Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, sendika olarak, yerlerinin her zaman hakkın, halkın ve çalışanın yanı olduğunu ve bu duruşlarının devam edeceğini kaydetti.

Türkiye’nin demokratikleşmesinin, korku tünelinden çıkmasının, ham demokrasinin tam demokrasi olmasının, temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınmasının öncelikleri arasında yer aldığını ifade eden Yalçın, “Bunu başaramadığımız zaman aldığımız kazanımlar birer serap olur. Kazanımlarımızı sağlamlaştırmak zorundayız” dedi.

Eğitim-Bir-Sen Ordu ve Giresun şubelerinin programlarında konuşan Genel Başkan Ali Yalçın, Türkiye’nin, adı sivil, beyni üniformalı yapılarla ortak hareket eden vesayetçiler tarafından her 10 yılda bir darbelerle dizayn edildiğini belirterek, “Malum yapıların son denemesi Taksim Gezi Parkı eylemleri ve 17-25 Aralık darbe girişimi oldu. Postmodern darbeden sonra dostmodern darbe ile karşılaştık. Sivil bir hareket olarak, bu girişimlere karşı dik durduk, ilk günden ayağa kalktık, duruşumuzu ortaya koyduk; faiz lobisine de, vaiz lobisine de geçit vermedik” şeklinde konuştu.

Sendikacılığımızın özeti

Kuruldukları günden beri haksızlıklarla, adaletsizliklerle mücadele ettiklerini söyleyen Yalçın, “Türkiye’de adam gibi sendikacılık yapılıyorsa, bu, Memur-Sen ve bağlı sendikaların sayesinde olmuştur. Memur-Sen kuruş değil, duruş sendikacılığı yapmaktadır. Bugün kazanılan onlarca hak, yaşanan süreçlerde halkın yanında yer almamız, bizim sendikacılığımızı en iyi şekilde özetlemektedir” ifadelerini kullandı.

Kazanımlarımızı sağlamlaştırmak zorundayız

Geçmişte yüzde 120 zam alınarak elde edilen kazanımların tamamının 5 Nisan kararlarıyla bir kalemde gittiğini dile getiren Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunun için Türkiye’nin demokratikleşmesi, korku tünelinden çıkması, ham demokrasinin tam demokrasi olması, temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınması birinci meseledir.

Bunu başaramadığımız zaman aldığımız kazanımlar birer serap olur. Kazanımlarımızı sağlamlaştırmak zorundayız. Her 10 yılda bir darbenin yapıldığı bir ülkeden bahsediyoruz.

Burada kimsenin ayağa kalkmasına müsaade etmezler, son 10 yılda yaşadığımız 7 darbe girişimi bunun neticesidir.”

Biz rotasyoncu değiliz ama birileri manipülasyoncu

Yalçın, geçmişte yapılan Cumhuriyet mitingleriyle darbeye zemin hazırlandığına dikkat çekerek, şöyle konuştu:

“İşte mevsimlik sendikacılık budur. Seçime gidilen süreçte eski hasımların kol kola girerek şimdi hısım oldukları ibretlik tablolarla karşı karşıyayız. Nöbetleşe ödünç adamlarla duruşunuz, yürüyüşünüz engellenmeye çalışılıyor. Öğretmen rotasyonu tartışılıyor, malum sendikanın başkanı ‘Eğitim-Bir-Sen rotasyoncudur’ diye cümle kuruyor. Eğitim-Bir-Sen, yöneticiler konusundaki rotasyonu savunmuştur, sonuna kadar da savunacaktır ama öğretmenler konusundaki kaygı ve endişelerimizi 2011 yılında beri dile getirerek, tasvip etmediğimizi beyan ettik. Onun için biz rotasyoncu değiliz ama birileri manipülasyoncu.”

Yalçın, Türkiye’nin son 13 yılda birçok defa darbe girişimlerine maruz kaldığını ve söz konusu girişimlere karşı sendika olarak en sert tepkiyi verdiklerini sözlerine ekledi.

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın Yayla, Ordu Şube Başkanı İsmail Çelenk ve Giresun Şube Başkanı Mustafa Öz’ün de birer konuşma yaptıkları toplantılara çok sayıda üye ve davetli katıldı.