Ali Yalçın Risk Aldı Ama...
Kıymetli dostlar önceki köşe yazımızda Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın risk alarak makul taleplerde bulunduğunu ve makbul bir teklif beklemekte haklı olduğunu belirtmiştik.
Kıymetli dostlar önceki köşe yazımızda Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın risk alarak makul taleplerde bulunduğunu ve makbul bir teklif beklemekte haklı olduğunu belirtmiştik.
Toplu sözleşme sürecinin başlamasıyla birlikte gördük ki Kamu İşveren Heyeti bu makul taleplere makbul değil beklentinin tersine malul bir teklifle geldi. Ülke gerçeklerinden ve kendi anlattıkları ekonomik tablodan çok uzak bir revize ile süreç hakem heyetine kaldı.
Kamu Görevlileri Sendikaları Heyet Başkanı Ali Yalçın’ın basın açıklamalarındaki samimi tavrı, dostları ile dertleşir gibi tane tane süreci anlatması, tüm süreç boyunca dikleşmeden dik durması, teşkilatının yetkili organları ile sürekli iletişim halinde olması ve tutarlı bir dil ile hareket etmesiyle sahada büyük bir karşılık buldu.
Kamu İşveren Heyetine yönelik hiç mazeret üretmeden çözüm yollarına yönelerek gerektiğinde teşekkür gerektiğinde sitemlerini de esirgemedi. Üç günlük itiraz süresinin uzun bir süre olduğunu vurgulayarak iş hakem heyetine kalacaksa üç gün değil üç dakika dahi düşünmeyiz dedi. Kamu görevlilerinin haklarını daha iyi müzakere edebilmek amacıyla iki günü müzakereye ayırmak için yazılı müracaatta bulunması da masanın işlerliği ve uzlaşmacı tavır açısından çok önemli bir adımdı ancak kamu işveren heyeti buna da olumsuz yaklaşınca sendikaların masadaki taleplerini daha nitelikli tartışmanın önü de kapanmış oldu.
Elektriğe, doğalgaza, çaya vb yapılan zamlar dikkate alındığında Memur-Sen’in teklifleri ve talepleri son derece makul idi. Bunun altına inmeyerek tüm kamu görevlilerinin desteğini aldı. Masada kazanamayınca hakem heyetine gitmekten başka çare de kalmadı. Aslında saha da bu süreçte tam olarak böyle olmasını istiyordu.
Genel Başkan Ali Yalçın; masayı çalıştırmak, yasayı işler hale getirmek ve kasayı açmak için elinden geleni fazlasıyla yaptı. Bu yönüyle bakıldığında en büyük teşekkürü ve takdiri hak etmiş oldu.
Yalçın’ın toplu sözleşme süreci başlangıcında yetkisiz olmalarına rağmen masada yer alan konfederasyon başkanlarına yaptığı çağrı son derece önemliydi. Ancak önceki iki toplu sözleşmede masaya çakılı kalan bu başkanlar hiç ders almamış olacaklar ki yine memurdan yana refleks gösteremediler.
Aklıselim herkes; sendikalı, rakip sendikalı, sendikasız tüm memurlar adına yetkili olan yani kendi üyelerinin de haklarını savunan, onlara da kazanım elde etmeye çalışan Kamu Görevlileri Sendikaları Heyet Başkanına bırakın destek verip yanında olmayı, aksine aleyhine dövizler açıp basın açıklamaları yapan konfederasyon yöneticilerini de unutmayacaktır.
Yetkili sendikaya destek verip memura kazandırmak yerine bulanık suda balık avlamaya çalışan bazı konfederasyonlar da Yetkili Sendika samimi ise eylemimize destek verirler açıklaması ile kargaların bile güleceğe bir çağrıda bulundu. Zaten eylemlerinde de söylemleri, kamu işveren heyetine değil kamu görevlileri sendikaları heyetine yönelik oldu. Bu da unutulmayacaklar listesinde ayrı bir garabet.
Kamu İşveren Heyeti ve Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti masanın iki ayrı kanadı olarak uzlaşamadılar. Tarafsız, objektif ve hakkaniyetli olması gereken hakem heyeti; reel ekonomik göstergeleri göz önüne alarak toplumun vicdanını yaralayacak, devlete ve adalete olan inancı sarsacak bir karar almamalıdır.
Ali Akıllı - memurpostasi.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.