Tv8´de Ankara Temsilcisi Erkan Tan´ın hazırlayıp sunduğu Erkan Tan ile Başkent´ten programına bugün, AK Parti Grup Başkanvekili ve Samsun Milletvekili Suat Kılıç konuk oldu. Balyoz tutuklamalarına, Torba Kanunu´na ve bedelli askerliğe yönelik önemli açıklamalarda bulundu.

Suat Kılıç özetle şunları söyledi:

"Bazı konular vardır ki Cumhuriyetin kurumlarının birlikte karar vermesi gerekir. Bedelli askerlik konusunda şu an Türkiye´de adım atmaya yönelik hazırlık yapılabilir bir noktada değiliz. Dolayısı ile bedelli askerliği bekleyenlere benim tavsiyem; mümkün olan en kısa sürede askerlik görevini yerine getirmeleridir. Şu an bir bedelli askerlik takvimi açıklayabilecek durumda değiliz ve buna yönelik de bir çalışma elimizde mevcut değil" diye konuştu."   

ERBAKAN AFFINI NASIL BUNA KATTILAR  

Necmettin Erbakan´ın kayıp trilyon davasının, Torba Kanunu´nda yapılandırılması eleştirilerine Kılıç şu sözler ile cevap verdi:

"Torba Kanunu Cumartesi´yi Pazar´a bağlayan gece kanunlaştı. ´Erbakan´a af var mı?´ haberlerini görünce bizler de şaşkınlık yaşadık. Okuduğu kanunu anlamaktan aciz olan, kasten yanış aktarmak isteyen bir siyasi kesim var. Başarılı da oldular.

Necmettin Erbakan´ın kayıp trilyon davasında, faizleri ile beraber biriken 12.5 milyon TL borcu var. 12,5 milyon TL´yi affeden bir düzenleme yok. Bu durumun Torba Kanunu kapsamında yapılandırılması söz konusu değil. Devlet ya da devletin bağlı olduğu kurumların; borçları, alacakları yeniden yapılandırılıyor.

Siyasi partilerin kapatılması sırasında ortaya çıkan borçları yapılandırmamak söz konusu olamaz yararlanacaklarını, müracaat yapılmadıkça bilebilmek mümkün değil."

Darbe senaryolarının olması bizleri kulaklarımıza kadar kızartıyor!

Balyoz tutuklamalarına yönelik olarak, ´Herkesi rahat bırakın. Ak ile kara ortaya çıksın´ diyen Kılıç şunları söyledi:

"Türkiye´de yargı iyi bir icraatın altına imza attığında, hükümeti kimse alkışlamıyor. Ama yargı olumsuz bir durum yarattığında hükümet suçlanıyor. Balyoz duruşmalarına bakan mahkeme heyetinin kararını izah etmek durumunda değiliz. Yargı bağımsız olmalıdır. TBMM´den, yürütme organından bağımsız olmalıdır.

Tutuklamam kararlarının hükümet ile Başbakan ile alakası yoktur. Peki biz ne düşünüyoruz? ´Türkiye´de darbe senaryolarının olmasından utanıyoruz, kulaklarımıza kadar kızarıyoruz. Milliyetçilik, ulusalcılık kavramları savunularak, darbeci zihniyet oluşturuyorlar. Bu senaryolara çanak tutan sivilleri ayıplıyorum. Tutuklular arasında beraat edecek olanlar var. Savcıların, yargıçların üzerine gitmenin anlamı yok. Rahat bırakın. Ak ile kara ortaya çıksın."

Bu başlıkları atanlar çalışan devlet adamlarına alışmamışlar

Habertürk Gazetesinin manşetinde yer alan, ´Cumhurbaşkanı´nın jet onaması´ haberine yönelik Suat Kılıç şu açıklamalarda bulundu.

"Bu başlıkları atanlar zannediyorlar ki; bu kanun TBMM´de yasalaştıktan sonra Çankaya Köşk´üne gider, Cumhurbaşkanı o tarihten sonra o kanunu incelemeye alır, hukukçularını görevlendirir. TBMM´ye intikal eden her kanun tasarısı meclisin internet sitesine yerleştirilir. Sorumlu bir Cumhurbaşkanı o tasarıyı hemen internet sitesinden aldırır, hukukçularına inceletir. Reformların hayata geçmemesi yatan devlet adamlarına yöneliktir. Bunlar alışmamışlar çalışan devlet adamlarına. TBMM´den çıkan, sorunlar yaşanmasın diye çıkan kanunu tabii ki onaylayacak Cumhurbaşkanı."
  
Adalet Saraylarının önüne heykelleri dikilirdi…

Kılıç; Yargıtay ve Danıştay´da daire sayılırının, üye sayılarının arttırılması ile ilgili şu sözleri kaydetti:

"Mehmet Moğoltay, Hikmet Sami Türk ya da İlhan Cihaner daire ve üye sayılarını arttırsa idi başsavcılar adalet saraylarının önüne heykellerini dikerlerdi. Karalasalar bile, biz yargıyı düzlüğe çıkartmak için çalışmaya devam edeceğiz. Yapılan ayıbın maliyeti de, kendilerine geri dönecektir."

Seçimden önce herkes anayasal düşüncelerini ifade etsin istiyoruz!

"ABD´de başkanlık sistemi var; ama Obama´nın padişah olduğunu duymadım. Bugünün dünyasında demokrasiden geri adım atabilmek mümkün değildir. Yasama, yürütme, yargı yani 3 erk birbirinden bağımsız çalışmalarını sürdürür" diyerek yeni anayasaya yönelik şu sözleri kaydetti:

" Seçimden sonra yeni bir anayasayı Türkiye´nin tartışmasını istiyoruz. Hatta seçimden önce olsun istiyoruz. Herkes anayasal düşüncelerini ifade etsin. Ona göre bir seçim gerçekleşsin."

Terörist başı ile pazarlık yapan DSP-MHP koalisyon hükümetidir!

" MHP´liler yüzde 10´luk ülke barajının üstüne çıkmak için yalan söylüyorlar. Bir muhalefet partisinin çaresizliğe düşmesinden hicap duyuyorum. Terörist ile pazarlık eden, DSP-MHP koalisyon hükümetidir. Pazarlığın adı; idam dosyasını başbakanlıkta bekletilecek ve TBMM´ye gitmeyecektir.

Örgütüne talimat ver askere kurşun sıkmasın, eylemsizlik süreci yaşansın. Bu pazarlığın altında Ecevit´in, Mesut Yılmaz´ın ve Devlet Bahçeli´nin imzası var. Utanmadan hala konuştuklarına göre ´yüz´ sorunu var demektir. Biz iddia ettiğimiz protokolün belgesini ortaya koyuyoruz. Belge üzerinden konuşuyoruz.

Türkiye´nin Başbakanı´nı terörist başı ile pazarlık yapıyor durumuna sokmak çirkindir. Türkiye´de; eğitimde, kamu kurumlarında 2 dilli, 2 bayraklı bir hayat olmayacaktır. Bunlar MHP´lilerin baraj aşma kaygılarının ürünüdür."

MHP´de ses var görüntü yok!

"Biz bu kadar hastaneleri, adalet saraylarının, duble yolları, eğitimdeki reformları, babamızın evinden getirdiğimiz para ile yapmadık. Elbette ki bu ülkenin kaynakları ile yaptık. O MHP´liler şuna cevap versinler: 3.5 sene iktidarda kaldılar, saydıklarımın ne kadarını yaptılar.

Bedelsiz sağlık hizmeti, kitap verebildiler mi?, IMF´den kaç para borç aldılar, o parayı ne yaptılar? Konuşmak kolay. Yaptıkları bir şey yok. Biz bu devletin kaynaklarını kullandık. Duble yollara, hızlı trene o paraları harcamadıklarını biliyoruz. O MHP´li, üst yönetimini kast ederek söylüyorum ´milliyetçi´ arkadaşlara sesleniyorum, IMF´ye 24 milyar dolar borç yapmak mı milliyetçilik?." 

Rotahaber