CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 2010 yılında erken seçim olabileceğine yönelik öngörüsünü seslendirmeye devam ederken, ilk kez iktidar partisi AKP'nin düştüğü oy oranı için de somut bir rakam verdi: 20 plus. (20 artı) Partisinin grup toplantısının ardından TBMM'de bazı milletvekilleri ve gazetecilerle sohbet eden Baykal, şu değerlendirmeleri yaptı:

Seçim umuttur: Erken seçim bizim sistemimizde bir umuttur. Bir çıkış kapısıdır. Aynı zamanda da Türkiye için bir kurtuluştur. Bu yönetimden, bu anlayıştan, bu tarzdan ve sosyolojik tahribattan kurtuluştur. Biz de CHP olarak demokratik sistemin işlemesi, sağlıklı olarak geleceğe taşınması açısından o umudu (erken seçimi) muhafaza ediyoruz. Millet kararını aldı ve bunu uygulayabilmek için özlemle seçimi bekliyor.

Karamanlis örneği: AKP ikinci dönem sendromunu yaşıyorlar. Şartlar bunları seçime zorlayacaktır. Ben 'seçim zamanında olur' diyenlerdendim. Ama artık gelinen noktada erken seçim sürecine girildi. Öyle bir nokta gelir ki, kendi iradeleriyle seçime gitmek de isteyebilirler. O noktada bir erken genel seçimi kendileri açısından da bir fırsat olarak görebilirler. Yaşanan düşüşü önlemek için, ya da belirli bir noktada tutmak için tarihi erkene alabilir. Tarihte böyle yapmak isteyenler olmuştur ama önleyemezler. Son olarak Karamanlis Yunanistan'da bunu yaptı ama başarılı olamadı.

Oyları yüzde 20'lerde: Bu öyle bir süreçtir ki, dillendirmeye başlağınız anda 'ya bunların iktidar olma umudu kalmamış, iflas etmişler, bir daha iktidar olma gibi bir durumları da yok' gibi algılanır ve düşme hedefinin de altına gerilerler. Kriz, açılım ve diğer sosyo-ekonomik sebeplerle bunlar gidecekler.
Ekonomik krizin yansımaları ve Kürt açılımının tahribatı bu seçime yansıyacak. Son krizde bir milyon kişi var olan işini kaybetti. İşçiler ayakta. Bütün bunların sonucunda oylarının 20'li rakamlarda olacağı ortaya çıktı. 20 plus (Artı) yani.

Baykal, CHP grubundaysa şunları dedi:

Görülmemiş kaos: Görülmemiş bir kaos ortamı oluştu. Devletin en önemli kurumlarının çatıştığı görüntüsü ortaya çıktı. Asker askere, asker sivile suikast yapacak iddiaları var, emniyet istihbaratı basıyor çatışmanın eşiğinden dönülüyor. Yargıçlar hedef, askerler hedef. Telefon dinlemeleri çığırından çıkmış. Savcılar dinleniyor. Bütün bu yaşananların temelinde Ergenekon davası var. Her geçen gün buna olan inancım artıyor. Böyle bir manzara olamaz. Yılbaşında bir taraftan Tekel işçilerini, diğer taraftan da Ergenekon'dan haksız yere yatanları, çoluk çocuklarından ayrı olmalarını düşündüm.

TSK'ya soruşturma: Arınç'a suikast iddiası olarak başladı, TSK'ya soruşturmaya döndü.  Kozmik soruşturma Arınç'ın intiharı ile başlayan bir süreç (Baykal'ın dili sürçtü) Arınç'a suikast iddiasıyla başlayan bir süreç. Gözaltına alınan subaylar serbest bırakılıyor. Daha sonra hâkim takip edildiğini düşenerek ihbarda bulunuyor. Bazı askerler yine gözaltına alınıyor. Onlarında marangoz aşçı oldukları anlaşılıyor ve serbest bırakılıyor. Kozmik soruşturmanın içinden kozmik patates çıkıyor. İbret alınacak bir manzara.

Çomak soktukları TSK: TSK'ya karşı yıldırma, sindirme, vesayet altına alma politikası götürülüyor. Bu, Türkiye'yi, AKP'nin, Başbakan'ın hegemonyası altına alma projesidir. Bu sürecin bir noktasında millet olaya el koyacaktır ve bu gidişata  'dur' diyecektir. Arınç, 'arı kovanına çomak soktuk' diyor. Kovan TSK... Genelkurmay Başkanı 'TSK'ye karşı asimetrik, psikolojik savaş var' diyor. Bunun arkasında hükümetin kendisi var. Saldırı da hükümetin bilgisi ve himayesi altında yapılıyor. (Radikal)