdır?
Basına yansıdığı kadarıyla zaman zaman merkez birliklerinin genel müdürlerinin veya başkanlarının ücretleri tartışma konusu olmuştur. Gariban esnafın veya çiftçilerin bir araya gelerek oluşturdukları ve kanunla verilen birçok yetkinin/kolaylığın kullanıldığı bu kuruluşların yöneticilerinin çok yüksek ücret almaları izah edilebilecek bir durum değildir.
Merkez birliklerinin ana sözleşmelerinde yönetim kurulu başkan ve üyelerine verilecek ücretlerin genel kurul tarafından belirleneceği ifade edilmekle birlikte burada görev yapan genel müdürlere ne kadar ücret verileceğine ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. Ayrıca, ödenecek ücretlere ilişkin bir tavana da yer verilmediği gibi birden çok ücret alınamayacağına ilişkin de bir sınırlama getirilmemiştir.
Belediye, sendika ve odalarda kullanılan lüks araçlara çeki düzen verilmelidir
Belediye başkanı, sendika başkanı veya oda başkanlarının kullandıkları araçlardan tutun da ücretlerine kadar birçok konunun masaya yatırılarak bu konuda vicdanları teskin edecek hukuki düzenlemeler yapılmalıdır.
Maalesef gelinen noktada belediye, sendika, birlik veya oda başkanlarının/yöneticilerinin lüks araçları vicdanları yaralayacak boyutlara ulaşmıştır. Ben bir sendika başkanıyım ve hesabımı da üyelerime veririm mantığı sağlıklı değildir. Kamunun ve üyelerin sağladığı imkanları kullananların belirli kısıtlamalara tabi olması kaçınılmazdır. Böyle gelmiş böyle gider mantığından hareket edersek, lüks araç yarışı devam edip gider. Elbette hepsini aynı kefeye koymak doğru olmaz. Çünkü bu konularda son derece titiz davrananlar vardır ve buradan bunlara teşekkür ediyoruz. Ancak, basına yansıyan sendika kapısındaki araç konvoylarını da gözardı edemeyiz.
Sonuç ve öneri ya da böyle gelmiş ama böyle gitmemelidir
Görüldüğü üzere, memurlar ve diğer kamu görevlileri için ödenecek ücretlerle ilgili düzenlemelere yer verilmesine rağmen belediyeler, sendikalar, odalar veya birliklerde görev yapan başkan ve üyelere verilecek ücretlere tavan konulmadığı (istisnalar hariç) gibi birden fazla ödeme yapılıp yapılmayacağına ilişkin de net düzenlemelere yer verilmediğini görüyoruz. Dolayısıyla çıkarılacak bir kanunla bu konunun suiistimal edilmesinin önüne geçilmesi gerekmektedir. Bize göre tavan ücret ise en yüksek devlet memuru maaşıdır. Ayrıca, sendika ve odaların internet sayfalarında başkanların ve diğer yöneticilerin aldığı her türlü ücret açıklanmalıdır. Aksi takdirde basında çıkan haberlerin ardı arkası kesilmez ve bizler de "zenginin malı züğürdün çenesini yorar" atasözünü terennüm eder dururuz.
YeniŞafak
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.