Bakan Özer: Valilikler ders süresini düşürebilir
Milli Eğitim Bakanı Özer: Bizim geliştirdiğimiz sistem merkezi eğitim sistemi değil. Biz illere inisiyatif bıraktık. Öğrenci sayısı fazla sınıflar olabilir. Deprem çalışmalarından dolayı belli okullarda öğrenciler kümelenmiş olabilir.
Milli Eğitim Bakanı Özer: Bizim geliştirdiğimiz sistem merkezi eğitim sistemi değil. Biz illere inisiyatif bıraktık. Öğrenci sayısı fazla sınıflar olabilir. Deprem çalışmalarından dolayı belli okullarda öğrenciler kümelenmiş olabilir. İl milli eğitim müdürlerimizi istediği kadar tasarruf yapabilirler. Gerekirse 40 dakikalık ders süresini 30 dakikaya düşürebilirler. İkili eğitime geçebilirler. Lokal kararlar alabilirler. Ana kurallara bağlı olunarak yerel kurallar alınabilir. Valiliklerimiz, İl Milli Eğitim Müdürlüklerimiz gereken kararları alabilirler.
Okullarda kış aylarına yönelik yeni salgınla mücadele tedbirleri neler olacak? Vaka sayılarına göre yüz yüze eğitime ara verme planı var mı? Salgın dönemi, eğitim sisteminde kalıcı değişikliklere yol açabilir mi? Yeni öğretmen atamalarında nasıl bir takvim öngörülüyor? Ahmet Hakan soruyor, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer yanıtlıyor.
Milli Eğitim Bakanı Özer'in açıklaması şu şekilde;
"KURALLARI UYGULAYARAK OKULLARI AÇIK TUTABİLİRİZ"
Dünyadaki gelişmelere baktığımız zaman okulların açık tutulması için her türlü önlem alınarak okulların açık tutulması hedef alınıyor. Okullar bilişsel bilginin ötesinde kültür sanat eğitimi Spor etkinlikleri gibi çok sayıda şeylerin geliştiği bir otamadır. Sadece öğrenme ortamı olarak bakmamak gerekiyor okullara. Milli Eğitim Bakanlığı süreci başarılı şekilde yürüttü öğretmenlerimizin dijital ortamlarda deneyimleri olmamasına rağmen fedakarlıkla yönettiler. Maske mesafe ve hijyen kuralların ötesinde bir önlem yok bunlara uyarak okulları açık tutabiliriz. Okulların kapalı kalması eğitimde fırsat eşitliği yönündeki en büyük engeldir.
Artık telafi edilemez bir noktaya gidiyordu. Dijital bağımlılıkları kiloyu çocukların psiko sosyal gelişimlerin nasıl telafi edeceksiniz? Türkiye'deki eğitim sistemi ülkenin evreni. Normalleşebilmek için eğitim ortamlarının normalleşmesi gerekiyor.
Okulları kapatma lüksümüz yoktur. Vakaların belli bir noktaya gelmesi için okulların açılmasını bekleyemeyiz. Okullar ilk açılması ve en son kapatılması gereken yerlerdir. Türkiye'nin normalleşmesi için eğitimin normalleşmesi gerekiyor.
Bilişsel becerileri uzun vadede telafi etmenin çok daha büyük efor sarf ettiğin göze alarak en az hasar ile süreci normalleştirmek bir milli güvenlik meselesidir.
Sağlık Bakanlığı ile süreci birlikte yönetiyoruz. Öncelikle Sağlık Bakanlığı uyulması gereken kurallarla ilgili bir rehber hazırladı. Okulların temizlik ihtiyacı ile ilgili bütçemizi 10 kat artırdık. Okullarımızın yılın sonuna kadar temizlik ile ilglili hiçbir ihtiyaçlarını karşılıksız bırakmadık . Havalandırma ile ilgili maske ihtiyacı ile ilgili gerekli yatırımları yaptık.
"KAPALI OLAN SINIF SAYISI 1721"
Tüm kamunun gözü başka hiçbir kurum olmadığı kadar okullarda denetim büyük. Kovid salgınındaki rasyonel önlemlerin en yaygın uygulandığı yerler okullardır. Okullar en güvenli ortamlardır. Sağlık Bakanlığın belirlemiş olduğu kritere göre, bir sınıfta 10 gün içerisinde en az iki Kovid vakası olursa o sınıf 14 gün karantinaya alınır. O güncellendi 10 güne düştü. Esneklik sağlandı 5 gün içerisinde semptom göstermiyorsa öğrenci veli rızasıyla negatif çıkarsa yüz yüze eğitime geri dönebiliyor. Bu sistem sağlıklı bir şekilde ilerliyor. Eğitim sistemimizin ne kadar büyük ölçekli olduğunun farkında değiliz. 850 bin tane sınıf var. Kapalı olan sınıf sayısı bin 721. Bunlarda geçici zaten. Yüzde 1'in çok çok altında sınıflar var başından beri. Okulların kapanması gibi bir şey gündemimizden çıkmalı. Sistem kendi kendini kapatana kadar okullar açık olacak. 10 günlük periyotlarla bazı sınıflar açılıp bazıları kapanıyor. Tüm sınıfları kapalı olan tek okulumuz yok. 850 sınıfımız var bin 721 sınıf bugün kapalı yarın bazıları açılacak.
Okulların açık kalması ile ilgili 15'e yakın ile gittim. Çok farklı illere gittim ve şunu gördüm öğrenciler çok mutlu, gerçekten samimi mutlular devamlılıkla ilgili oranlar salgından önceki oranların üzerine çıktı. Bu şeyi gösteriyor; okul ortamının ne kadar özlendiği ve ihtiyacı. Velilerimiz de çok mutlu anneler de mutlu annelerimiz bu süreç içerisinde en çok fedakarlık yapanlar oldu.
Öğretmenlerin aşılanma oranı yüksek, bir doz aşı olan öğretmenlerimizin oranı yüzde 93, iki doz aşı olan öğretmenlerimizin oranı da yüzde 87.
Önceliğimiz yüz yüze eğitimde kararlı bir şekilde durmaktı. Bugünden geriye baktığımız zaman konuşmak kolay. Okulların açık kaldığın kamuya göstermemiz gerekiyordu, gösterdik. Kamuoyu ikna oldu paydaşlar ikna oldu. Velilerin ortaya konan sisteme güvendiği ve öğrencilerin okula geldiği gösteriliyor. Milli Eğitim Bakanlığı tüm süreçleri Sağlık Bakanlığı ile koordineli şekilde devam ettiriyor. İlave destek programları da geliştirdik İlkokuldan 12. Sınıfa kadar öğrencilerimizin önceki kayıpları ile ilgili bir tekrar yapıldı tüm sınıf seviyelerinde tüm dersler ile ilgili. Daha sonra bizim akşamları destekleme uygulamamız var. 8 ve 12. sınıfların destekleme uygulamasını devreye aldık. Daha sonra 7 ve 11'i devreye soktuk. Geçen hafta kazanım değerlendirme uygulaması yaptık.
Önümüzdeki hafta 15-19 Kasım tarihleri arasında bir haftalık tarih vereceğiz. Hem birinci dönemde birer hafta ara tatiller var. Burada müjde şu, tatilden sonra 6 ve 10. sınıflar içinde destekleme kurslarını açacağız.
"VALİLİKLER DERS SÜRESİNİ DÜŞÜREBİLİR"
Bizim geliştirdiğimiz sistem merkezi eğitim sistemi değil. Biz illere inisiyatif bıraktık. Öğrenci sayısı fazla sınıflar olabilir. Deprem çalışmalarından dolayı belli okullarda öğrenciler kümelenmiş olabilir. İl milli eğitim müdürlerimizi istediği kadar tasarruf yapabilirler. Gerekirse 40 dakikalık ders süresini 30 dakikaya düşürebilirler. İkili eğitime geçebilirler. Lokal kararlar alabilirler. Ana kurallara bağlı olunarak yerel kurallar alınabilir. Valiliklerimiz, İl Milli Eğitim Müdürlüklerimiz gereken kararları alabilirler.
"YARDIMCI KİTAPLAR DA ÜCRETSİZ OLACAK"
Yardımcı kitaplar da ücretsiz olacak. Bunların her ayın ilk haftası tüm kamuoyuna açıkladık. Ekimden itibaren başladık. Kasımda da yayınladık. Ders kitapları öğrencilerimize eriştirilmeye devam ederken tüm öğrencilerimize göndermeye başladık. Her ayın ilk haftası dijital olarak erişime açacağız. Aynı zamanda tüm öğrencilerimize basılı şekilde gönderdik. Yarımcı kitaplar hem dijital hem de basılı olarak tüm okullarda ücretsiz şekilde dağıtılacak.
Artık bizim gelinen noktada odaklanmamız gereken şey, eğitimde fırsat eşitliğine ve okullar arasındaki başarı farkını azaltmaya kaliteyi artırmaya bir vatandaşın çocuğunun gönül rahatlığıyla mahallesindeki okula göndermeyi ihtiyacı var. 4 öncelik koyduk. Okul öncesi eğitime erişimi artırmak. Okul öncesi eğitim yaşam boyu sadece bilişsel değil becerileri artıran eğitimlerden biridir.
Öğretmenlerle ilgili çok kapsamlı bir eğitim paketi hazırladık. Çok kapsamlı bir eğitim vereceğiz. Çok ciddi kaynaklar ayırdık. Ağırlığı burada yeni başlayan öğretmenlere vereceğiz. Adaptasyonları ile ilgili ciddi eğitim vermek lazım. Dördüncü noktada mesleki eğitim. Mesleki eğitimde asıl yaptığımız şu son 3 yıldan beri iş vereni biz eğitim içerisine dahil ettik. İşverenler artık mezunu beklemiyor eğitim sürecine dahil oluyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.