ANKARA AB PROJELERİNDE DE ATAKTA
ANKARA AB PROJELERİNDE DE ATAKTA
AB EĞİTİM ve GENÇLİK Programlarına başvuran İlimiz okul ve kurumlarından 368 proje çevresinde 900 gönüllü kursiyerden seçilen 290 kursiyere, 20-24 Haziran 2011 ve 27 Haziran-10 Temmuz 2011 tarihleri arasında yapılacak "Proje Döngüsü Yönetimi Eğitimi" seminerinin açılış toplantısı 20 Haziran 2011 tarihinde Başkent Öğretmenevi toplantı salonunda yapıldı.
Toplantıda verilen bilgilere göre bu seminerler; bir fikrin, bir düşüncenin tasarlanıp şekillenmesine yardımcı olmak ve ortaya çıkan projenin kendine özgü çizgilerinin belirlenmesi için rehberlik yapmak amacıyla, başvuru formunun doldurulmasından projenin hazırlık aşamasına kadar tüm konuları içermektedir.
Millî Eğitim Müdürlüğü AR-GE Birimi Uluslararası Projeler Ekibinin desteği ile 2010 yılı içerisinde yapılan 44 seminerde 1621 kursiyere eğitim, 2600 öğretmene ise projeler için danışmanlık hizmeti verilmiştir. 2010 Şubat ayında 285 okul AB Projesine başvurmuş, 2011 de ise bu rakam 368’e yükselmiştir. Böylece her 4 okuldan biri projelere başvurarak Avrupa’daki okulların projeleriyle ortak olmuştur. 2007-2010 yılları arasında toplam 2894 öğretmen ve öğrenci AB projelerinden yararlanmıştır. Ankara Millî Eğitim Müdürlüğü de, 2010 yılında 86 proje ile 2.126.207 euro luk bir paylaşım gerçekleştirmiş ve 1-5 Haziran 2011 tarihleri arasında Sicilya işbirliğinde imzalanan Navaro projesi ve Hand In Hand, Eurodent, Evalu-Vet, Edoor, Reflesh,Cp Pack ve Enerteach projeleri ise hâlen yürütülmektedir.
EĞİTİMİMİZİN NİTELİĞİ GELİŞTİ
Ankara Millî Eğitim Müdürü Kâmil Aydoğan toplantıda yaptığı konuşmasında; "Bu bir bilinç, sorumluluk ve fedakarlıktır, bu özverilerin boşa gitmediğini projelerinizde ilerlediğinizde göreceksiniz. Türkiye’ de 2004 yılı eğitim açısından bir milattır. Proje anlayışı ve kültürü bu yıla kadar hayal meyaldi. 2004’ te AB’ne müracaat edilmesiyle her şey değişerek, Türkiye tam üyelik sıfatı kazanmıştır. AB’de en iyi alanımız eğitimdir. İtalya, İngiltere, İspanya ve Almanya gibi Avrupa ülkelerinden farkımız yoktur. Onlar da bizler gibi projelere müracaat etmektedirler. Biz Ortadoğu’dan, Rusya’dan, Çin’ den veya Türk Cumhuriyetlerinden farklı bir yerde olduğumuz için çok önemli bir avantajı yakalamış bulunuyoruz. Proje başvurularımızı tüm Avrupa öğretmenleri gibi yapabiliyoruz.
Bunun getirisi, insanlığı birbirine yaklaştırmak, kültür alışverişinde bulunmak, tanıştırmaktır. Yunus Emre "Gelin Tanış Olalım, İşi Kolay Kılalım" derken, birbirlerini tanımayan insanların önyargılı olabileceklerini anlatmak istemiştir. Özü budur. Mümkün olduğunca çok kişinin ülkemize gelmesi, bizlerin de o ülkelere gitmesi gerekir. Hemen her gün okullarımızda Avrupa’dan gelen konuklarımızı ağırlıyoruz. Bunun somut gelişmelerini ise Avrupa kamuoyundan takip edebiliyoruz. 2000’li yılların başında AB’ nin ülkemize bakışı ile 2005 yılından sonraki bakışı çok farklıdır. 1990-2000 yılları arasında bir öğretmen, bir müdür için yurt dışına gitmek düşünülemiyordu bile. Avrupa bizleri 1960’larda yurt dışına gönderdiğimiz işçilerimizin profili ile tanıyordu. Şimdi ise artık orada doğup okuyan, iş adamı, bürokrat olan Türk çocukları ve burada yetişen insanlarımızla tanıyor." dedi.
Aydoğan, bir çok ülkeye vizesiz gidilebildiğini, eğitim anlamında Amerika ve Avrupa ile dış temasın insanların algısını değiştirdiğini belirtti.
Ankara’nın bir eğitim başkenti olmasının önemine değinen Aydoğan, Ankara’nın diğer illerden bir adım önde olması gerektiğini belirterek, "2011’de sadece Ankara’dan yapılan başvuru sayısı 368’ dir. Demek ki, Ankara, başkentliliğinin farkına varmış ve coşmuştur. Kurumlar, okullar ya da şehirler ne kadar içe kapanırsa o kadar çok problem yaşarlar, ne kadar dışa dönük olurlarsa ufukları o kadar geniş olur."dedi.
2-3 ay kadar önce yaptığı Amerika seyahatindeki izlenimlerini aktaran Aydoğan; çocuklarımızın öğretmen sınıfa girdiğinde ayağa kalkmalarının, bayrak törenlerimizde saygı duruşunda bulunmalarının önemine değinerek orada izlediği obezite sorununu yaşamadığımız için çok şanslı olduğumuzu ifade etti ve sadece bu değerlerimiz için bile, bütçelerinin tamamını harcamaya hazır ülkeler bulunduğunu söyledi. Konuşmasının devamında "Bizim çocuklarımız ayağa kalkarak ‘Seni Önemsiyorum’ diyorlar, bu değerlerimize sahip çıkmalıyız." dedi.
Kâmil Aydoğan, "AB bize; düşünmeyi, sorgulamayı, projelendirerek her şeyi daha iyiye taşımayı çocuklarımıza kazandırmayı öğretti. Bu da bizim eğitimimizin niteliğini geliştirdi. Gelecek yıl 368 proje sayısının çoğalarak 600’lere ulaşacağına inanıyorum. Bu potansiyel Ankara’yı eğitimin de başkenti yapacaktır. Atatürk’ün büyük vizyonu olan çağdaş uygarlık düzeyi üzerine ulaşacağız. Bizim parayla alınamayacak değerlerimiz var. Vizyonumuz 2023’te 10 büyük dev ekonominin arasında olmaktır. T.C çatısı altında sahip olduğumuz kültürel zenginliğimizle ve farklılıklarımızla, saygı ve hoşgörü içerisinde yaşayarak hedeflerimizi ortaklaştırmalıyız." diyerek katılımcılara teşekkür etti, başarılar diledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.