Başbakan Yıldırım: Çözüm mözüm yok kardeşim
Başbakan Binali Yıldırım, Yüksekova'da yaptığı konuşmada, "Çözüm mözüm yok kardeşim. Çözümü bu alçak örgütlerin defolup gitmesidir" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Yüksekova'da yaptığı konuşmada, "Çözüm mözüm yok kardeşim. Çözümü bu alçak örgütlerin defolup gitmesidir" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, düzenlenen törenle Esendere Gümrük Kapısı açılışını yaptı.
Başbakan Binali Yıldırım, Hakkari'nin Yüksekova ilçesindeki temasları kapsamında Esendere Gümrük Kapısı açılış törenine katılarak konuşma yaptı. Başbakan Yıldırım, "Bugün aslında çok yoğun bir programımız vardı. Önce Şırnak'a gittik, sonra Yüksekova'ya geldik. Şimdi de buradayız. Yüksekova'da ve Şırnak'ta çok coşkulu, çok güzel bir program yaptık, açılışlar yaptık, temel atmalar yaptık. Hatırlayın bu bölgelerde çok yakın geçmişte acılar yaşandı, hendekler kazıldı, binalar tarumar edildi, yerle bir edildi, insanlar evlerinden barklarından oldular. Masum insanlar katledildi. Askerimize, polisimize, jandarmamıza, kurucumuza teröristler alçakça saldırdılar. Şehitlerimiz oldu, gazilerimiz oldu. Şimdi Allah'a şükür şehirlerde de, kırlarda da, dağda bayırda da Türkiye Cumhuriyeti'nin ay yıldızlı bayrağı her yerde dalgalanıyor ve devlet 780 bin kilometrekare vatan toprağının her köşesine hakim. Terörün bu acımasız yüzünün özellikle bölgede yaşayan vatandaşlarımız görmüşler ve bu baskıdan, bu zulümden kurtulmuş olmanın mutluluğu yüzlerinden okunuyor. Bugün bunu gördük. Şırnak'ta bunu gördük. Yüksekova'da Bunu gördük. Bingöl'de Muş'ta, Siirt'te, Van'da ve Diyarbakır'da gittiğimiz bütün bölgeye illerinde bunu gördük. Amacımız bundan böyle artık devletimizle, bayrağımızla, milletimiz arasına alçakların girmemesidir. Terör örgütlerinin aramızdan çıkması defolup bu ülkeden gitmeleridir"dedi.
"ÇÖZÜM MÖZÜM YOK KARDEŞİM"
Açıkçası konuşacak çok şeyin olduğunu ifade eden Başbakan Yıldırım, "Biz mevzuya gelelim. Asıl mevzuya gelelim. Tamam kapı yapıldı çok güzel ama şimdilik kurtarmıyor. Masraf iradı karşılamıyor anladık. Ama sabredeceğiz, bekleyeceğiz sonunda işler düzelecek. Günbegün düzeliyor nereden anlıyoruz. Şırnak tarihinde böyle bir kalabalık görmedi. Zorla gelme değil, akın akın elinde bayrak kahrolsun PKK diye sokaklarda bağırıyor. PKK'nın yuvalandığı vakti ile bu topraklarda bağırıyor. Vatandaşımız yanlışı ve doğruyu gördü. Geleceğin nerede olduğunu gördü. Asla bir daha o günleri dönülmeyecek buradan söylüyorum. Çözüm mözüm yok kardeşim. Çözümü bu alçak örgütlerin defolup gitmesidir. Gidecekler hiç başka yolu yok milletin geleceğini karartmaya asla bunların gücü yetmeyecek, izinde vermeyeceğiz" dedi.
Maalesef içeride değil dışarıda da sorunların var olduğunun altını çizen Başbakan Yıldırım, "Aslında içerideki sorunların kaynağı biraz da dışarıda. Suriye, Irak nerede neler olduğunu görüyorsunuz. İşte Irak'ta durup dururken Türkmen yurdu Kerkük'te Kuzey Irak Kürt yönetimi bayrağı çekildi. Ne gereği var kardeşim. Niye durup dururken sorun çıkarıyorsun. Kerkük'ün statüsü belli. Orada oldu bitti ile burada oldu bitti ile oradaki yaşayanların yerinden yurdundan edeceksin, kayıtlarını değiştireceksin. Efendim sonra da oldu bitti ile Kerkük'ü ilhak edeceksin. Yok böyle bir şey. Yetmedi Parlamento kararı alıp Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetimine bağlayacaksın. Türkiye bu işe olur vermez. Rıza göstermez. Nitekim Türkiye Irak Anayasası, Irak'ın toprak bütünlüğü ve Kerkük'ün müktesebatı dikkate alınarak kim adım atacaksa dikkatli atsın. Net tavrımızı koyduk. Nasıl Suriye'den ülkemize geliyor füzelleri atıyorlarsa, roketler atıyorlarsa orada güvenli alanları oluşturduk ve oraya şimdi Suriyeli mültecileri yerleştirdik. Türkiye'yi tehdit edecek gÜvenligine vatandaşlarına hudutlarına gelebilecek her türlü tehdidi ister içeriden ister dışarıdan olsun var olması durumunda kimseden icazet almamıza luzum yok, o zama gereğini yaparız. Bu kadar net" şeklinde konuştu.
"ZALİM SURİYE REJİMİ BUNUN HESABINI VERMELİDİR"
İdlib'te yaşanan vahşete değinen Başbakan Yıldırım, "Bakın 2 gün önce İdlib'de bir vecahat yaşandı. İnsanlığın artık bittiği bir iş yaşandı. Kimyasal bombalarla yüz kadar çoğu katledildi. O çocukların yüzlerini, o çocukların gözlerini, o çocukların hallerini gören bu işin musebbibleri hesap vermeyecekmi? Elbette verecek. Sadece ahirette değil bu dünyada da bu zalimlerin bu katillerin mutlaka hesabını vermesi lazım. Birleşmiş Milletler'in işi bu. Kimyasal silah kullanmak suçtur, insanlık suçudur ve bunun kararını verenler mutlaka bu rejim zalim Suriye rejimi bunun hesabını vermelidir. Bununla kalmamalıdır. Eğer Birleşmiş Milletler güven kazanmaya, güvenini itibarını arttırmak istiyorsa burada, Suriye'de başka bölgelerde nerede kimyasal silah varsa tetkik edip, tespit edip imha etmeli. Bununla ilgili çalışmaları mutlaka yapmalı. Bu sabah Amerika Birleşik Devletleri bu insanlık olayına, bu alçak saldırıya karşı verdiği cevap bir anlamda dünya kamuoyundaki infiali biraz sakinlestiştirmiştir ve rejimin Humus'taki üssüne Amerika'nın yaptığı füze saldırısı cevap olmuş. Türkiye olarak biz bu cevabı destekliyoruz, olumlu karşılıyoruz ancak olay bununla sınırlı kalkmamalıdır. Suriye'de 6 yıldan beri devam eden bu vahşet artık sona ermeli ve kalıcı siyasi çözüm Cenevre süreci işletilerek tamamlanmalıdır. Bakın bu olaydan sonra yine Türkiye'ye doğru geçişler başladı. Türkiye bu konularda hiç hesap kitap yapmadan tarihi geçmişine geleneklerini inançlarına uygun olarak hayatını kurtarmak için yerinden yurdundan çıkmak zorunda olan kardeşlerine hep kucak açmıştı. Hep onları bağrına bastı. Bu sefer tabii ki Türkiye'nin bir kapasitesi var. Türkiye'nin de bir yapabileceği imkanlar belli. Bu sefer yeni göç dalgasında şu gerçek bir daha ortaya çıkmıştır. Suriye'nin kuzeyinde mutlaka güvenli bir bölgeye oluşturulmalı ve burada savaştan kaçan, ateşten kaçan Suriyeliler güvenlik altına alınmalı. Bu konuda uluslararası camiaya teklifimizi yeniliyoruz. Bununla ilgili kendi kapasitemizi, hazırlıklarımızı da yapıyoruz" şeklinde konuştu.
"HAZİRAN AYINDA KARS, TİFLİS, BAKÜ DEMİR İPEKYOLU ÇALIŞMAYA BAŞLAYACAK"
Başbakan Yıldırım, "Bu gün resmi açılışını yaptığımız bu Esendere Gümrük Kapısı doğrusu ülkemizin doğusunda İran'da üçüncü kapımız oldu. Bu gün istediğimiz seviyede olmamakla birlikte gelecek yıllarda burada daha güvenlikle ilgili her türlü sorun ortadan kalktığında çok daha verimli çalışacak. Türkiye'nin komşuları ile ihracatı, ithalatçı kısacası ticareti artacak. Bu sene İran'dan beklenenin üzerinde ziyaretçi vardı. İlk iki ayında 232 bin İran'dan ziyaretçimiz geldi. İran'da Türk girişimcilerimizin ciddi ticari faaliyetleri vardır yeni girişimcilere de şuanda faaliyet göstereceklere de desteğimiz devam edecek. Gümrük uygulamalarında birçok yenilikler yaptık. Bu bağlamda İpekyolu hattını tekrar canlandırıyoruz. Biliyorsunuz Haziran ayında Kars, Tiflis, Bakü demiryolu çalışmaya başlayacak. Böylece ta Çin'den Pekin'e kadar modern demir İpekyolu devreye girecek. Bölgede cazibe merkezleri ile üretimin artması ile gümrük kapılarımız daha canlı hale gelecek, ticaretimiz çok daha artmış olacak. Bunu başarabilmenin yolu dediğim gibi güvenlik huzur ve istikrarın sağlanması" dedi.
"BU SİSTEM ERDOĞAN İÇİN DEĞİL, HER DOĞAN İÇİNDİR"
Bunu son 14 yılda AK Parti iktidarı büyük bir oranda huzuru başarmış durumda olduğunu ifade eden Başbakan Yıldırım, "Ancak geçmiş tarihimize baktığımızda bir dönem kazanmışız bir dönem kaybetmişiz. 50-60 arası kazanmış, 60-80'e kadar kazandığımızı kaybettik. 80-90 arası kazanmışız rahmetli Özal dönemi 90'da 2 bine kadar kazananlar gitmiş. 2001 gelmiş AK Parti Recep Tayyip Erdoğan dönemi kazanmaya devam etmişiz. Nasıl kazanmışsın tek parti, güçlü iktidarlar da büyüme oranımız yüzde 6'ya yaklaşmış. Zayıf iktidarlarda, parçalı iktidarlarda vesayetin, darbelerin, müdahalelerin devreye girdiği tarih zaman dilimlerinde de büyüme bunun yarısına inmiş. Yüzde 2.9'a inmiştir. Nasıl olacak, kazandık, sonra kaybettik, tekrar kazandık yerimizde saydık. Öyle bir yere varamayız. Onun için ne yapmamız lazım. İstikrarı güçlü iktidarı garanti altına almamız lazım. Vesayetleri ortadan çıkarmamız lazım. Garantili hukümet sistemi. 16 Nisan'da garantili hükümet sistemini devreye sokacağız. 16 Nisan'da istikrar için, İstikbal için, güçlü Türkiye için, güçlü ekonomi için, kalkınma için "Evet" Allah sizden razı olsun. Bu işin özeti belli mevcut sistem seçimle iktidar getirmiyor, sadece seçim yapıyorsunuz. Ondan sonrası başka işler işin içine giriyor. Biz de diyoruz ki kardeşim seçimi yaptık gözümüzün önünde kim memleketi yönetecek o belli olsun. Sandık kapansın, açılsın oylar sayılsın filanca 5 yıllığına ülkeyi yönetecek. Olay bu. Öyle değil mi. Burada 2't var. 3't yok. İki dönem çalışacak üçüncü istiyorum dersen yok efendim. 5 yıl seçtin işleri iyi yaptın hadi bir 5 yıl daha ondan sonra kusura bakma kardeşim değişecek. Çünkü doğan çocuk 10 yaşına geliyor, 15'ine geliyor aynı adamları görüyor. Biz iktidara geldiğimizde doğan çocuk bugün 15 yaşında. Bunlardan başka kimse yok mu diyor. Hep bunlarlamı yönetileceğiz diyorlar. Kişiler değil sistem geliyor sistem. Bu sistem Erdoğan için değil her doğan için arkadaşlar. Bu kadar net. Sistemin özelliği efendim tek adam bilmem ne bunlar boş laflar. Milletin patronu olduğu yerde tek adam olur mu. Yetkiyi millet veriyor. Sandıkta güven oyunu bu millet veriyor. 5 yıllığına çalış diyor nasıl tek adam olacak. Padişahlık mı var. Demokrasi Cumhuriyet milletin iradesi ondan daha önemli bir güç varmı. Dolayısıyla arkadaşlar İnşallah yarınımız bugünden daha iyi olacak. Hiç endişe etmeyin" dedi.
"BİZ YOLLARI BÖLDÜK, MİLLETİ BİRLEŞTİRDİK"
Hayırcılara değinen Başbakan Yıldırım, "Şimdi bizim hayırcı arkadaşlar diyor ki uçağım olsun ama havaalanı istemiyorum. En son model arabamız olsun ama otoyola luzum yok, bölünmüş yolda istemiyoruz. Nasıl olacak kardeşim. Biz yolları yaptık, yolları böldük milleti birleştirdik. Yolları yaptık gönülleri birleştirdik. Yolları böleriz ama Türkiye'yi böldürtmeyiz. Bunu herkes kafasına koysun. Yapamadığımız bir yol var o da Anayasa yolu. Anayasa yolu bizi aşıyor. Bu yolu millet yapacak, çok şeritli geniş bir yol yapacaksınız. Durmadan kasislere takılmadan engellere takılmadan daima ileri tamammı" dedi.
"BU KAPILAR OLMASAYDI BİZ TİCARETİMİZİ, İHRACATIMIZI 36 MİLYARDAN 143 MİLYARA ÇIKARAMAZDIK"
Başbakan Yıldırım, "Bu eserin yapılmasında emeği geçen herkese başta Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı olmak üzere bütün bütün oda ve borsa başkanlarımıza, emeği geçen herkese Gümrük Ticaret Bakanımıza ve ekibine teşekkür ediyorum. Bu kapılar olmasaydı biz ticaretimizi, ihracatımızı 36 milyardan 143 milyara çıkaramazdık. Bu yollar olmasaydı demiryolları, havalimanları olmasaydı bu işleri başaramazdık. Bunlar çalışmakla oluyor. Leyleğin ömrü laklakla geçer. Çalışacaksın kardeşim az laf çok iş. Laf üstüne laf değil, taş üstüne taş koyacaksın. Memlekete, millete bu lazım. Allah'a şükür 15 yıldır başta Cumhurbaşkanımız başımızda olmak üzere memleketimizin yüzünü güldürmek, itibarını artırmak, insanımızın hayatını kolaylaştırmak, yaşam standardını geliştirmek, sağlık sistemini, eğitim sistemini, ulaştırması, sosyal devlet anlayışını geliştirmek için demokrasisini geliştirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bir yandan çalışıyoruz bir yandan da engelleri aşıyoruz. Bu günlere engellilik koşuluyla geldik arkadaşlar. 16 Nisan dan sonra engelsiz koşu ile gideceğiz. işin sahibi millet, millet yetkiyi verecek yürüyeceksin, millet dur diyecek duracaksın başka kimseyi tanımam. Allah razı olsun. Teşekkür ediyorum emeği geçenlere tekrar teşekkür ediyorum hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum" şeklinde sözlerini tamamladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.