Bakanlık, yurtdışında çocuk evleri kuracak
Aile Bakanı İslam, yurtdışında zorla ailelerinden alınarak Hristiyan ailelere verilen Türk çocukları için hazırlanan projeyi anlattı. Ailelerinden alınan Türk çocuklarının kalacağı çocuk evleri kurulacak. Pilot uygulama 2015 başında Almanya'da başlayacak.
NEŞE SARIDOĞAN
AİLE ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, yurtdışında ailelerinden alınan Türk çocuklarının yabancı ailelere verilmesine son verecek bir çalışma için harekete geçti. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, anlattığı proje ile yurtdışında yaşayan ve çeşitli nedenlerle ailelerinden alınıp gençlik daireleri ya da yabancı ailelere verilen çocuklar için yurtdışında çocuk evleri açmayı planladıklarını açıkladı.
- Bakanlığa gelen eleştiriler arasında, daha çok kadın konularını ön plana çıkardığınız, aileyi biraz ötekileştirdiğiniz eleştirileri yer alıyor. Aile biraz ötekileştiriliyor mu?
Aile kurumu zayıflamış parçalanmış olan toplumlar kendi niteliklerini, değerlerini kaybederler. Bakanlık olarak sunduğumuz tüm hizmetlerin ailenin dağılması ya da zayıflaması sonucu ortaya çıkan boşlukları dolduran hizmetler olduğunu görüyoruz. Kadın, çocuk, engelli, yaşlı sorunları aileden bağımsız nasıl tanımlanabilir? Bu yüzden politikalarımızın tamamını bir aile politikası olarak değerlendiriyoruz.
-Aile merkezli politikalarınızın geçmişinden söz eder misiniz, yeni adımlarınız var mı?
Aile politikalarımızın geçmişi aslında 1990'lı yılında Cemil Çiçek tarafından kurulan Aile Araştırma Kurumuna kadar uzanır. AK Parti iktidara gelince bu kurum Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın özel ilgisiyle o günkü bakanımız Güldal Akşit tarafından yeniden yapılandırıldı ve aile politikaları hükümet politikaları haline geldi. Ardından Nimet Baş, ve Aliye Kavaf bakanlarımız döneminde önemli katkı ve birikimler oluştu.
ASDEP sorun çözecek
AK Parti hükümetleri ailenin insan hayatındaki önemini fark ettikleri için sosyal politikalarını geliştirip yaygınlaştırdılar. Fatma Şahin de bütün bu alanları aile temelli olarak yeniden değerlendirdi ve farklı süreçler başlattı. Aileyle ilgili yaptığımız bütün çalışmalarda bu arkadaşlarımızın emeği ve bize kazandırdığı bakış açısı var. Yaptığımız her işte, attığımız her adımda kendilerini şükranla yad ediyoruz. Aile Destek Sistemi (ASDEP ) adıyla öne çıkardığımız bir sistemimiz var. Bu da aileyi destekleyecek, birebir hanelere ulaşarak, o hanedeki sorunları çözecek bir sosyal hizmet ve dayanışma programı.
Pilot uygulama 2015'te
İlk etapta ulaşmamız gereken 5 milyon kadar aile var. Pilot uygulamalarımız sona ermek üzere, İnşallah 2015'in ilk aylarında uygulamaya geçeceğimizi düşünüyoruz.
Yurtdışındaki Türklerin ailesel, bireysel, sosyal sorunlarını çözebilmek için de bir çalışma başlattık. Proje hazır, pilot uygulamaya geçmek için gerekli izinleri almakla uğraşıyoruz bugünlerde. Yurtdışında yaşayan ailelerimizden alınan çocuklar var. Bu çocukların verildiği sosyal hizmet kurumlarıyla, koruyucu ailelerle veya çocukların kültürel ve dini temellerinden uzaklaştırıldıklarıyla ilgili bazı endişeler var. Yine yurtdışında yaşlılarımızın, engellilerimizin ve kadınlarımızın yaşadığı birtakım sorunlar olduğunu biliyoruz. Bu tür sorunların çözümüyle ilgili profesyonel yardım hizmeti sunmayı planlıyoruz. Çalışmanın esası bu.
İlk büro Almanya'da
Türklerin yoğun yaşadığı Almanya'da Konsolosluklarımız bünyesinde ilk temsilciliklerimizi açacağız. İlgili ülkede yaşayan tercihen Türk kökenli yerel uzmanlarla çalışacağız. O ülkenin muhatap kuruluşlarıyla işbirliği halinde proje yapıp uygulayacağız. Bunu da 2015'in ilk aylarında uygulamayı planlıyoruz.
Bölge kadınları gözyaşına dur dedi
-Çözüm süreci ve ilk kez Diyarbakır'da çocukları dağa giden annelerin eylemi, bu tabloyu nasıl okuyorsunuz?
Bölge kadınları, 'Anneler ağlamasın' ve 'evladım dağa çıkmasın' cümleleriyle kendilerini ifade ederek son derece insani bir talebi dile getiriyorlar. Hükümetimizin öncülüğünde başlatılan çözüm sürecinin bütün bu insani taleplerin ilacı olacağını düşünüyorum. Bu süreç gücünü milletten alıyor ve millet adına millet için yetkisini kullanan bir irade tarafından hükümet ve devlet tarafından kararlılıkla yürütülüyor. Dolayısıyla bölge kadınları da anne, kardeş, eş olarak aynı doğrultuda hareket ediyorlar gözyaşına, akan kana, kin ve nefrete dur diyorlar. Bana kalırsa bu sesin önünde artık kimse duramayacak. Kadınların gerçekleştirdiği ve seslerini tüm Türkiye'ye duyurmaya çalıştıkları bu sivil hareket, çözüm sürecini baltalamaya çalışanlara verilen çok yerinde ve çok anlamlı bir cevap diye düşünüyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.