AYM: Barışçıl gösteriye müdahale olmamalı
Sendika üyelerine yapılan polis müdahalesinin, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlali olduğuna hükmeden AYM kararında, "Barışçıl gösteriye müdahale edilmemeli" denildi
KEMAL GÖKTAŞ
Anayasa Mahkemesi (AYM), Türkiye'de sık sık büyük tartışmalara neden olan toplantı ve gösteri özgürlüğü konusunda çok önemli bir karar verdi.
4+4+4 eğitim sistemini protesto etmek için İzmir'den Ankara'ya yola çıkmak isteyen sendika üyelerine yapılan polis müdahalesinin, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlali olduğuna hükmeden AYM kararında, bir toplantı ve gösteri yürüyüşünün yasalara aykırı olarak düzenlenmesinin tek başına toplantı veya yürüyüşün barışçıl niteliğini ortadan kaldırmayacağı vurgulandı.
Kararda, "Barışçıl amaçlarla bir araya gelmiş kalabalıkların toplantı hakkını kullanırken devletin sabır ve hoşgörü göstermesi çoğulcu demokrasinin gereğidir" denildi.
İhlal kararı çıktı
Eğitim-Sen İzmir Şubesi üyeleri, "4+4+4" olarak bilinen eğitim sistemini protesto için İzmir'den Ankara'ya yola çıkmak istedi. Sendika üyeleri, "polis tarafından orantısız güç kullanılıp engellendikleri ve ertesi gün protesto için yaptıkları gösterilerde tekrar polis şiddetine maruz kaldıkları" gerekçesiyle AYM'ye başvurdu.
AYM, "öğretmenlerin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine" karar verdi. AYM, yaralanan öğretmenlerden Ali Rıza Özer'in Anayasa ile güvenceye alınan kötü muamele yasağının maddi ve usul yönünden ihlal edildiğine hükmetti.
Polis müdahalesi 'eziyet'
Resmi gazete'de yayımlanan gerekçede, şu tespitler yapıldı:
"Ali Rıza Özer'in polise saldırdığının saptanamadığı, yaralarının burun kırığı ve işitme kaybı gibi ağır nitelikte olduğu gözetildiğinde asgari ağırlık eşiğinin aşıldığı anlaşılmıştır. Polisin müdahalesinin, başvurucuya fiziksel saldırı ve darp şeklinde meydana geldiği dikkate alındığında 'eziyet' olarak nitelendirilmesi mümkün görülmüştür."
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ve ifade özgürlüğünün, demokratik toplumun en temel değerleri arasında sayıldığı vurgulanan gerekçede şöyle denildi:
'Amaç önemli değil'
"Toplantının veya gösteri yürüyüşünün hangi amaçla yapıldığının bir önemi yoktur. Devletin toplantı ve gösteri yürüyüşünün barış ve güven içinde yapılmasını temin etmek amacıyla uygun önlemleri alma görevi bulunmaktadır. Bir toplantı ve gösteri yürüyüşünün yasadışı olması veya yasalara aykırı olarak düzenlenmesi de tek başına toplantı veya yürüyüşün barışçıl niteliğini ortadan kaldırmaz. Barışçıl amaçlarla bir araya gelmiş kalabalıkların toplantı hakkını kullanırken kamu düzeni açısından tehlike oluşturmayan ve şiddet içermeyen davranışlarına devletin sabır ve hoşgörü göstermesi çoğulcu demokrasinin gereğidir."
'Sınırlama konulmaması gerekir'
Kararda başvurucuların Ankara'ya gitmelerinin engellenmesinin toplantı hakkına yönelik bir müdahale teşkil ettiğinin açık olduğu vurgulandı. Gerekçede, şöyle denildi: "Başvurucuların, engellenmeleri üzerine oturma eylemi ve gösteri yürüyüşü yapmalarının polis tarafından dağıtılması da barışçıl toplanma hakkına müdahaledir. Başvurucuların içinde bulun
duğu grubun Valilik binası önünde basın açıklaması yapmasının engellenmesi de toplanma hakkına müdahale olarak değerlendirilmelidir. Devletin, barışçıl amaçlarla yapılan toplantı düzenleme ve toplantıya katılma özgürlüğünü korumakla kalmaması, ayrıca bu hakkın kullanımını engelleyen makul olmayan dolaylı sınırlamalar koymaması da gerekmektedir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.