Atama bekleyen öğretmenlerin dramı!

Atama bekleyen öğretmenlerin dramı!

Kararlılar. Başbakanla görüşmeden şuradan şuraya gitmeyecekler. O kadar kararlılar ki Ankara'nın gittikçe soğuyan havası bile engel değil. Aylar da sürse, mücadelemize devam edeceğiz diyorlar.

BİZİM SORUNUMUZU ANCAK BAŞBAKAN ÇÖZER

Yıllarca uğruna dirsek çürüttükleri mesleklerini yapabilmek için günlerdir nöbetteler. Ankara'da Abdi İpekçi Parkı'nda bugün nöbetlerinin 9'uncu günü. Tek istedikleri Başbakanla 5 dakika olsun görüşebilmek. Başbakan için hediye bile hazırlamışlar.


Hediyelerden biri, üzerinde "veren el alan elden üstündür" yazan bir kakma. Diğeri ise, Başbakanın çocukluk resimleriyle dolu bir albüm. Sadece görüşelim, bize randevu versin, en azından isteklerimizi yazılı olarak verebilelim diyorlar. Başbakan randevu verene kadar aynı yerde eylem yapmaya kararlılar. Çoğu işsiz, ailelerinden aldıkları harçlıkla geçinmeye çalışıyorlar, aralarında ayda birkaç gün garsonluk yapan da var, anketörlük yapan da... Biz mesleğimizi yapmak istiyoruz diyorlar, tek istedikleri bu. Ve Başbakandan randevu alabileceklerine eminler. Bizim sorunlarımızı çözerse Başbakan çözer diyorlar.
 

BİZ YEM BEKLEYEN GÜVERCİN DEĞİLİZ

Onlar twitter ve Facebook üzerinden örgütlenmiş bir grup, Milli Eğitim Bakanı'nın ataması yapılmayan öğretmenleri Eminönü'nde yem bekleyen güvercinlere benzetmesinden sonra bu grubu kurmaya karar vermişler. Bu karardan sonra 12 ilde 17 ayrı eylem yapmışlar. Talepleri 11 senedir yapılan Şubat atamalarının bu yıl da yapılması, bu sene Şubat atamasının onlar için ayrı bir önemi var, sınava girmeden bir gün önce bir kanun değişikliği ile sınav sonuçlarının sadece o yıl için geçerli olması sebebiyle bu yıl Şubat ayında atama bekliyorlar. 120 bin öğretmen açığı ve 300 bine yakın atanamayan öğretmen olduğunu söyleyerek seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Eylemlerinin 8. gününde kendilerini dikkate almayan siyasilere ve basın mensuplarına bir gönderme yapmak için boş sıralara ders anlatarak ve onlara arkalarını dönerek eylemlerini renklendirdiler.


Eylemlerinden vazgeçmeye niyetleri yok, sadece Ankara'dan değil, Adana'dan, Manisa'dan, Kocaeli'nden, Mersin'den ve daha birçok ilden destek veren öğretmenler orada...

ANNEM BENİ BU HALDE GÖRMESİN

Ankara soğuk, Ankara şiddetli yağmur altında... Hepsinin üzerinde birer battaniye... Plastik bardaklara doldurdukları çaylarla ısınmaya çalışıyorlar. İçlerinden biri, annem beni bu halde görmesin çok üzülür diye fotoğraf çektirmek istemiyor. Aralarında, bir firmada temizlik görevlisi olarak çalışan da var, hamallık yapanda, restoranların yoğun olduğu günlerde çağırdığı garsonlar da var. Öğretmenlerden birinin anlattıkları insanın yüreğine dokunan cinsten. Mersin'den, atanamayan öğretmen arkadaşlarına destek vermek için gelen Sevil öğretmen, Mersin'de ayda 200 TL'ye engelli bir çocuğun bakımı üstlenmiş. Ayda 200 Lira ile geçinmeye çalışıyor. Eylemin 8'inci gününde Mersin'den bakıcısı olduğu aile tarafından çağrılınca eylemi yarıda bırakıp şehrine dönmek zorunda kalmış. Çoğunun cebinde simit alacak parası yok, duyarlı vatandaşların getirdiği yiyecekleri yediklerini söylerken gözlerini kaçırmaya çalışıyorlar.

 

İŞTE ONLARDAN BİRKAÇININ HİKAYESİ

Turan Ertem, Sınıf Öğretmeni, 4+4+4 eğitim sistemi yüzünden yaşadığı mağduriyeti dile getirmek için orada. Bu yıl mezun olmuş. Alan sınavına giremiyorsak neden puanlarımız sadece 1 yıl geçerli diye isyan ediyor.

Yüksel Andus, Bilgisayar Öğretmenliği mezunu, bu yıl KPSS'den 87 puan almış ama atanamamış. Eğer Şubat'ta bir atama olmazsa seneye bu puan onun hiçbir işine yaramayacak. Onun da tek isteği, 11 yıldır her sene yapılan Şubat atamalarının bu yılda yapılması.

Murat Yıldırım, Tarih öğretmenliğinden mezun, KPSS'den 82 puan almış 3 yıldır atama bekliyor. Bizlere, sadece devlete bel bağlamayın, başka yerlerde de iş arayın deniyor. Akıl veren çok olur ama ekmek veren olmaz diyor. Kardeşi ilkokul mezunu, onun çalıştığı fabrikaya işçi olarak başvurmuş, fakat üniversite mezunu diye almamışlar. Tek isteği mağduriyetlerinin giderilmesi.

Lale Aytekin, Coğrafya öğretmeni, sonumuz intihar eden 36 öğretmen arkadaşlarımız gibi olmasın diyor. 7 kardeşler, babaları yıllar önce vefat etmiş. Küçük kardeşinden harçlık alarak geçinmeye çalışıyor. Zaten ailemin durumu iyi değil maddi imkanı iyi olan ailelerin çocukları öğretmen olmaz diyor. O da diğer arkadaşları gibi mücadeleden vazgeçmeye niyetli değil. Ankara'dayız, Başbakana ulaşmak hiç zor değil, neden bize randevu verilmiyor diye soruyor. AK Partili vekillerle görüştük, bize yardımcı olacaklarını söylediler, onlardan haber gelinceye kadar buradayız diye de ekliyor.

Abdulkadir Doğanay, Pazarlama öğretmeni, Ankara'da belli zamanlarda garsonluk yapıyor. Düşük puanla atanan öğretmenlerin nasıl atandığını soruyor. Ayrıca dönem içinde yapılmayacağı söylenen öğretmen atamalarının ücretli öğretmenler alınarak yapıldığını söylüyor. KPSS'den bu kadar yüksek puan alan arkadaşlarımız varken neden ücretli öğretmenler alınıyor diye sitem ediyor. En büyük şikayeti, özel sektöre başvurduklarında öğretmen oldukları için işe alınmamak ve devletin de başka iş yapın demesi. Özel sektör bizi almıyor devlet özel sektörü işaret ediyor, biz ne yapalım diye soruyor.

Mesut Özkan, Türkçe öğretmeni, o daha yeni mezun. Ama yıllardır atama bekleyen öğretmenlerin psikolojik durumu onu çok rahatsız etmiş. Ben onlar gibi olmak istemiyorum diyor. Arkadaşlarım yıllardır atanamadıkları için neredeyse ideallerinden vazgeçtiler hepsi geçim derdinde, ben de böyle olmak istemiyorum, ben bu mesleği yapacaksam şimdi yapmalıyım, ben bu mesleğe olan inancımı kaybettikten sonra bir anlamı yok diyor ve ekliyor,

"KPSS sınavına girmek öyle kolay bir şey değil, şu an çalışmıyorum çünkü sınava hazırlanmam lazım, çok zor bir sınav ve bu sınavı kazanmak için sosyal hayatından da ödün vermen gerekir."

 

Umut, atanamayan öğretmenlerin oluşturduğu gruba İzmir'i temsilen gelmiş, Tarih öğretmeni. KPSS'den 81 almış. Ahçılık yapıyor, bunu yapmak zorundayım çünkü diyor. Tek istediği mesleğini icra etmek. En azından bir nebze olsun rahatlamak için Şubat'ta 30 bin atama bekliyor. Ve özellikle altını çizerek "Adaletli bir atama" istiyoruz diye de ekliyor.

Aranız da evli olan var mı diye soruyorum, ilginç bir hikaye daha çıkıyor ortaya. Evlenmek için önce iş lazım, para lazım, evlenemiyoruz ki diyorlar. Ve bir öğretmen, atanamayan başka bir öğretmen adayının dün yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

"Arkadaşım az öne aradı beni, Aydın'a kız istemeye gittiler fakat ataması olmadığı için aile kızını vermek istememiş, arkadaşım onurum kırıldı dedi. Çok üzüldüm"

 

Yusuf Adana'dan gelmiş, Adana'da iki okulda ücretli öğretmenlik yapıyor. sınıfa girdiğinde öğrencilerin, "Ücretli misin, kadrolu musun" sorusundan dolayı çok rahatsız. Ben bu soruyu soran öğrenciye ne verebilirim" diye soruyor. Ücretli öğretmen olunca öğrenciler bile bizi dinlemiyor, ders dinleyen öğrenci sayısı çok az, anlayacağınız bizi takmıyorlar diyor ve ekliyor:

"Milli eğitim Bakanlığı 12 bin 300 ücretli öğretmen var dedi. 127 bin öğretmen ihtiyacı olan bir ülkede nasıl 12 bin öğretmenle bunu karşılıyorlar. Ben iki okulda öğretmenlik yapıyorum ama birinde öğretmenlik yapıyor görünüyorum. Benim durumumda olan yüzlerce öğretmen var. Söylenen rakamlar doğru değil bunun altını özellikle çizmek istiyorum."

Erkan Kaya Kocaeli'nden geliyor. Teknik öğretmen. Geçen yıl sınavda 36'ıncı olmuş 39 kişi alınacakmış ama bir önceki yıldan önündeki kişi sayısı 18 olunca atanamamış, geçimini anketörlük yaparak sağlıyor, iki ayda 17 gün çalışıyor, sigortası yok.

internethaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.