Ali Yalçın: ILO'da Kamu Görevlilerinin Temsil Edilmesinin Yolunu Açtık

Ali Yalçın: ILO'da Kamu Görevlilerinin Temsil Edilmesinin Yolunu Açtık

Memur-Sen, TODAİE ve SESRİC tarafından düzenlenen “Uluslararası Sendikacılık ve Sosyal Politika” programı, sertifika töreninin ardından sona erdi.

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “ILO’da temsil edilen, çalışanın hukukudur, emeğin hakkıdır.  Bu bağlamda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ILO temsiliyeti için işçi-memur şeklinde dönüşüme geçilmesi yönündeki teklifimizi kabul etti. 65 yıl sonra emek kesiminin tamamının ILO’da temsil edilmesinin yolunu açtık” dedi.





Memur-Sen, TODAİE ve SESRİC tarafından düzenlenen “Uluslararası Sendikacılık ve Sosyal Politika” programı, sertifika töreninin ardından sona erdi.

24 ülkeden 25 sendikacının katıldığı ve iki ay süren programın sertifika töreninde konuşan Yalçın, sertifika almaya hak kazanan katılımcıları kutlayarak, “İki aydır birlikte gerçekleştirdiğimiz bu programdan, bu programa vesile olmaktan onur duyuyorum. SESRIC ve TODAİE’ye birlikte gerçekleştirdiğimiz bu program için teşekkür ediyorum. Bu programda siz değerli misafirlerimizden çok şey öğrendik. Bundan sonra da eğitim programlarımızı sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.



 

Bakanlığa, dönüşümlü bir sistem için irade beyanında bulunduk

Kamu görevlilerinin ILO’da temsil edilmesi konusunu değerlendiren Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “ILO’da ülkelerden çalışanları temsilen bir delege gönderiliyor. ILO’da hükûmet temsilcisi, işveren temsilcisi, bir de iş gören temsilcisi bulunuyor. Ülkemizde 1952’den bu yana Türkiye’deki en büyük işçi konfederasyonu olan Türk-İş, ILO’da emek kesimini temsil etti. Bu süreçte temsilcilik kıstası, ‘en fazla üyeye sahip konfederasyon’ şeklindeydi. Buna süreç içerisinde iki konfederasyon tarafından yapılan, ‘ILO’da temsiliyet dönüşümlü bir şekilde olsun’ itirazları, ‘Hayır en fazla üyesi olan konfederasyon ILO’da temsil yetkisine sahiptir’ şeklinde yanıtlanmıştı. Türkiye’de örgütlenme, işçi-memur ayrımı şeklinde yürüyor. Dolayısıyla iki kesim örgütleri de konfederasyon, iki kesim örgütleri de alt sendikalara ve temsiliyete sahiptir. 97’de diğer işçi konfederasyonu Hak-İş’in itiraz etmesi, ‘Bütün emek kesimi, ILO’da teknik heyette yer alsın’ demesi üzerine yapılan tartışmalarda diğer konfederasyonların da ILO’ya teknik heyet göndermesinin yolu açılmış ama temsil ve delegelik, üye sayısı en fazla olan konfederasyonda kalmıştı. 65 yıl sonra Türkiye’de sendikal anlamda sayısal veriler değişti ve 2016 verileri dikkate alındığında, Memur-Sen 67 bin gibi bir farkla, Türkiye’nin en büyük konfederasyonu oldu. Doğal olarak ILO’da çalışanları temsil hakkı Memur-Sen’e geçmiş oldu. Biz de bunu bakanlığa yazı göndererek istedik. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı durumu değerlendirdi, bize de yazılı olarak, ‘Evet muhatap sizsiniz’ dedi. Daha sonra ise çeşitli tartışmalar başladı ve konfederasyonlar arası çeşitli gruplaşmalarla tartışmalar sürdü. Biz de bunun üzerine dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi her kesimin ILO’da temsil edilmesi gerektiğini beyan ederek, memur ve işçi örgütlenmeleri arasında dönüşümlü temsil için irade beyanında bulunduk.”



 

Ayrıştırmayı, kutuplaştırmayı kabul etmiyoruz

Bazı sendikaların ve siyasi partilerin konuyla ilişkin açıklamalarına değinen Yalçın, “Emek kesiminin kendi arasında çatıştırılmaya çalışılması doğru değil. ILO temsiliyeti konusunda biz dünyanın çeşitli ülkelerinde olduğu gibi dönüşümlü bir temsilin olması konusunda bir beyanda bulunduk. Memur-Sen, işçi ve memuru çatıştırmaya karşıdır. ILO’da temsil edilen çalışanın hukukudur, emeğin hakkıdır.  Bu bağlamda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ILO temsiliyeti için işçi-memur şeklinde dönüşüme geçilmesi yönündeki teklifimizi kabul etti” diye konuştu.

Rekabetin hizmette kaliteyi de beraberinde getireceğinin altını çizen Ali Yalçın, “Emek örgütlerinin ülke içerisinde birbiriyle rekabet etmesi, birbirlerinin zayıf yönlerini eleştiri konusu olarak kullanmaları işin doğası gereğidir ama bir dış temsil olduğunda birbirleriyle rekabet etmek değil, uzlaşmayla yeni bir yöntem bulunması aklın gereğidir. Memur-Sen de bu doğrultuda hareket etmiş, 65 yıl sonra, emek kesiminin tamamının ILO’da temsil edilmesinin yolunu açmıştır” ifadelerini kullandı.

Temsil noktasında bencil davranmak doğru değildir

“Türk-İş 65 yıl tecrübesine bu yıl da devam edecek ve yine Türk-İş ILO’da çalışanları delege olarak temsil edecek” diyen Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı: “Biz ne 65 yıllık birikimi yok sayarız ne de 1 milyon üyesiyle en büyük emek örgütü olan Memur-Sen’in yok sayılmasını kabul ederiz. Temsil noktasında bencil davranmak doğru değildir. Bu tavırlar emek kesiminin tamamına zarar verir.”



 

Aslan: Nitelikli bir tecrübe paylaşımı oldu

TODAİE Genel Müdürü Prof. Dr. Onur Ender Aslan, iki ay süren eğitim programının nitelikli bir tecrübe paylaşımı olduğunu belirterek, “Böyle programların ortak bir zeminde çoğalmasını temenni ediyorum. İnanıyorum ki, bu çalışmanın meyvelerini çok kısa zamanda almaya başlayacağız. Bütün program ortaklarımıza teşekkür ediyorum” dedi.



 

Kulaklıkaya: Bu program yeni bir başlangıç olacak

SESRİC Genel Direktörü Musa Kulaklıkaya ise, 24 ülkenin sendikacılarının bir araya geldiği programın önemli bir başlangıç olduğunu dile getirdi. Bir ilk olan bu eğitim programının genişletilerek devam edeceğinin müjdesini veren Kulaklıkaya, Türkiye’nin en büyük emek hareketi olan Memur-Sen ile ortak çalışmaktan mutluluk duyduğunu kaydetti.




Program, katılımcılara sertifikalarının takdim edilmesiyle sona erdi. 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum