Bimer ve Alo 147 Sorunu

Bimer ve Alo 147 Sorunu

Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri ve Alo 147'den sorunlu Bakanlık Basın Danışmanı Burcu Hanım başta olmak üzere tüm yetkililer bu habere kulak vermelidir. Öğretmenlerimiz ve özelliklede idarecilerimizin moral ve motivasyonunu bozan Alo 147 amacına uygun

Vatandaş ile devlet arasında doğrudan iletişim kanallarının 24 saat açık tutulması amacıyla, Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER), bilişim ve iletişim teknolojileri kullanılarak hayata geçirilen bir halkla ilişkiler uygulamasıdır.

Kısa adı MEBİM olan, MEB iletişim merkezi ALO 147 ise; Bakanlığımızın görev ve sorumluluklarıyla ilgili her türlü; talep, şikâyet, görüş, öneri ihbar ve bilgi edinme ile ilgili müracaatların, etkin ve hızlı bir biçimde sonuçlandırmak amacıyla kurulmuştur.

Yukarıda ki bilgilerden, Vatandaş ile devlet arasındaki iletişim kopukluğuna çare olmak amacı ile oluşturulan kanallar olduğunu söylemek mümkündür.

BİMER’in isabetli ve yerinde bir çalışma olduğuna dair;

Avrupa Komisyonu tarafından; vatandaşlara Yönelik e-Devlet Uygulamaları kategorisinde “İyi Uygulamalar” listesine seçilmesi,

Kâğıt tasarrufuna katkısı nedeniyle TEMA Vakfı tarafından ‘’teşekkür belgesi’’verilmesi gösterilebilir.

Ayrıca; BİMER’in, başta OECD ülkelerinden olmak üzere, uluslar arası platformlarda paylaşılması gereken bir sistem olduğu yönünde talepler olması, bu uygulamanın güzelliğine delalet eden sonuçlarıdır.

Devletimizin yaptığı hizmetleri takdir etmeyi, beğenilmeyeni eleştirmeyi; yapılmasını istediği hizmetler ile ilgili önerilerde bulunmayı, yanlış yapanları ve yapılanları şikâyet etmeyi sağlayan imkânların sunulması kadar, vatandaşları memnun eden bir uygulama olamaz.

Amaçları bakımından; isabetli, güzel ve iyi niyetli bir çalışma olmuştur. Emeği geçenleri tebrik ediyorum.

Ancak; BİMER ve ALO 147 iletişim hattından faydalanma oranı arttıkça, toplum olarak birçok konuda olduğu gibi, kantarın topuzunun kaçırıldığını düşünüyorum.

Bakanlığımızın; Vatandaşlarımıza ‘’Üst düzeyde memnuniyet duyulması’’ anlayışı ile sunulan bu güzel hizmetin, bazen istismar edildiğini görüyorum. Kaş yapalım derken göz çıkarma noktasına geliniyor.

Özellikle şikâyet etme boyutunda; karşıdakilerin kişilik hakları hiçe sayılarak, ceviz kabuğunu doldurmayacak iddia ve isnatlarda bulunulduğu görülmektedir.

Bu durum; telafisi zor, hizmet üretme azmini sekteye uğratan, vicdanlarda tamiri mümkün olmayan yaralar açılmasına yol açmaktadır.

MEB; personel sayısının çokluğu yanında, hizmet veren ve hizmet alan kesimler olarak düşünüldüğünde, milyonlara hitap eden bir bakanlık olduğu görülecektir.

BİMER’i en çok kullanan kitlenin, haliyle MEB ile ilgili olan kesimler olunca; konuyu, eğitim işi ile uğraşanlar cephesinden irdelemeye çalışacağım. Hususiyle okul, öğretmen, yönetici, veli ve öğrencilerimizden bahsedeceğim.

MEB tarafından yapılan hizmetin çok sayıda kişinin ilgi alanında bulunması, doğal olarak bazı sıkıntıların daha fazla yaşanmasına sebep olmaktadır.

Ancak; “tabii sorunlar’’ bazen o kadar abartılıyor ki, işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Hizmet verenler ile hizmet alanlar arasında güvensizliğin hâkim olmasına, hizmet edenlerin adeta gizli kamera ile kontrol edildiği hissine kapılmasına dolayısıyla hizmet kalitesinin düşmesine sebep olunuyor.

Başvuruların hiçbir filtreleme yapmadan işleme konulması sonucunda;

BİMER ile ilgili ilk bölümlerde yer verdiğim ödülleri gölgelercesine;

1-Kamu kaynağının ve personelinin gereksiz kullanılmasına,

2-Hakkında işlem başlatılan kişinin mağdur edilmesine,

3-Müdahale edemeyen, ettiği zaman suçlanan birisi olma riski nedeniyle ‘’neme lazımcı ’’ bir anlayışın hâkim olmasına,

Daha da önemlisi; idareci, öğretmen, veli ve öğrenci arasında, güvensizliğin doğmasına, saygı, sevgi ve olumlu kurum kültürünün anlayışının tedricen ortadan kalkmasına, her an şikâyet edilme riskinin taşınmasına sebep olmaktadır.

Ne yazık ki; sacayağının ayaklarında ciddi olarak aksamalar başlamıştır.

O halde yapılması gereken şey nedir?

BİMER ve ALO 147’ye ulaşan konularla ilgili, müracaatı alan ilgili kişilerin konuyu enine boyuna değerlendirmesi, süzgeçten geçirmesi gerekir. İletilen konularda;

Kişilerin veya kurumların mağduriyeti, kamuyu ve kamu kaynaklarını ilgilendiren bir husus ve iddiaların somut verilere(kişi, yer, zaman, belge vs.) dayanmış olması halinde, işlem yapılması için ilgili birime gönderilmesi daha uygun olacaktır.

Müracaatların esaslı bir filtrelemeden geçirilmesi halinde; sistemin amacı doğrultusunda çalışması sağlanacaktır.

Velilerimize de bilinen bir fıkra ile birkaç kelam etmek istiyorum.

Merhum Nasreddin Hoca'nın bir fıkrasının günümüze uyarlanmış halinde;

Eve hırsız girer. Yükte hafif, ederde pahalı ne varsa alır gider. Duyan komşular gelir. Her kafadan bir ses çıkar. Konuşmaların tamamı ev sahibinin alması gereken önlemler üzerinde yoğunlaşır. Nasreddin Hoca, konuşmalara artık dayanamaz. Suçlama noktasına gelinmesine patlar. ‘’Bre komşular, hep beni suçluyorsunuz. Hiç mi hırsızın suçu yok ‘’der. Yorumu okuyucularıma bırakıyorum.

Son söz olarak;

İnsanoğlu yapısı gereği hikmeti kendisinde; kötü olanları de çevresinden bilir. Bir türlü karşısındakinin yerine kendisini koyarak düşünmez. Hep karşı tarafı suçlar.

Çocuğunuz için özveride bulunarak, emek sarf eden, fedakârca çaba gösteren okul idareci ve öğretmenlerini şikâyet ederken; iddianızda yanılıyor olamaz mısınız? Yanlış yorumlayamaz mısınız? Çocuğunuz veya siz haksız olamaz mısınız?

Okul yöneticilerinin ve öğretmenlerinin de, programlanmış birer robot olmadıklarını, etten kemikten insan olduğunu unutmayalım.

Hizmet üretilen yerde, hata mutlaka yapılacaktır. Hatasızlık meleklere mahsus bir durumdur. Önemli olan bu hatanın devamlılığı, kastı, sebebi üzerinde öncelikle durmak gerekir. İlgili kişi ya da kişilerle ile görüşmek, konuşmak ve mahallinde sorunları aşmak en tabii ve güzel olanıdır. ‘’Şikâyet’’ son çare olmalıdır.

Her davranışında; eğitimci arkadaşlarımızı (affınıza sığınarak) ‘’günah keçisi’’ yapmak, faydadan çok zarar getirir. Tüm zamanların en fedakârları olan, yeri ve önemi hiçbir zaman değişmeyen öğretmenlerimizdir. Bu fedakârlığı göz ardı etmeden,takdir etmek eğitim sistemimize yapılabilecek en büyük destek olacaktır.

Himmet YÜCELDİ

İl Eğitim Denetmeni
Karabük Denetmen Başk.

Karabük Eğitim Denetmenleri Bşk.Yrd
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum