Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, sağlığımızı ve inancımızı tehdit eden gıda güvenliğinin hem hukuki hem de ahlaki bir mesele olduğunu belirterek, “Bu çürüme ancak Ahilik ahlakına dönüşle aşılabilir” dedi.

Mehmet Akif İnan Vakfı öncülüğünde Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Eğitim-Bir-Sen Kütahya 1 Nolu Şube, Kütahya Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, Kütahya Ticaret İl Müdürlüğü iş birliği ile DPÜ Germiyanoğlu Yakup Bey Konferans Salonu’nda düzenlenen “Kütahya Ahiliğinin Temel Taşları” Sempozyumu’nun açılışında konuşan Ali Yalçın, Ahiliğin, iktisadi ve dini boyutlarıyla öne çıkan sosyokültürel bir yapı olmakla birlikte yeri geldiğinde siyasi ve askeri bir yapı, devrin sosyal güvenlik örgütü ve sivil toplum kuruluşu olduğunu söyledi.

Ahilik bize ‘eskimez yenilikler’ önermektedir

Ahiliğin günümüzde bize ‘eskimez yenilikler’ önerdiğini kaydeden Yalçın, “Bunları, çağın ihtiyaçları doğrultusunda ortaya çıkarıp, medeniyetimizi yeniden inşa etmek mecburiyetindeyiz. Aslında Ahilik sistemini ortaya çıkaran olaylar ve olgular günümüz gelişmeleri ile benzerlik arz etmektedir. Sermayenin küreselleşerek dünyayı şekillendirdiği bir zeminde emek, hızla değersizleşmekte ve sömürülmektedir. Böyle biz zeminde, Ahiliğin günümüz gelişmeleri doğrultusunda yeniden yorumlanmasına ihtiyaç vardır. Memur-Sen olarak, bu anlayışla yola çıkarak, uzun mutfak çalışmaları ve yoğun saha diplomasisi neticesinde emeği, emekçiyi ve alın terini, yerelde ve evrenselde temsil etmek, hakları artırmak ve uluslararası dayanışmayı güçlendirmek için Uluslararası Emek Örgütü’nü (ILC) kurarak insanı ve emeği merkeze alan çalışmalara devam etmekteyiz. Bu sempozyumu ve benzer çalışmaları, bu minvalde yeni önermelerin ortaya çıkarılacağı çalışmalar olarak görmekte ve bunlara büyük önem vermekteyiz” şeklinde konuştu.

Sağlığımızı ve inancımızı tehdit eden gıda güvenliği hem hukuki hem de ahlaki bir meseledir

Ali Yalçın, yemek hizmeti sunan birçok işletme tarafından vatandaşlara tek tırnaklı, domuz eti gibi ürünlerin yedirildiğinin tespit edilmiş olmasının gıda güvenliği açısından büyük bir tehdit altında olduğumuzu gösterdiğini, toplumda ciddi bir infiale neden olduğunu vurgulayarak, “Zira temiz ve helal gıda Müslüman halkımız için sadece sağlık meselesi değil, aynı zamanda inanç meselesidir” diye konuştu.

“Son birkaç yıldır fahiş fiyat artışları konusunda da gözlemlediğimiz iş ahlakından yoksun bir takım açgözlü ve ahlaksız kişi ve işletmeler nedeniyle esnafımıza olan güven de zedelenmektedir” diyerek sözlerini sürdüren Yalçın, “Sağlığımızı ve inancımızı tehdit eden gıda güvenliği hem hukuki hem de ahlaki bir meseledir. Bu çürüme ancak Ahilik ahlakına dönüşle aşılabilir. Bununla birlikte, bu gidişata dur demek için devlet yumruğunu masaya vurmalı, halk sağlığının korunması için gıda denetimleri sıkılaştırılmalı ve sıklaştırılmalıdır. İnsan sağlığıyla oynamanın bu kadar ucuz olmadığını göstermek için cezalar, Müslüman mahallesinde gizlice salyangoz satmaya tevessül eden açgözlü fırsatçılara göz açtırmayacak caydırıcılıkta uygulanmalı, sadece idari müeyyideler değil, adli müeyyideler de devreye sokulmalıdır. Güvenli gıda kadar hayati olan helal gıdaya yönelik de gerekli mevzuat düzenlemeleri geliştirilmeli, sertifikasyon süreçleri titizlikle uygulanmalı ve sonrasında sıkı şekilde takip edilmelidir. Helal gıda, toplu sözleşme kararımız gereği sadece kamu yemekhanelerinde değil, tüm topluma yaygınlaştırılmalıdır” ifadelerini kullandı.

Mehmet Akif İnan Vakfı Başkanı Hıdır Yıldırım, DPÜ Rektörü Süleyman Kızıltoprak, Kütahya Vali Yardımcısı Süleyman Ovalı ve DPÜ Öğretim Üyesi Erdal Aday’ın da birer konuşma yaptıkları sempozyumda, akademisyen ve yazarlar tarafından “Kütahya’da Ahiliğin Tarihsel Boyutu”, “Kütahya’da Ahiler ve Ahilik Faaliyetleri”, “Kütahya’nın İlçelerinde Ahiler ve Sosyal Hayata Etkileri”, “Ahiliğin Kültürel ve Mesleki Hayata Yansımaları” başlıklı dört oturumda çeşitli başlıklarla 16 bildiri sunuldu.