Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Fransa'nın önde gelen siyaset bilimi okullarından Fransa'nın mülkiyesi olarak bilinen SciencesPo'da bir konuşma yaptı.

Politik Bilimler Akademisi'nde öğrencilere hitap eden Egemen Bağış, Türkiye'nin demokratikleşme konusunda çok önemli mesafeler katettiğini söyledi.

Bu sırada salonda bulunan iki öğrenci, ayağa kalkarak Egemen Bağış'ın konuşmasını kestiler ve slogan atmaya başladılar.

Daha önce Hacettepe ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nde okuduğunu belirten bir öğrenci, Kürt kimliği nedeniyle Türkiye'de takibata uğradığını ve bu yüzden Fransa'ya gelip eğitim almak zorunda kaldığını anlattı.

Türkiye'de devlet tarafından Kürtlere yönelik sistematik bir baskı ve ayrımcılık politikası yürütüldüğünü öne süren öğrenci, Bakan Bağış'ın sıraladığı demokratikleşme adımlarının yetersiz kaldığını savundu.

Konferansa katılan Fransa eski Adalet Bakanı Rachida Dati, öğrenciyle konuşarak protestosunu soru-cevap bölümünde dile getirmesini istedi.

Egemen Bağış, bunun üzerine şöyle konuştu: "Açıkçası belirtmeliyim ki, Türkiye'de demokratikleşme alanında atılan adımlar, bundan 10 yıl önce hayal edilemeyecek düzeye ulaşmıştır. Kürt kimliği konusunda hiçbir zaman ayrımcılık uygulamayan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, vatandaşlarına eşit muameleyi cumhuriyetin temel ilkelerinden biri olarak görmüştür.

Son dönemdeki iyileştirmelerle Kürtlerin kendi isimlerini kullanmaları, yaşadıkları yerlere Kürtçe isim vermeleri ve Kürtçe yayın yapan kuruluşların inşa edilmesine destek olunmuştur.

Ama şunu da söylemeliyim ki, cumhuriyet tarihimizde gurur duyamayacağımız anti-demokratik olaylar da yaşadık. Ben bir Başbakan'ı ve iki bakanı asan bir siyaset anlayışıyla gurur duymuyorum.

Ben 30 yıl önce Kafka romanlarını komünist propaganda gerekçesiyle yasaklayan bir siyaset anlayışıyla gurur duymuyorum.

Ben şu anda ülkesinin başbakanlığını yapan kişiyi okuduğu şiir ve siyasi görüşleri nedeniyle hapse atan bir zihniyetle elbette gurur duymuyorum.

Fakat Türkiye'nin bugün demokratikleşme alanında attığı büyük adımlarla ve gelecekte atacağı adımlarla gurur duyuyorum. Türkiye'de bir şeyler değişiyor ve çok olumlu yönde değişiyor."

İTALYA'DAKİ GLADIO DAVASI GİBİ...
Bu konuşma üzerine öğrencilerden Başmüzakereci Egemen Bağış'a Türkiye'de gazetecilere baskı uygulanıp uygulanmadığı yönünde bir soru geldi.

Bakan Bağış, Türkiye'de şu anda tıpkı İtalya'daki Gladio davasına benzeyen nitelikte bir soruşturma süreci yaşandığını dile getirdi.

Bağış, bu süreçte  haklarında yanlış işler yaptığı savcılar tarafından, bağımsız yargı tarafından iddia edilen kişilerin tutuklu olarak yargılandığını söyledi.

Soruşturmada askerlerin, işadamlarının, hukukçuların olduğu kadar gazetecilerin de bulunduğunu belirten Başmüzakereci Bağış, "Türkiye'de yargı bağımsızdır, savcılar gerçeğe ulaşmak için çaba sarfediyorlar. Biz de hükümet olarak herkes gibi bu süreci dışarıdan takip ediyoruz" dedi.

CHP'DEN DESTEK İSTİYORUZ
5 Mayıs'ta sözde soykırımı inkar tasarısının yeniden Fransa parlamentosuna gelebileceğine dikkat çeken Bağış, bunu engellemek için ciddi bir görüşme trafiği içinde olduklarını, Fransa Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy'nin de tasarının yasalaşmasını istemediğini kendilerine aktardığını söyledi. Bu konuda ana muhalefet partisi CHP'den destek istediklerini belirten Bağış, "Şu anda CHP'nin genel başkan yardımcılarından biri, Fransa siyasetini iyi bilen bir emekli büyükelçimizdir. Kendisinin ve elbette CHP'nin burada muadili olduğunu söyledikleri sosyalistlerle temasa geçmeleri gerekmektedir. CHP, artık konuşmayı ve eleştirmeyi bırakıp somut işlere de katkı sağlamalıdır" diye konuştu.

Egemen Bağış ayrıca, Fransa'nın Mülkiyesi olarak kabul edilen SciencesPo'da bir Türkiye araştırmaları kürsüsü  kurmayı arzu ettiklerini, bu yönde çalışmanın Paris Büyükelçiliği tarafından başlatıldığını bildirdi.

BEN OLSAM DERHAL EURO'YA GEÇMEM
Başmüzakereci Bağış, Türk gazetecilere verdiği demeçte ise Avrupa Birliği'ne üyeliğin gerçekleşmesi halinde para biriminde derhal Euro'ya geçme konusunda temkinli olunması gerektiğini söyledi: "Bu benim kişisel kanaatim. O gün geldiğinde ben olsam Euro'ya geçme konusunda temkinli davranırdım. Şu anda AB'nin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıların bir kısmı da Euro'nun dalgalanmasından kaynaklanıyor."

ntvmsnbc