Aile hekimlerinden 'check-up' tepkisi
İSTAHED Hukuk Komisyonu Sekreteri Mustafa Tamur: Bilimsel gerçeklere dayandırmadan, aile hekimliği ve sağlık sistemini hastaların her isteğinin yerine getirildiği ve dolayısıyla çok iyi hizmet veren bir sistem gibi göstermek için uygulamaya konulan bu che
İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Hukuk Komisyonu Sekreteri Mustafa Tamur, aile sağlığı merkezlerinde uygulamaya giren "check-up"ı aile hekimleri olarak kabul etmediklerini bildirdi.
Tamur, İSTAHED adına yaptığı açıklamada, tıp fakültelerinde check-up diye bir ders konusu olmadığını ifade ederek, check-up değil de koruyucu sağlık hizmeti olan periyodik sağlık muayeneleri ve tarama testlerinin bilimsel bilgilere dayanan, uluslararası kabul görmüş rehberlerce de tavsiye edildiğini kaydetti.
Sağlık Bakanlığı'nın 18 yaş üstü herkese, yılda bir, çok sayıda kan testleri ve EKG yapılmasını istediğini dile getiren Tamur, şöyle devam etti:
"Genel düşünüş, hasta olmadan yapılacak her türlü testlerin hastalıkları erken tespit edebileceği yönünde olsa da gerçekte bu testler belli yaş gruplarına ve belli risk gruplarına değil de herkese yapılırsa, toplamda bir faydasının olmayabileceği ve hatta zarar verici olabileceği bilimsel olarak gösterilmiştir. Bu nedenle bilimsel rehberler bu tür uygulamaların belli yaş aralıklarına ve belli risk gruplarına yapılmasını önermektedir. Bilimsel gerçeklere dayandırmadan, popülist politikalarla, aile hekimliği ve sağlık sistemini hastaların her isteğinin yerine getirildiği ve dolayısıyla çok iyi hizmet veren bir sistem gibi göstermek için uygulamaya konulan bu check-up, ilk bakışta toplum için iyi bir uygulama gibi görünse de uzun vadede yarardan çok zarar getirecek sonuçlar doğurabilir."
Tamur, genel bir check-upta hafif yüksek ya da düşük çıkacak bir sonucun kişinin hasta olarak etiketlenmesine, gereksiz hastane sevklerine ve ileri tetkiklere yol açacağını, çoğunlukla da bir hastalık tanısı konulamayacağını vurguladı.
Aile hekimleri olarak, bilimsel temellere dayanan koruyucu sağlık hizmetlerini ve kanser taramalarını en iyi şekilde yapmak için toplumun büyük kısmına ulaşacak bir alt-yapı ve sistem kurulması gerektiğini savunduklarını belirten Tamur, şunları kaydetti:
"Koruyucu sağlık hizmetleri ve kanser taramaları sadece sağlık kurumlarına gelen ve isteyen hastaya değil toplumdaki sağlıklı insanların büyük kısmına ulaşılarak yapılmalıdır. Bunun için de koruyucu sağlık hizmetleri ve taramalar için ayrı bir kurum, bu kurumun alt yapısı, bütçesi, personeli, personelin eğitimi ve iyi bir planlama gereklidir. Bu kurumun tüm nüfus bilgilerine ve iletişim bilgilerine ulaşabilmesi, sağlıklı insanlara sistemli bir şekilde ulaşarak periyodik sağlık muayeneleri ve taramalar için kuruma davet etmesi, gelemeyenlerin yeniden aranıp takip edilmesi gerekir. Bu kurum aile hekimleri ile iş birliği içinde çalışmalıdır. Bu şekilde yapılmayan her check-up ya da tarama programı gerçek anlamda bir koruyucu sağlık hizmeti olamaz."
Tamur, aile hekimlerinin herkese check-up yapması için gerekli iş gücü ve zaman hesaplanması gerektiğini dile getirerek, aile hekimlerinin ve hemşirelerinin gebe-bebek-çocuk izlemi ile aşıların takibinde zorlanırken, bağırsak ve rahim ağzı kanseri tarama testlerini yapmaya çalışırken, raporlar ve sürekli kullanılan ilaçların reçete tekrarı işlemleriyle uğraşıp günde 80-100 hasta bakarken, hasta ile doktoru karşı karşıya getiren uygulamalar nedeniyle de sürekli sözel ve fiziksel şiddet tehdidi altında tükenmişlik yaşarken, check-up talepleriyle baş etmelerinin zor olduğunu kaydetti.
"Check-up"ın bilimsel bir faydası bulunmadığını, ekonomik olmadığını ve yoğun olan aile sağlığı merkezlerini kitleyeceğini, hekim ve hastaya zarar vereceğini savunan Tamur, check-up uygulamasını aile hekimleri olarak kabul etmediklerini söyledi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.