Hafta içinde, Perşembe günü bir telefon aldım. Telefonun ucundaki arkadaşım, 20 yıllık üniversite arkadaşımın gözaltına alındığını söylüyordu.

Gerekçe bylock imiş.

Arkadaşımı yakınen tanıdığım için ihtimal dahi vermedim. Biz onunla neler paylaşmamış, nelere göğüs germemiştik ki... Bir yanlışlık olmalıydı.

Telefonda bilgi veren arkadaşıma, konuyu kimin takip ettiğini sordum ve takip eden kişinin iletişim bilgilerini alarak aradım. Ama aradığım kişi de pek fazla bilgi sahibi değildi. Sadece bylock nedeniyle gözaltına alınma olduğunu belirtiyordu. Bu kişiyle bilgi alışverişi sonrasında, Bylcok'tan gözaltına alınan arkadaşımızın FETÖ'cü olmadığına dair tüm delilleri topladık. Facebook paylaşımları, Whatsapp gruplarındaki yazışmalar, diğer dernek bağışları, takıldığı gruplar, abone olduğu gazeteler, yıllardır ödemelerini yaptıkları bankalara dair dekontlar vs..

Arkadaşım Cuma günü hakim karşısına çıktı. Hakim, Bylock kullanan 11 kişinin tutuklanmasına, arkadaşımın ise tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Topladığımız deliller hakim için ikna edici olmuştu...

Cuma gününü arkadaşımda geçirdik, dışarda pek de farkında olmadığımız nimetler için şükrettik.

Cumartesi günü de öğrendik ki, arkadaşım, wifi'sini bir ara başkasına kullandırmış, sorun da burdan kaynaklanmış...

Tabii Devlet, Bylock sistemini yeni yeni çözebildiği için, programı kullanan ile telefon hattı sahibinin farklı olabildiği bu yeni durumların henüz farkına varabiliyor.

Bu hata, çok sık karşılaşılan bir hata değil.

Ancak bir kişi dahi olsa, eğer bu kişi sizin yakın arkadaşınız ise ve FETÖ'cü olmadığından emin olduğunuz birisiyse, ne olur hemen şüphelenmeyin, onu FETÖ'cü olarak damgalamayın.

15 Temmuz gibi şok edici bir sarsıntı ile sarsılan Devletimizin de yanlış yapabileceğini göz önünde bulunduralım.

FETÖ'cü olmadığına emin olduğumuz arkadaşımıza kripto veya muamelesi yapmayalım, yeni bir Adil Öksüz vakasıymış gibi davranmayalım...

Ona ve ailesine yardımcı olmaya çalışalım.

www.memurlar.net