Aydınlatılamayan 'TBMM lojmanı cinayeti' zaman aşımına uğradı
Eski SHP İzmir Milletvekili Erol Güngör'ün oğlu Mustafa Güngör'ün 1991'de TBMM lojmanında öldürülmesine ilişkin 30 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresi doldu- Erol Güngör'ün avukatı Ahmet Yıldırım:- "Tarafımızca gerek mahkeme kararı gerekse soruşturmayla
- Dönemin SHP İzmir Milletvekili Erol Güngör'ün oğlu Mustafa Güngör'ün 24 Haziran 1991'de Çankaya'da TBMM lojmanında faili meçhul şekilde öldürülmesine ilişkin 30 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresi doldu.
Mustafa Güngör, Kurban Bayramı'na denk gelen 24 Haziran 1991 Pazar günü TBMM lojmanlarında ölü bulundu. Yüzünden vurulan Güngör'ün vücudunda kesici alet yaraları da tespit edildi.
Resmi belgelere göre, lojmanların yer aldığı sitenin etrafı tel ve duvarla çevriliydi. Sitenin iki giriş kapısında 24 saat polisler görev yapıyor, burada ikamet eden bakanlar ile bazı milletvekillerinin evleri de ayrıca 24 saat korunuyordu.
Katil ya da katillerin yakalanması için polis ve savcılık, soruşturma kapsamında birçok kişinin ifadesine başvurdu ancak sonuç alınamadı.
Cinayetin aydınlatılması ve sorumluların belirlenmesine yönelik TBMM'de 2005'te araştırma komisyonu kuruldu. Onlarca kişiyi dinleyen, sayfalarca belgeyi inceleyen komisyon, soruşturma sırasında emniyet ve savcılığın bir dizi eksiğini tespit etti.
"Neredeyse 15 ay sonra bir cumhuriyet savcısının cinayet saatini araştırma yolunda ciddi adım atması", "cinayet yerine birçok kişinin girmesi nedeniyle parmak izi tespitinin mümkün olmaması", yakındaki lojmanlardaki kişilerin ifadelerinin "sanki milletvekili ailelerinin de dokunulmazlığı varmış gibi alınmaması" gibi tespitler komisyonun raporunda yer aldı.
Soruşturmanın yeterince sağlıklı yürütülmediği sonucuna varılan raporda, "Sıcağı sıcağına toplanması icap eden deliller toplanmamıştır." denildi.
- 20 yıl sonra açılan dava zaman aşımını 10 yıl uzattı
Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesince 12 yıl hapse mahkum edilen Abdullah Gökalp adlı hükümlü, 14 Mayıs 2010'da cezaevinde adalet müfettişine verdiği ifadede Mustafa Güngör'ü öldürdüğünü söyledi.
Bunun üzerine soruşturma başlatan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 2011'de dosyanın zaman aşımına girmesine birkaç gün kala Gökalp hakkında dava açtı.
İddianameye göre, olayda kullandığı bıçak, tabanca, kovan ve mermi çekirdeği ile maktule ait bazı eşyaların kendisinde olduğunu öne süren Gökalp, can güvenliği sağlandığı takdirde bunları adli makamlara teslim edeceğini dile getirdi ancak bu güvence verilmediği gerekçesiyle bundan kaçındı.
İddianamede, "Gökalp'in beyanlarının somut delil ve verilerle desteklenmediği ancak atılı suçun tabi olduğu zaman aşımı süresinin dolmak üzere bulunması ve şüphelinin kovuşturma aşamasında delilleri sunma ihtimali dikkate alınarak hakkında dava açıldığı" bildirildi.
Davanın açılmasıyla cinayet tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca zaman aşımı 10 yıl uzadı.
Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi duruşmalarda birçok tanığı dinledi. Ailesinin can güvenliğinin sağlanmadığını ileri süren Gökalp ise cinayeti aydınlatacak beyanda bulunmadı.
- "Gökalp'in belirttiklerini basından öğrenmesi mümkün"
Yaklaşık 10 yıl boyunca süren davada 13 Nisan 2021'de Gökalp'in beraatine hükmedilerek, cezalandırılmasını gerektirir yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı belirtildi.
Davanın gerekçeli kararında, cinayet sonrası bulunulan tespitlerle sanığın olay yerine ve cinayete ilişkin beyanları arasında çelişkiler olduğuna işaret edildi.
Kararda, Gökalp'in olayı aydınlatacak bilgi ve delilleri vereceğini sürekli söylemesine karşın çeşitli bahanelerle bunu yapmadığı, delilleri teslim edeceğini söylediği Güngör'den de zaman zaman menfaat temin ettiği kaydedildi.
Cinayetin ayrıntılarıyla basında yer aldığı ifade edilen kararda, "Dolayısıyla sanığın belirttiği hususları basından öğrenmesinin mümkün olduğu anlaşılmaktadır. Sanığın ikrarı dosyada bulunan başka delil ve emarelerle kesinlikle desteklenmediği gibi anlatımları çelişkili ve farklıdır." denildi.
- Güngör'ün avukatının beyanı
Erol Güngör'ün avukatı Ahmet Hamdi Yıldırım, AA'ya yaptığı açıklamada, cinayetin hemen ardından delillerin muhafaza altına alınarak toplanmadığını, aksine cinayet mahallinin "giren çıkanın belli olmadığı gel geç hanına çevrildiğini" ifade etti.
Delillerin muhafaza edilmediği gibi adeta bilerek yok edildiğini savunan Yıldırım, "Özetle etkili bir soruşturma yapılmayarak fail ya da failler bulunamamış, bu sebeple Erol Güngör'ün 1995'teki başvurusu üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2005'te Türkiye'yi etkili soruşturma yürütülmediği gerekçesiyle mahkum etmiştir." bilgisini verdi.
"Mustafa Güngör'ü bazı milletvekili çocukları ve akrabalarıyla birlikte öldürdüğünü belirterek savcılığa ifade veren Abdullah Gökalp hakkında zaman aşımı süresinin dolmasına iki gün kala dava açıldığını" hatırlatan Yıldırım, ancak yaklaşık 10 yıl süren yargılamadan sonra Gökalp hakkında beraat kararı verildiğine dikkati çekti.
Yıldırım, şunları kaydetti:
"Gelinen noktada, devlet ve devletin kolluk gücü ve yargısı dahil bütün organları cinayetin üzerinden geçen 30 yıllık sürenin sonunda, devletin kalbinde işlenen cinayeti aydınlatamadıklarını, faili veya failleri bulamadıklarını ikrar etmiş durumdadırlar. Tarafımızca mahkeme kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, gerek mahkeme kararı gerekse soruşturmayla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi ve AİHM'e de gerekli başvurular yapılacak, Mustafa Güngör'ün hukuku sonuna kadar takip edilecektir."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.